Söyleşi Spor

Çağla Büyükakçay: Türkiye’de spor, dünyanın çok gerisinde

Yazan: Melis Yeni

TEB BNP Paribas İstanbul Cup Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvası’nda şampiyon olarak Türkiye tenis tarihindeki en büyük başarıya imza atan Çağla Büyükakçay HaberVs’nin sorularını yanıtladı…

TEB BNP Paribas İstanbul Cup Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvası’nda (WTA- Women’s Tennis Association) milli sporcu Çağla Büyükakçay şampiyon oldu. Çağla, Garanti Koza Arena’da düzenlenen turnuvanın tekler finalinde dün, Karadağlı rakibi Danka Kovinic’i setlerle 2-1 yenerek Türkiye’nin tenis tarihindeki en büyük başarısına imza attı.

Daha önce de Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen WTA turnuvasını ilk sekizde tamamlayan Büyükakçay dünya klasmanında da ilk 100 içine girmeyi başardı. Çağla Büyükakçay, HaberVs’den Melis Yeni’nin spor hayatı, tenis ve Türkiye’deki durumla ilgili sorularını yanıtladı

Tenise kaç yaşında, nerede ve nasıl koşullarda başladın? Başlamanı teşvik eden ailen miydi yoksa bireysel kararın mıydı?

Tenise sekiz yaşımda Adana Tenis Dağcılık Kulübü’nde başladım. En büyük şansım ailem tenis oynamadığı halde sosyal hayatlarını bir tenis kulübünde geçirmeleri oldu. Her gün gide gele “E hadi çocukları başlatalım” demişler. Ben de ablam da tenise öyle başladık ama ablam benim kadar sevmedi. Yani ailemin teşvikiyle başladım.

Tenis, ülkemizde popüler olan bir spor dalı değil. Daha önce ülkemizden kimse tenis branşında adını dünyada çok duyuramadı. Sen bu başarıları elde edebileceğini hayal edebiliyor muydun? Ailen bu konuda sana hep destek oldu mu? Sence aile desteği başarıyı kolaylaştırıyor mu?

Tenis gerçekten de oynamaya başladığım dönemde hiç popüler değildi. Her şey adım adım gelişti. İlk önce tenise başladım sonra başarılı olunca ailem “Acaba Amerika’da burs ile okur mu?” diye düşünmeye başlamış sonra başarılarım artınca ben fikrim pek olmasa da profesyonel tenis oynamak istediğime karar verdim. Ailem her zaman çok destek oldu. Bir kere küçükken siz ne kadar isterseniz isteyin aile emek vermezse hiçbir şey olmuyor. Onlar sizi antrenmana götürüyor, başınızda bekliyor, tatiliniz yoksa ailenizin de olmuyor ve bunun gibi bir sürü şey. O yüzden ailenin desteği birinci sırada.

Türkiye’nin spor branşlarındaki başarısını dünyada nerede görüyorsun? Olanaklar sence yeterli mi? Senin başarılı olmanı sağlayan olanaklar neydi?

Türkiye’de spor dünyanın maalesef çok gerisinde. Bizde spor değil takımlar izleniyor, destekleniyor. Millet olarak spor yapmayı pek sevmiyoruz. Bunlar hep sporumuzun ilerlemesini engelleyen faktörler. Olanaklar şimdi var yepyeni tesisler var ama rol modellerimiz çok az. Spor yapan çocuklarımız çok az. Benim en büyük motivasyonum Türkiye’de yapılmamış olanı yapmaya çalışmak oldu. Hırslıydım çalışmayı seviyordum ve Türkiye’de başarılı oluyordum fakat dünyada başarılı olmak Türkiye’de olmaya benzemiyor. O yola girmek, ilerleyebilmek çok zordu. Başta ailemin desteği en önemlisiydi çünkü baktığınız zaman denediğiniz yol toplumunuzda gülünç karşılanıyordu. Kulübüm, federasyonum, yanımda yakınımda bana güvenen inanan bir kaç ağabeyim ve arkadaşlarım destek oldular o dönemde.

Tenisi bir meslek olarak mı görüyorsun yoksa spor mu? Turnuva ve sponsorlardan mı para kazanıyorsun yoksa klubün aylık olarak maaş mı veriyor?

Tenis benim mesleğim. Kazancımı tenisten sağlıyorum. Halen Türkiye Tenis Federasyonu tarafından destekleniyorum yoksa turnuvalardan kazandığım para ile profesyonel bir ekiple çalışıp turnuvalara seyahat etmem çok zor olurdu. Onun dışında Enka Spor Kulübü hem takımımı destekliyor hem de Türkiye’de onları temsil ettiğim için maaş alıyorum.

Çağla Büyükakçay

1989’da Adana’da doğan Çağla Büyükakçay, ailesinin teşvikiyle 8 yaşında tenise başladı. 12 yaşında Türkiye Klasman Turnuvası ve Türkiye Kapalı Kort Turnuvası şampiyonluklarını kazandı. 14 yaşında Enka Spor Kulübü’ne transfer oldu. 15 yaşında Türkiye Fed Kupası Takımı’na seçilerek Türk tarihindeki en genç kadın milli tenis takımı oyuncusu oldu.

Sporcu olmak her anlamda zor gerek disiplin olsun gerekse fiziki şartlar.. Hiç pişman oldun mu? Kendini salıp antrenman yapmak istemediğin veya pes ettiğin zamanlar oldu mu?

Çok genç yaştan itibaren yaşıtlarınızdan farklı bir hayat yaşıyorsunuz. Çocukken daha zordu ama yine de eksik kaldığım birçok şey olmasına rağmen hiç pişmanlık duymuyordum. Bu benim mesleğim ama her şeyden önce işimi çok seviyorum. Tenisi çok seviyorum. Fiziki yorgunluktan antrenman yapmak istemediğim günler oluyor, pes ettiğim zamanlar da oldu. İnsanım, saklayacak bir şey yok. Antrenman yapmak istemediğim günlerde kendimi ateşlemeye çalışıyorum. Ne kadar yorgun olursam olayım psikolojik olarak rahat hissetmiyorum kendimi zaten ve yaptığım her çalışmanın karşılığını alacağımı bildiğim için o gelen isteksizliği bir şekilde yenmeye çalışıyorum. Zaten iş başlamakta, sonrası geliyor. Pes etmeye gelince sadece teniste, sporda değil hayatta pes etme noktasına geliyor insan. Bir şekilde pozitif yanlarla tekrar ayakta kalmaya çalışıyor. Tenisi çok seviyor olmam da bu işin benim için en pozitif yanı. O yüzden yeniden kaldığım yerde buluyorum kendimi.

Günde kaç saat idman yapıyorsun?

Günde 5-6 saat antrenman yapıyorum

İdolün var mı? Örnek aldığın isimler kimler
?

Açıkçası idol olarak takip ettiğim birisi yok. Tek bir kişiye odaklanmıyorum, herkesten bir şeyler öğreniyorum. Oyun stilime çok benzeyenleri daha çok takip ediyorum.

Hayallerine ulaştın mı?

Profesyonel tenise başladığımda hayalim Grand Slam oynayabilmekti çünkü Türkiye’de başarılmamıştı. Oynadıktan sonra hayallerim başarmaya devam ettikçe büyüdü hala da büyüyor. Yani henüz ulaşmadığımı düşünüyorum.

Türkiye’de sporcu olmanın pozitif ve negatif tarafları nedir? Türkiye’de futbola verilen önem diğer dallara verilmiyor, mesela Arda Turan’ın yurt dışındaki başarılarını neredeyse hepimiz biliyoruz ancak senin başarıların belirli bir kesim  biliyor. Bu durum seni rahatsız ediyor mu?

Rahatsız etmiyor. Benim yaptığım iş de dünya çapında neticede fakat futbol tüm Dünya’da popüler olan bir spor olduğu için normal geliyor. Hatta daha iyi  olduğunu bile düşünüyorum çünkü futbolda futbol oynayan oynamayan herkes çok iyi bildiğini düşünüyor ve yorum yapıyor. Tenis bireysel spor valla kendi oyunum hakkında sürekli yorum duysam aklım karışır.

Medya sence bu konuda duyarsız mı davranıyor?

Medya en çok ne okunuyorsa onun üzerinde duruyor maalesef. Öyle olursa da Dünya çapında oyuncular çıkarmak yerine futbolda yedekte oturan binlerce sporcu olur.

2016 senin için nasıl devam edecek? Seni nerelerde izleyeceğiz?

Mayıs ve Haziran da Fransa Açık ve Wimbledon turnuvaları ve hazırlık turnuvalarında yer alacağım.

Maçlardan önce yaptığın ritüellerin var mı?

Maçlardan önce maçla ilgili kafamdakileri yazıya dökmeyi seviyorum. Griplerimi (Tenis raketinin elle tutulan kısmı) sararım ve sessiz bir yerde oturmayı tercih ederim.

Maçlarda unutamadığın bir an var mı?

2014 senesinde bir WTA turnuvasının 2.turunda rakibime karşı maç puanı atarken çift hata yapıp maçı kaybettim. O haftadan iki hafta sonra başka bir rakibim aynı skorla bana karşı maç puanı atıyordu ve çift hata yaptı. O maçı da ben kazandım. Tesadüf müydü bilmiyorum ama unutamadığım anılarımdan birisidir.

Tenisle ilgilenen gençlere buradan ne gibi tavsiyeler vermek istersin?

Etraflarında hayatla barışık pozitif insanlar bulundurmalarını öneririm. Her şey mutlu olmakla başlıyor bence. Çalıştıkları insanlara güvenmelerini ve güvenmiyorlarsa da çalışmamalarını öneririm ve başarılı olmak istiyorlarsa kendilerini işlerine adamaları gerektiğini söyleyebilirim.

Gelecekle ilgili planların neler?

Şimdilik sağlığım el verdiği sürece profesyonel turun içinde kalmak istiyorum. Gelecekte sporun içinde kalmak isterim ama zaman gösterecek.

 

Yorum yazın