Çeşme Belediyesi tarafından sekiz senedir nisan ayında organize edilen Alaçatı Ot Festivali’nin dokuzuncusu bu sene 5-8 nisan arasında gerçekleşti. Ülkenin her köşesinden insanların katılımıyla gerçekleşen festivale 1 milyonu aşkın kişi katıldı. Ot Festivali’nin bu yılki teması “Sarmaşık-Kuşkonmaz”dı.
Alaçatı Ot Festivali, sadece bir tüketim ve eğlence faaliyetiyle sınırlı olmayan; Çeşme sınırları içindeki tüm esnafı ilgilendiren, esnaflığa önem verilmesi gerektiğini gözler önüne seren, çevre bilincini artırmayı hedefleyen bir festival. Turizm sezonu öncesi esnafın dükkanlarını açmasına olanak veren, yerel üreticilerin yöreye özel otlarını sergilediği, ev hanımlarının evlerinde yaptıkları ve ürettikleri tüm ürünleri tezgahlara getirme şansı yakaladığı bir organizasyon.
Alaçatı’da her yıl ev sahipleri Festival ziyaretçilerini daha büyük bir çoşkuyla karşılaşıyor. Festival boyunca Alaçatı sokaklarında her yer; ot, yiyecek, hediyelik eşya, endemik bitkiler, üreticilerin kendi yetiştirdikleri sebze ve meyveler, Alaçatı ilçesine özgü gıdalar ve limonlarla doluydu. Festivalin bir diğer amacı ise insanlara otları tanıtmak, hangi otun neye iyi geldiğini ve ne gibi işlerde kullanılabildiğini göstermekti. Otlarla ilgili detaylı şekilde hazırlanmış broşürler hemen hemen her tezgahta dağıtılıyordu. Yemek atölyeleri, yabani ot ve bitkilerle beslenme seminerleri ve birçok konser de festival kapsamıhdaydı. Aşçılar, blogger söyleşileri ve akademisyenlerin söyleşileri de festivale renk kattı.
Festival boyunca Atatürk resimleri taşıyan insanlar şarkılar, marşlar eşliğinde yürüdü. Sokak konserleri de festivalin bir diğer eğlenceli kısmıydı. Festivalin son gününde, Alaçatı Amfitiyatro’da ‘En Çok Ot Toplama‘ ve ‘En Güzel Ot Yemeği‘ yarışmaları düzenlendi. Festival boyunca aşırı yoğunluğa rağmen herkesin yüzünden gülücükler saçılıyordu. Festival adeta her kesimden insanın bir araya gelip huzuru, mutluluğu, kardeşliği ve birlikteliği yaşama toplantısıydı.
Sadece bir festival değil..
Alaçatı Ot Festivali sekiz yıldır olduğu gibi bu yıl da Çeşme’ye ekonomik katkı sağladı. Bölgedeki çoğu otelde tüm odalar doldu, kafe ve restaurantlar sezon öncesi kapılarını açtı ve hiç bir yerde oturacak dahi yer kalmadı. Çiftçisinden ev kadınına kadar geniş bir kesimin bütçesine katkı sağlandı. Yedi senedir Alaçatı Ot Festivaline katıldıklarını söyleyen Ayşe Dönmez ve Fatma Dönmez her sene tezgahlarında evde yaptıkları yiyecekleri sattıklarını ve bu sayede yaz mevsimine gelmeden oldukça iyi gelir elde ettiklerini söylüyorlar. Dönmez Kardeşler evde yaptıkları reçellerden enginarlara, yaprak sarmalardan çiğ böreklere hepsinin çok alıcısı olduğunu ve festivallerin yerli esnafa çok fayda sağladığını dile getiriyor.
Küçüklüğünden beri festivallere ailesiyle beraber katıldığını söyleyen doğma büyüme İzmirli Damla Sarrafi ise her sene artan kalabalığa rağmen geldiklerini ve bu durumdan çok mutlu olduklarını dile getiriyor. Alışveriş yapmasalar bile bu sıcak ortamın ruhlarına ve enerjilerine iyi geldiğini belirten Sarrafi, yıllar geçtikçe festivallerin daha da kendini geliştirdiğini düşünüyor. İzmirliler’in genelde festivale az katıldığını fakat kendinin ve ailesinin kalabalıktan ve yabancı insanlardan keyif aldığını söylüyor.
Yer alan bitkiler ve yiyecekeler..
Otlu tuzlu kek, enginarlı pilav, otlu kabur tatlısı, bergamutlu kurabiye, ıspanaklı pasta, Çiriş otu , girit kabak, kazayağı, ekinezya, çarkıfelek, şevketi bostan, karabaş otu, kekik, adaçayı, adaçayı çiçeği, sarmaşık otu, enginar, taze nane, radika, kuşkonmaz, karanfilli üzümlü kurabiye, bademli kavala kurabiyesi, damla sakızlı kurabiye, karışık otlu el açması börek, yaprak sarma, sarmaşık diken ucu ve pazı dalı kavurması, turp otu salatası, çitlembik salatası, zeytinyağlı enginar, ıspanaklı krep, ısırgan mücveri, şalgamlı enginarlı bulgur, ısırganlı börek, ıspanaklı kalbura bastı, ıspanaklı labne, deniz börülcesi, ısırganlı krep, enginar dolması, otlu börek, yaprak sarma, ıslak keki börek çeşitleri, mercimek köfte…
Kısa da olsa şehir hayatının yorgunluğundan, stresinden kurtaracak rahat bir nefes almanızı sağlayacak Ot Festivali her sene bu mevsimde gerçekleşiyor. Alaçatı Ot Festivali’nin konsepti alaçatı yöresine ait yiyecekler gibi görünse de aynı zamanda Alaçatı’nın tarihini, mimari dokusunu ve coğrafyasını tanıma gibi de birçok olanaklarda sağlıyor. Alaçatı’nın zengin mutfak kültürünü ve geleneklerinide bu festivaller sayesinde diğer nesillere aktarma şansı buluyoruz. Bir festivalden çok bir kültür mirasını ileriki dönemlere aktarmak ve onu derinlemesine tanıma şansı buluyoruz. Aynı zamanda çevre bilincini vatandaşlara aşılayarak doğanın korunması için farkındalık yaratıyor çünkü doğayı ne kadar korursak o kadar bu faydalı otlardan yararlanabilir ve onları tanıyabiliriz.