Gündem

Ben 'teröristim', siz kimsiniz?

Yazan: Ahmet Şık

Artık alıcısı dahi olmayan yalanın sürekli dolaşımda tutulmasından sıkıldım. En çok da yanıtını bildiğim soruları sürekli soruyor olmaktan sıkıldım.

Bu ülkenin insanları, otoriterliğin zulmünü yaşatan her iktidarın sığ klişesi olan “teröristler” yalanını sıklıkla duymaya alışık.

Hak talep eden emekçiden, öğrencisinden tutun da haksızlığın zulmünü anlatan gazetecisine kadar herkese “terörist” yaftası yapıştırmak çok kolaydır bu ülkede. Hele ki her iktidarın rüzgârıyla yelkenini şişirme derdinde bu kadar çok “gazetecisi” varsa bu yalanı dolaşıma sokmak daha kolaydır. Mesleğimi yaparken “yalancı tanık” olmayı hiç bir zaman benimsemediğim için “devlet düşmanı”, “örgüt üyesi”, “terörist” gibi sıfatların adımla birlikte anılmasına çok sık şahit oldum. 3 Mart 2011 gününden bu yanaysa daha sık dillendirilir oldu.

Ne ilk ne de sonuncu kurbanı olmadığımı bildiğim polis, yargı ve medyada örgütlü malum çetenin kurguladığı bir senaryorda görev alanlar “Ergenekoncu” olduğumdan emin. Aslı astarı olmayan suçlamaları, bolca yalana bulayıp yazdıkları senaryonun doğru olduğunu anlatma gayretindeler hâlâ. O çeteye, insanların hayatını karartma olanağı sağlayan hükümet üyeleri ise kısaca “terörist” diyorlar bana. Polisi, yargısı, medyası, rantiye peşindeki sermaye sahipleri ve elbette siyasetçisiyle “Yeni Türkiye” denilen garabeti yaratmaya çalışan çete ve hükûmetteki ortağı, aylardır bıkmadılar bu yalandan.

Yalancılar korosunun son sözcüsü aynı zamanda hükümetin de sözcüsü olan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik olmuş. Gazetecilik faaliyetlerinin, “terörizm” kılıfıyla yargılandığı OdaTV davasının son duruşmasının yapıldığı geçen Cuma (16 Kasım 2012)  CNNTürk’teki Günlük programında konuğu olduğu Saynur Tezel Özgentürk’ün konuyla ilgili sorusuna Çelik, “Ahmet Şık, Nedim Şener gazetecilik için mi yargılanıyor? Kanunlar açık. Terör örgütlerine destek vermeseler neden yargılansılar” buyurmuş. Hüseyin Çelik, karşısındaki Saynur Tezel’e de “Siz de gazetecisiniz. Size neden böyle bir dava açılmıyor?” diye sormayı da ihmal etmemiş. Tahmin edilebilir ancak kabul edilemez nedenlerle konuşamayan kıdemli televizyoncu Saynur Tezel’in aklından “Daha dava sürüyor. Hüküm verilmedi” diye bir uyarıda bulunmak, davanın delillerin sahteliğini anlatmak isteği geçtiğinden kuşkum yok.

Evet, “teröristim”

Bana “terörist” diyenlere, herkesi rahatlatacak “itiraf” yerine geçecek yanıtımı vereyim: Evet ben “teröristim”. Ve bir terörist olarak bu zulüm düzenini yaratanlara bir sorum var: “Peki siz nesiniz? Kimsiniz?

Soruşturduğunuzu, yargıladığınızı iddia ettiğiniz derin devletin faaliyetlerini açığa çıkarma çabasındaki bir mesleki geçmişe sahip ben teröristim. Benden terörist yaratan, iktidarınızın en büyük destekçisiyken yakın zamanda bozulan ittifakla en büyük muhalifiniz haline dönüşen malum cemaatin çetesiyle birlikte iş tutan sizler nesiniz? Kimsiniz?

İnfazcısından işkencecisine, köylerini yakıp yıktıklarını zorunlu göçe tabi tutanlarından gözaltında kaybedenlerine, darbeler yapanından darbe girişiminde bulunanına, kitle katliamları yapanından o katliamları aklamaya çalışanına kadar kontrgerilla faaliyetlerini anlatmaya, engellemeye çalışan ben teröristim. Aralarına bir takım kontrgerilla artıkları yerleştirerek muhalif tüm sesleri terör örgütü torbalarına doldurarak susturmaya çalışan sizler nesiniz? Kimsiniz?

Cinayete katkıda bulunanları terfi ettirenler..

Roboski’de tepelerine bomba yağdırılan 34 yurtaşımızın katillerinin soruşturulamsını isteyen ben teröristim. Bu katliam için teşekkür eden sizler nesiniz? Kimsiniz?

İktidarınız döneminde, bir devlet organizasyonuyla katledilen ağabeyimiz , kardeşimiz, dostumuz Hrant Dink’in bize gösterdiğiniz tetikçileriyle yetinmeyen, gerçek katillerin kim olduğunun bulunmasını isteyen ben teröristim. İhmalleri bu cinayete katkı düzeyinde olanları soruşturmak bir yana terfi ettiren, Meclis’e taşıyan, valilikle ödüllendiren sizler nesiniz? Kimsiniz?

Irkçılık, faşizm ya da milliyetçiliğin her türüne, nefret suçlarına, ayrımcılık ve ötekileştirmeye karşı olan, insana sıfatına göre değil insan olduğu için değer veren ben teröristim. Kimi zaman mezhepçilikle kimi zaman inançları aşağılayarak ya da halkını etnik kökene göre sınıflara ayıran sizler nesiniz? Kimsiniz?

İnsan hayatının en kutsal değer olduğuna ve dokunulmazlığına inanan ben teröristim. Yaşadıkları sorunları bedenlerin aç bırakarak anlatmak zorunda kalanlara “Şov yapıyorlar”, “Rejime ihtiyaçları var” diyen, idam ipleriyle ortalarda dolaşan ve ne acıdır ki Allah korkusu taşıyan bir inanç sahibi olduğunu söyleyen sizler nesiniz? Kimsiniz?

En çok da, yanıtını bildiğim soruyu sormaktan sıkıldım

Örnekler istenmeyecek denli çok. Ama gerek yok. Artık çok sıkıldım. Benim, ailemin hayatından çalınanlar bir yana, artık alıcısı dahi olmayan bu yalanın sürekli dolaşımda tutulmasından sıkıldım. Bu yalanı yaratan komployu kuranların örgüt üssüne dönen polis teşkilatındaki malum çetenin bitmeyen Ali Cengiz oyunlarından sıkıldım. Bağımsızlık ve tarafsızlıkları tapındıkları ya da oyuncağı olmayı kabul ettikleri iktidar odaklarının demagojisinden ibaret olan yargı mesuplarından da, imza attıkları hukuk katliamından da sıkıldım. Sıfatının ne olduğuna bakmadan otoriterlik budalası olmuş siyasetçilerden de, o diktatörlük heveslilerinin ağzından çıkan her şeyi alkışlayanlardan da sıkıldım. Her türden zulmü ya yalanlarla gizlemeye çalışan ya da hiç aktarmamayı seçen medya çakallarından da sıkıldım. Bu zulüm düzeninin oluşmasında katkısı olan ve kendilerine hiç haketmedikleri sıfatları bahşederek hâlâ iktidarın ağzına bakarak eleştiriyormuş gibi yapanlardan da sıkıldım. En çok da yanıtını bildiğim soruları sürekli soruyor olmaktan sıkıldım. “Evet siz nesiniz? Kimsiniz?

1 Yorum

  • Ahmet adaşım boşuna bir yazı.duygulara hoş gelen bir yazı
    Egonu tatmin eden bir yazı hepsi bu…
    Sokakta bir mücadele bundan binkat değerli…

Yorum yazın