Genel

Afganistan’da hangi medya, hangi özgürlük?

Yazan: [email protected]

Aslı TUNÇ Afganistan’ın Kültür Bakan Yardımcısı Din Muhammad Rashedi, 5 Nisan günü savaş yorgunu, yoksul ülkesinin medyasını sunmaya çalıştı, bir avuç Türk gazeteciye. Medialog Platformu’nun konuğu olarak İstanbul’da ağırlanan hepsi erkek üst düzey gazeteci, genel yayın yönetmeni ve siyasetçiden oluşan Afganlı davetliler bir günlük seminer boyunca Afganistan’ın medyasını, güvenliğini, siyasal ve kültürel geleceğini ve beklentilerini […]

Aslı TUNÇ

Afganistan’ın Kültür Bakan Yardımcısı Din Muhammad Rashedi, 5 Nisan günü savaş yorgunu, yoksul ülkesinin medyasını sunmaya çalıştı, bir avuç Türk gazeteciye. Medialog Platformu’nun konuğu olarak İstanbul’da ağırlanan hepsi erkek üst düzey gazeteci, genel yayın yönetmeni ve siyasetçiden oluşan Afganlı davetliler bir günlük seminer boyunca Afganistan’ın medyasını, güvenliğini, siyasal ve kültürel geleceğini ve beklentilerini konuştu. Taliban sonrası hayatı, NATO varlığını, Türkiye’nin rolünü ve daha pek çok konuyu çoğunluğu İslami medyadan gelen gazetecilerle tartıştılar.

Medya bağlamında Türk medyasıyla neredeyse hiçbir ortak sorunu ve noktası bulunmayan Afganistan, okuma yazma oranının yüzde yirmi olduğu (hatta kadınlarda bu oran % 12) bir ülkenin gerçeklerini yaşamakta. Yazılı basının yerini radyonun aldığı ülkede 30 ayrı dil ve lehçeyi birleştiren tek kitle iletişim aracı radyo. Şimdilerde ülkede geniş izleyici kitleleri olan beş özel televizyon kanalı ve 40’tan fazla radyo istasyonu var.

Rashedi, 2004 yılında hazırlanan anayasadan sonra ifade özgürlüğünün korunma altına alındığını ve aslında Afgan medyasının Türk medyasından bile daha bağımsız (!) olduğunu dile getirdi. Türk konukların yüzündeki şaşkın ifadeler eşliğinde Afgan medyasında asla sansür olmadığını ancak tek koşulun televizyon ve radyo yayınlarının İslam’a uygunluğu olduğunu vurguladı. Bu noktadan sonra salonda bulunan çeşitli İslami medya mensuplarını bilmem ama benim kafam epeyce karıştı. Kültür Bakan Yardımcısı dine dokunmadığı sürece ifade özgürlüğünün sınırsız olduğunu iddia ettiği medyasını överken Batı dünyasının popüler kültür ürünlerine şimdilik bağımlı olduklarından şikayet etti.

Anlaşılan ifade özgürlüğünü savunan Media Watch ya da Londra merkezli Savaş ve Barış Gazeteciliği Enstitüsü’nün 2006 – 2007 arasında Afganistan’ı ifade özgürlüğünün neredeyse bulunmadığu ülkeler listesinin başına oturtmaları bir yalan olsa gerekti.

Bakan yardımcısı özellikle son günlerde yabancı basına yansıyan Popstar yarışması tartışmalarına ise değinmemeyi tercih etti. Daha 29 Mart günü Rashedi’nin çalıştığı Bakanlık televizyonda erkeklerle birlikte dans eden kadınları görünce çılgına dönmemiş miydi? Derhal program ahlaksızlık ve İslamiyete aykırı unsurlar nedeniyle lanetlenmişti. Zaten bu dejenere Batı program formatları yok muydu? İffetli toplumları baştan çıkaran bu örnekler olmasa özgürlükler ne güzel sınırsız olacaktı.

Rashedi ülkesinin medyasının hızla gelişeceğini inancı vurguladıktan sonra odada bulunan Samanyolu Televizyonu, Zaman ve Today’s Zaman gazeteleri temsilcilerinin hoşuna gideceğinden emin bir şekilde ekledi. “Ülkemizde tek bir Türk programı büyük bir ilgiyle seyrediliyor. O da “Sırlar Dünyası”. Tahmin edileceği gibi bu tespite kimse şaşırmadı.

Yorum yazın