Almanya, İspanya, ABD gibi ülkelerde HIV vakası sayıları alınan önlemler sayesinde giderek azalıyor. Fakat Türkiye ve Asya ülkelerinde HIV sayılarında ciddi bir artış söz konusu. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre; Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından 8 Kasım 2023’e kadar Türkiye’de toplam 41 bin 732 kişiye HIV tanısı kondu. Vakaların yüze 81,5’i erkek, yüze 18,5’i kadın, yüzde 16,1’i de yabancı uyruklu kişilerden oluşuyor.
Gelişmiş ülkelerde hastalıktan korunma eğitimlerinin verilmesi, test yaptırmanın sağlanması ve yeni tanı alan tüm hastalara tedaviye başlanması ile vakalar kontrol altına alınabiliyor.
“Bilgi seviyemiz, algı seviyemiz ve bilimsellik kavramımız çok düşük” diyor Kırmızı Kurdele Derneği Genel Sekreteri Kağan Çavuşoğlu. Türkiye’de insanların cinsel pratiklerini gerçekleştirmek ve olgunlaştırmak açısından sıkıntılar yaşadığını söylüyor.
Çavuşoğlu, “Cinsellik olgusu ayıp ve yasak gibi bariyerlerle sürdürülmeye çalışıyor. Hal böyle olunca bu deneyimi yaşayabilmek için insanlar pek çok gizli ve alelacele yönteme başvuruyor. Dolayısıyla insanlar cinsellikle ilişkili herhangi bir tehtidin farkında olamıyorlar. Sadece haz odaklılar, neler olabileceğine dair hiçbir bilgileri yok. Cinsellik sadece doğum ya da üreme değildir; cinsellik psikolojidir, cinsellik enfeksiyondur, cinsellik patolojidir. Bunu bilmiyorsan neye maruz kaldığını bilemezsin” diyor.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol ise HIV virüsünün dünyada hala bir pandemi durumunda olduğunu fakat Türkiye’nin en çok vaka artışının olduğu ülkelerden biri olduğunu söylüyor. Şenol’a göre, Türkiye’de ergen ve gençler gibi ilk cinsel deneyimlerinde bulunacakların hiç bilgisinin olmaması, damar içi madde kullanımında artış olması, çok eşlilerde kondom kullanımını teşvik edecek kampanyaların olmaması, HIV ile yaşayanlara yönelik ayrımcılık ve kontrolsüz kayıt dışı göçmenlerin bulunması HIV artışında önemli rol oynuyor.
Avrupa’daki vakaların düşüş sebebinin devletlerin tüm korunma araçlarının halkın koşulsuz kullanımına sunulmasına bağlı olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Bugün Avrupa’nın herhangi bir yerindeki sağlık ya da cinsellikle ilişkili bir derneğe gittiğinizde bedava kondom alabiliyorsunuz. Şu anda ülkemizdeki dernekler arasında Pozitif Yaşam Derneği kondom dağıtabiliyor ama onu da çok zor temin ediyorlar çünkü kondom maliyetleri çok yüksek şu anda Türkiye’de” diyor. Son dört yıl içinde Türkiye’deki vaka artışının yüzde 500’e yakın olduğunu ifade eden Şenol, Türkiye’nin içinde bulunduğu Doğu Avrupa bölgesinde ve Orta Asya ülkesinde çok ciddi bir vaka artışı olduğuna dikkat çekiyor: “Bugün itibariyle bilinen 40 bine yakın vaka sayısını iki ile çarpıyoruz çünkü insanlar etiketlenme korkusu nedeniyle tanı için başvurmaktan kaçınabiliyorlar.”
Etkili korunma yöntemlerin biri olan PrEP’e (Pre-exposure prophylaxis) Türkiye’de ücretsiz erişim olmadığını belirten Çavuşoğlu, “Bu yöntemde etken madde kullanıldığında kişinin vücuduna, HIV enfeksiyonu girse bile aktive olamıyor ve otomatik olarak baskılanıyor. Cinsel eylem gerçekleştirmeden öncesinde ve sonrasında kullanırlarsa ya da cinsel olarak çok aktiflerse sürekli kullanırsa HIV enfeksiyonu bulaşmaz” diyor. PrEP ilacının Türkiye’de bir kutusunun satış fiyatı 5 bin 47.21 TL, Avrupa’da ise 11,90 Euro.
Türkiye’de insanların test yaptırmadığı için HIV ile yaşadığını bilmediği ve dolayısıyla sürekli başkalarına enfekte ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye genelinde insanların düzenli anonim test yaptırabileceği merkezlerin açılması ya da evde test uygulamalarına geçilmesi gerektiğini anlatıyor. “Şu anda tüm Türkiye’de İstanbul’da iki tane, Bursa, Ankara, Izmir, Mersin’de test merkezleri var” diyor.