Eğitim Gündem Sağlık

Akran zorbalığına eğitimle “dur” diyorlar

Yazan: Büşra Şahin
TOG'un Zorbalığı Kafandan At projesi kapsamında gönüllüler pilot uygulama için seçilen ortaokullarda eğitim veriyor

Türkiye, OECD ülkeleri arasında akran zorbalığının en fazla görüldüğü ülke durumunda. Özellikle ortaokul ve lise çağında çok sık karşılaşılan bu durumla mücadele etmek için Toplum Gönüllüleri Vakfı “Zorbalığı Kafandan At” projesini yürütüyor.

Akran zorbalığı, okul çağındakilerin en çok karşılaştığı şiddet biçimi. PISA 2022 verilerine göre; Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında yüzde 27 ile zorbalıkta birinci sırada. OECD ülkelerinde ise ortalama olarak öğrencilerin yüzde 20’si zorbalık içeren davranışlardan herhangi birine uğradığını bildiriyor. Öğrenciler arasında görülen akran zorbalığı davranışlarının, gençlerin kendi aralarındaki ilişkilerden kaynaklandığı tespit edildi. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) 2023’te başlattığı #zorbalığıkafandanat projesi ile akran zorbalığıyla mücadele ediyor. Proje, zorbalığın sebep olduğu kaygı, eğitimde başarısızlık gibi olumsuz etkilere çözüm yolları üretmeye ve toplumsal farkındalık oluşturmaya çalışıyor.

Toplum Gönüllüleri Vakfı Ulusal Proje Uzmanı Aslıhan Yıldırım

Toplum Gönüllüleri Vakfı Ulusal Proje Uzmanı Aslıhan Yıldırım

Toplum Gönüllüleri Vakfı Ulusal Proje ve “Zorbalığı Kafandan At” Projesi Uzmanı Aslıhan Yıldırım, Toplum Gönüllüsü Gençler ile birlikte gerçekleştirdikleri okul uygulamalarında hemen hemen tüm sınıflarda mutlaka bir akran zorbalığının yaşandığını söylüyor. Yıldırım, akran zorbalığının bu denli yaygın olmasının ve öğrencilerin okul ile aralarındaki bağa zarar veriyor olmasının uygulamalarda gözlemlediği en dikkat çekici olaylardan biri olduğunu belirtiyor.

Hangi davranışlar akran zorbalığı tanımına girer?

Yıldırım’a göre, bir eylemin zorbalık olarak adlandırılabilmesi için kasıtlı biçimde zarar vermeyi amaçlaması, süreklilik özelliği göstermesi ve zorba ve mağdur arasında fiziksel veya psikolojik açıdan güç dengesizliğinin bulunması gerekiyor.

Dolaylı olarak gerçekleştirilen ve mağdurun sosyal ilişkilerine ya da saygınlığına zarar vermeyi amaçlayan davranışlar da (söylenti çıkarma, dışlama, vb.) zorbalık olarak kabul ediliyor. Bir arkadaşınızla ettiğiniz tek bir kavga içinde şiddet barındırmasına rağmen, zorbalık sayılmıyor. Bununla birlikte zorbalık, içinde güç dengesizliği barındırıyor. Sizden daha güçlü, sizden daha popüler veya sizden daha çok sözü geçen bir öğrenci, kendinizi savunmanıza izin vermeyecek bir biçimde size devamlı olarak fiziksel ya da sözel şiddet uyguluyorsa zorbalık mağduru olabilirsiniz.

Zorbalığa maruz kalan çocuğa nasıl yaklaşmak gerekir?

“Çocuğa yalnız olmadığını hissettirmek gerekir” diyor Yıldırım. Zorbalığa maruz kalan çocuklarda üzüntü, endişe, korku gibi duygular gözlemlenebileceğini belirtiyor. Sosyal gruplardan uzak durmak, okuldan önce veya sonra üzgün olmak, okula gitmeyi reddetmek, savunmacı bir beden dili kullanmak, ani ruh hali veya davranış değişiklikleri akran zorbalığı mağdurluğunun birer belirtisi olabilir. Yıldırım, “Ebeveynler zorbalığa maruz kalan çocuğu dinlerken onda suç aramaya çalışmamalı, önce onu anlayıp sonra destek olmak için neyi yanlış yaptığını değil neyi farklı yapabileceğini anlatmaya çalışmalı” diye aktarıyor.

“Çözüm: Bütüncül okul politikası”

Yıldırım, zorbalığın sadece zorbalığa uğrayan öğrenciyi değil, okulun tamamını ilgilendiren çok yönlü sistematik bir sorun olduğunu ve bunu önlemede en çok işe yarayan çözümün bütüncül bir okul politikası olduğuna işaret ediyor. Bütüncül okul politikalarının; ebeveynlerin, öğrencilerin, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin tamamının eğitildiği ve bu kişilerin zorbalığı önlemek için birlikte çalıştığı bir sistem olduğunu anlatıyor:
“Somut olarak okullarda zorbalığı önleme komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyon ebeveynleri, öğretmenleri, öğrencileri ve yöneticileri içermelidir. Komisyon üyeleri birlikte çalışarak akran zorbalığıyla ilgili etkinlikler, kesin kural ve politikalar geliştirmeli, bu kural ve politikaları duyurmalı ve uygulamaya geçirmelidirler. Okul içinde duyarlı ve açık iletişim ortamı oluşturmalı, öğrenciler arasında daha iyi iletişim kurulmasına olanak sağlayacak grup etkinlikleri yapılmalı, öğrencilere kendi duygularını anlama ve olumlu çözümler bulma konusunda yardımcı olunmalı.”

TOG Gönüllüleri okullarda çocuklara eğitim veriyor

Projenin hazırlık aşamasında; İstanbul, Ankara ve İzmir’deki Toplum Gönüllüleri Toplulukları’ndan beşer genç proje başlangıç eğitimine katılarak proje eğitmeni oldu. İstanbul’da gerçekleşen beş günlük eğitimlerde gençler; okullarda uygulama yapmadan önce çocuk hakları, çocuklarla iletişim, çocuklarla yapılan çalışmalarda kolaylaştırıcısı olmak, ekip çalışması, akran zorbalığı , akran zorbalığının etkileri ve önlenmesi gibi başlıklarda donanım sahibi oldu. Tüm bu eğitimlerle birlikte proje kapsamında geliştirilmiş ve okullarda 2 ders saati (80 dakika) boyunca sınıflarda uygulanacak eğitim programını da ayrıca öğrenerek pratik yaptılar.

Ümraniye Zübeyde Hanım Ortaokulu’nda TOG Gönüllüsü öğrencilere eğitim veriyor

TOG gönüllüsü gençler, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından belirlenen okullarda 7. ve 8. sınıf öğrencilerine eğitimler veriyor. Eğitimlerin yanı sıra atölye çalışmalarıyla da desteklenen öğrenciler, akran zorbalığına yönelik özel olarak tasarlanmış okul uygulamalarıyla tanışıyor. Eğitimler bu yıl İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere üç ilde pilot çalışmalarını tamamladı. Önümüzdeki dönemde de farklı illerde, binlerce öğrenciyle buluşmaya devam edecek. Head&Shoulders ve Migros‘un destek verdiği projenin danışmanlığını New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin yürütüyor.

Ayrıca projede Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Mete Gazoz ve gaming yayıncısı Büşra Pelin (Pqueen) Baynazoğlu da yer alıyor. Yıldırım, “Gençlerin yakından takip ettikleri iki isim de bulundukları konumlara gelirken birçok akran zorbalığına maruz kalmış isimler.  Onların projeye destek olmaları, kendi deneyimlerini paylaşmaları hem zorbalığa uğrayan hem de zorbalığa şahit olan gençlerin ilgisini çekti ve kendilerini yalnız hissetmemelerini sağladı” diyor.

Yorum yazın