Gündem

1,8 milyon mülteciye ne olacak

Yazan: Dilara Türkyılmaz

Suriyeli göçmenler sadece sayı değil. Türkiye’deki mültecilerin durumu İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde tartışıldı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul kampüsünde, Suriyeli sığınmacılar ve göç konusunun insan hakları açısından ele alındığı “Şimdi Dinleme Zamanı” başlıklı seminer bugün 10.30-14.00 saatlerinde gerçekleşti.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Eski Dış İlişkiler Sorumlusu Metin Çorabatır Türkiye’de 4 milyon sığınmacının 2,2 milyonunun kamp alanlarında yaşadığını ancak geri kalan 1,8 milyon mültecinin kamplar dışında yardımdan yoksun olarak yaşadığını söyledi. Kamplarda yaşamını sürdüren mülteciler için bez çadırların artık konteynerlerle değiştirileceğini anlatan Çorabatır, kamp alanlarındaki sağlık ve iletişim hizmetlerinin olabildiğince arttırılacağını ifade etti.

Çorabatır, Türkiye’de çeşitli kentlerde yaşamını sürdüren 1,8 milyon mültecinin ise eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanamadığını, hastanelere başvuramadığını ve hayatlarını devam ettirecek imkânlardan yoksun olduğunu vurguladı.

Ülkede yaşamını sürdürmeye çalışan mültecilerin yanısıra denizden kaçak geçişleri azaltmaya yönelik çalışmalar için AB ile toplantıların devam ettiğini söyleyen Çorabatır: “Ege denizi üzerinden kaçak geçişleri düzenleyen kaçakçılar ile mücadele etmek için güvenlik ekibi ve yaptırımlar arttırılacak” dedi.

“Geleceği planlamak herkesin temel bir içgüdüsüdür”

Çorabatır, mültecilerin artık Türkiye’den diğer ülkelere geçiş yapamayacağını ve yaşamını Türkiye koşullarına göre düzenlemesi gerektiğini söyledi. Aynı zamanda hükümetin sektör bazında çalışmalar yaptığını ve iş bulma kurumlarında mültecilere uygun iş olanakları sağlanacağını söyledi.

“Göç ve Entegrasyon: Ötekinin Yarasını Saran Kendini İyileştirir” başlığı altında konuşmasını yapan Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler öğretim üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya; Türkiye’de bugün yaşanan göç travmasının tarihte pek çok kez yaşandığını, ülkenin bu duruma alışık olduğunu, bu yüzden devletin bu durumu yadırgamasından rahatsızlık duyduğunu söyledi.

Türkiye’de Suriye tarihi üzerinde uzmanlaşmış sadece bir kişinin olduğunu söyleyen Kaya, ülkede yaşayan bütün Suriyelilere mülteci gözüyle bakılmaması gerektiğini vurguladı. Suriye’den gelen herkesin kötü durumda olmadığını, iyi durumda olan ailelerin de İstanbul Osmanbey’de yaşadığını söyledi.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Taner Kılıç “Mülteci Hukuku ve Türkiye’de İltica Uygulaması” başlıklı konuşmasında göç durumunda ülkelerin oynadığı rolleri üçe ayırdı: Göç alan, göç veren ve göç sırasında transit olan ülkeler. Türkiye’nin transit ülkeler arasında yer aldığını belirten Kılıç, konuşmasını İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin “Herkes zulüm karşısında başka ülkelere sığınma talebinde bulunma ve sığınma olanağından yararlanma hakkına sahiptir” diyen 14’üncü maddesine atıfta bulunarak bitirdi.

Seminerde ayrıca Bilgi Üniversitesi Medya Programı öğrencileri tarafından hazırlanan, konuyla ilgili mini belgesel film gösterimi de yer aldı. Suriyeli öğrencilerle gerçekleştirilen mini belgeselde, Suriyeli çocukların özellikle eğitim konusundaki görüşlerine yer verildi.

Yorum yazın