Gündem

Bitmeyen bekleyişin 405’inci haftası

Yazan: Hüseyin Aldemir
Hüseyin Aldemir

29 Aralık'ta 405'inci kez toplanan Cumartesi Anneleri, kayıpları anmak üzere bugün saat 18:00'de mumlarıyla Galatasaray Meydanı'nda olacak

Cumartesi Anneleri, oturma eylemlerinin 405’inci haftasında, 24 Aralık 1994’te gözaltında kaybedilen İsmail Bahçeci’nin akıbetini sordu. Kayıp yakınları ayrıca, 31 Aralık Pazartesi (bugün) saat 18:00’de mumlarıyla Galatasaray Meydanı’nda olacaklarını ve duyarlı herkesi beklediklerini açıkladı.

İstanbul Beyoğlu Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri, “Roboski Katliamı”nın üzerinden bir yıl geçtiğini,  faillerin  hala yargılanmadığını hatırlatarak, “çocuklarımızdan elinizi çekin” diyerek tepki gösterdi.

Eylemde ilk olarak 1995 yılında İzmir’de kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız konuştu. Roboski’de ölenlerin annelerinin acılarını paylaştığını dile getiren Yıldız, Başbakan’ın öğrencileri, kayıp yakınlarını ve işçileri dikkate almadığını söyleyerek, eleştirdi.

İsmail Bahçeci’nin kardeşi Umut Bahçeci oturma eylemine İsmail’in hatırası kazağını giyerek katıldı. Umut Bahçeci, ağabeyi İsmail’in çizdiği karikatürler ve şiirlerden bahsederken, 18 yıldır aradıkları ağabeyinin hep bir gün geri döneceğine inandıklarını söyledi.

Kardeş Bahçeci, polisin “Biz almadık” açıklamasını yaptığın, ancak buna inanmadıklarını söyledi. Çünkü, İsmail gözaltına alınmadan önce evlerinin her hafta polis tarafından basıldığını, sonrasında ise bir kez bile polisin evlerine  gelmediğini açıkladı.

Bahçeci, geçmiş dönemde ve bugün iktidarı elinde bulunduran hükümetleri kınadığını ifade ederken, eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın'ın cinayetleri itiraf etmiş olmasına rağmen hala kayıplarının bulunmadığını hatırlattı:
“Çarkın'ın anlattıklarının tümü gerçek. Eğer Erdoğan, başında bulunduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin isminde de geçen “adalet” sözcüğüne birazcık inanıyorsa, insan haklarına bir nebze olsun duyarlıysa, elindeki katilleri yargılasın. Mehmet Ağar, Ayhan Çarkın ve diğerleri hepsine sorsun. 'İsmail Bahçeci ve diğerleri nerede,  ne yaptınız?’ diye sorsun. Faili meçhullerin akıbetini sorsun.”

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Canan Yıldız’ın okuduğu basın açıklamasında İsmail Bahçeci’nin kaybedilmesinden  Susurluk Davası hükümlüsü Mehmet Ağar’ın sorumlu olduğu dile getirildi.

Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda öğrenci olduğu sırada Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı olan İsmail Bahçeci, daha önce birçok kez gözaltına alınmış, defalarca işkence görmüştü. 24 Aralık 1994'te son kez gözaltına alınan Bahçeci, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne (TMŞ) götürülmesinin ardından kendisinden bir daha haber alınamadı. Dönemin Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, İsmail'in gözaltına alındığını, elektrik verilerek işkence yapıldıktan sonra öldürülüp bir çukura atıldığını ailesine söylemişti. Dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ise, anne Fatma Bahçeci'ye “Sen dua et de oğlun polisin elinde olsun” demişti.

İhsan Arslan, İzzet Padır, Abdullah Özdemir'in kaybedilmesinden ve dört kişinin öldürülmesinden sorumlu olduğu iddia edilen Cizre Belediye Başkanı ve korucu başı Kamil Atağ'ın 22 Aralık’ta tahliye edilmesine tepki gösterilen açıklamada, JİTEM davasında hakkında yedi kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istenen Atağ’ın sadece 3,5 yıl tutuklu kaldığı hatırlatıldı.

Vecdi Avcıl'ın kaybedilmesinden ve 12 kişinin öldürülmesinden sorumlu olduğu öne sürülen, dönemin Derik İlçe Jandarma Komutanı Musa Çitil için Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 13 kez müebbet istemiyle dava açıldı  Ancak, General Çitil tutuksuz yargılanırken, Adalet Bakanlığı'nın talebi üzerine davanın Çorum Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledilmesi ise açıklamada tepki gösterilen bir diğer konuydu.

Açıklamada, yargılamanın davacıların takibinden kaçırıldığı, bundan Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in sorumlu olduğu ifade edildi:
“Adalet Bakanı Ergin, koruyucu, kollayıcı tavrını kayıplarımızın faillerinden Mehmet Ağar için de göstermişti. Ona otel konforunda cezaevi hazırlatıp konvoy eşliğinden cezaevine gitmesini sağlamıştı”  

’96 yılının Ocak ayında gözaltında kaybedilen bir başka isim Ahmet Kaya'nın kızı Emine Kaya Erbek de eylemdeydi ve Kürtçe bir konuşma yaptı. Erbek, Roboski katliamında ölen 34 insanın köylü olduğunun herkes tarafından bilinmesine rağmen Başbakan’ın “gerilla” imalarını eleştirdi:
 “Sen bir yalancısın, onların çoğu çocuktu ve köylülerdi. Her yerde haykırıyoruz, 'barış' diyoruz ama sesimize ses verilmiyor. Ne zamana kadar bu acıları çekeceğiz. Yetkililer ne kadar sessiz kalacak.”

Gözaltında kayıp gerçeğinin tanıklı ve kanıtlı ilk örneği Hasan Ocak’ın kız kardeşi Maside Ocak eylem bitiminde bir duyuru yaptı. 31 Aralık Pazartesi (bugün) saat 18:00’de kayıp yakınları olarak mumlarıyla Galatasaray Meydanı’nda olacaklarını ve tüm duyarlı insanları davet ettiklerini söyledi.

Yorum yazın