Sanat

Kitabın ‘e’ hali kitabı öldürür mü?

Yazan: Merve Mehmet

Eğitim programını tümüyle tablet ve e-kitaba uyarlayan Saint-Joseph Lisesi, kütüphanesindeki yüzyıllık eserleri Dijital Çağda Bir Kitap Sergisi’nde görücüye çıkardı.

İstanbul’un en köklü eğitim kurumlarından Saint-Joseph Lisesi (1870), geçmişini ve geleceğini “D-Evrim? Dijital Çağda Bir Kitap Sergisi”nde buluşturdu. Lisenin tarihi kütüphanesinden seçilen yüzlerce nadir eser, QR koduyla erişilebilen dijital “torunlarıyla” birlikte görücüye çıktı.

Öğrenci ve öğretmen arasında etkileşimi hızlandırmayı amaçlayan Saint-Joseph Lisesi, bu eğitim yılından başlayarak programını tümüyle tablet bilgisayar ve elektronik kitaplara uyarladı. Peki bu dönüşüm, basılı kitabın terk edilmesi anlamına mı geliyordu? Soruyu daha da genellersek, sanal dünya yazılı ve görsel içerikleri hiç olmadığı kadar ulaşılabilir hale getirirken, bir nesne olarak kitabın hatımızdaki anlamı ne olacak?

Serginin küratörü, tarihçi Saadet Özen sergi fikrinin “e-kitap ile matbaa kitabını yan yana getirme” fikrinden ortaya çıktığını söylüyor. Kütüphane görevlisi Marie Dominique Montagnon’un, Fransız okulları Saint-Joseph ve Saint-Michael liselerinin de kurucusu Lasalle Enstitüsü’nün (Frerler Cemiyeti) kütüphanesini ziyaretinden sonra bu mirası değerlendirmek istemişler. Kütüphaneden yapılan seçkiyle öğrencilere, kitabın “yaşadığını” göstermeyi amaçlamışlar.

22 bini aşkın eser arasından sergi için seçilen yaklaşık 400 kitap arasında Montesquieu’nün 1830 baskısı Acem Mektupları, Sainctyon’un 1695’da yayınlanan Büyük Timur’un Öyküsü Claustre’nin 1743 basımı İran şahı, (Nadir Şah) Tahmasb Kulu Han’ın öyküsü, Jules Vernes’in Robinsonlar Okulu adlı eserinin Hachette yayınlarından çıkan ilk baskısı gibi eserler de bulunuyor. “Basılı kitaplardan gövde olarak haz alıyoruz” diyen Saadet Özen, kitapları “gövdelerine göre” bölümlere ayırdıklarından söylüyor: “Güzel yaşlanmış kitaplar”, “hayatları yazılsa roman olacak kitaplar” gibi… “Mekanın silinmez mühürleri” bölümünde bir araya getirilen kitaplar, başka kütüphanelerden geçerken edindikleri damgaları taşıyorlar örneğin. “Ancak bir e-kitabın kaç elden geçtiğini bilemiyoruz” diye ekliyor Özen, “bir kitabı elinize aldığınız zaman, eski mi yeni mi, daha önce onu biri okumuş mu okumamış mı hemen anlarsınız. Kitaplar birer ‘hatıra taşıyan’ dır.”

Hatıra taşıyan kitaplara örnek olarak, sergide dik bir şekilde teşhir edilen Osmanlıca-Fransızca sözlüğü veriyor: “O zaman bu sözlüğü kullanan öğrenci çalınmasın diye sözlüğün kapağına Osmanlıca, ‘Bu kitabı hak nazardan saklasın/ Her kim çalarsa yek nazarda çatlasın, patlasın, hortlasın’ yazmış.”

Sergide Pierre Larousse Ansiklopedisi’nin farklı zamanlarda yayınlanmış iki baskısı dikkat çekiyor. 1897’de basılan nüshanın aşk maddesindeki “psyche and love” (ruh ve aşk) resimleri sansürlenmiş. Ansiklopedinin, kütüphaneye gelen bir sonraki baskısında ise sansür bulunmamakta. Özen bu durumu, farklı tarihlerde görev yapan müdürlerin görüş farkına bağlıyor.

Kitap okumayı çok seven Özen, “Ben kitap ayracı hiç kullanmadım. O an elimde ne varsa kitabın arasında koydum. Bu bir çay fişi de oldu uçak bileti de. Kitap bir gövde olarak hayatımı taşıyor. Yenisi var, başka bir yolu var diye, benim bu gövdeden vazgeçmem için bir sebep yok. Ama bir yandan da doktora yapıyorum. Bazı içeriklere ulaşmamda bu dijital teknoloji çok kolaylık getirdi. Bu nedenle ikisinin de düşman olmasına gerek yok. İkisinden beklentimiz aynı değil bence” diyor.

Bütün bu seyahat etmiş, üzeri karalanmış, içine Milli Piyango sıkıştırılmış kitapları, güvenlik nedeniyle cam arkasından görebiliyoruz sergide. İşte QR kodları bu sırada devreye giriyor; onlar sayesinde telefon ve tabletlerden okuyabiliyoruz.

Serginin isminin “D-Evrim? Dijital Çağda Bir Kitap” olmasının sebebini Özen, “çok büyük bir hızla yaşıyoruz. Şu anki teknolojiye hemen adapte olduğumuzu düşünüyor ve böyle devam edeceğini varsayıyoruz ama bu durum bir anda ‘devrim’ kadar keskin değişen bir durum değil. Belki yıllar sürecek bu adaptasyon. Eski alışkanlıklarımızı tamamen yok etmeden yeni alışkanlıklar ediniyoruz” diye açıklıyor.

Sergi yalnızca nadir kitaplar ve onların “e” halleriyle sınırlı değil. Küratör Saadet Özen, serginin daha “canlı” olmasını sağlamak için öğrencilerinden kitapları kullanarak sanat eserleri yapmalarını istemiş. Ortaya çıkan eserlere sergide yer verilmiş. Bu öğrencilerden, 11. sınıf öğrencisi Naz Babaoğlu’nun kitapları kullanarak, onları kimi zaman bir tuval kullanarak yaptığı tasarım en çok beğenilenlerden. Babaoğlu’nun tasarımları, sergi için bastırılan ve 17 Mart’taki sergi açılışına katılan konuklara armağan edilen defterde de kullanılmış. “Bir kitap sevdalısının not defteri” adlı bu defter “okunmuş kitaplar”, “okunacak kitaplar”, “ödünç verilen kitaplar” gibi bölümlerden oluşuyor.  Tasarımının bu şekilde değerlendirilmesinden dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Babaoğlu, okulunda başlayan tablet eğitimini desteklediğini, ancak okula girince telefonların toplatılmasına karşı olduğunu söylüyor. Babaoğlu, “Ben telefonumu sadece mesajlaşmak için değil, takıldığım zamanlarda sözlük olarak da kullanıyorum” diyor.

Yaklaşık 400 nadir eser ve e-kitaplardan oluşan D-Evrim? Dijital Çağda Bir Kitap Sergisi, Saint-Joseph Lisesi’ni Kadıköy’deki yerleşkesinde 30 Nisan’a kadar ziyaret edilebilir. (MM/GT)

Lasalle Enstitüsü (Frerler Cemiyeti)

Dijital Çağda Bir Kitap Sergisi, Saint-Joseph Lisesi’nin bir parçası olduğu Lasalle okullarını kurmuş olan eğitmenlere (Frerler) ait tarihi 1800’lü yıllara dayanan kütüphane ve içinde bulunan 22.000’i aşkın nadir kitaptan seçkiler sunuyor. 82 ülkede faaliyeti bulunan Lasalle Ensitüsü’nün Türkiye’de üç okulu buluyor: Saint-Michael, İzmir Saint-Joseph ve İstanbul Saint-Joseph. Fransa’da merkezli enstitün eğitmenleri Türkiye’ye ilk olarak 1841’de gelmiş ve İzmir ve İstanbul'da birer okul açmış. Temel faaliyet alanlarının eğitim olması, öğretmenlik yapan Frerlerin de yeteneklerinin geliştirilmesini gerektiriyordu. Bu doğrultuda Frerler, açtıkları her okulda kendileri için kütüphaneler kurdular. Saint-Joseph’teki kütüphanede, okulun kurulduğu 1870’ten bu yana Frerlerin biriktirdiği kitaplar dışında, kapanan Trabzon, Rodos ve Sofya gibi Frer okullarından gelen kitaplar da var.

Yorum yazın