Dijital çağın getirdiği yenilik ve kolaylıklar saymakla bitmez. Fotoğraf makinesinden resim çerçevesine, saatten tansiyon ölçme aletine kadar en gereklisinden en gereksizine günlük hayatımızda kullandığımız çoğu eşya dijitalleşti. Fotoğraf makinesinin dijitale çevrilmesiyle fotoğrafçılıkta yepyeni bir çığır açılırken, evimizde büfenin üzerinde duran fotoğraf çerçevesinin dijitalleşip slayt gösteri yapmasıyla hayatımızda değişiklik adına bir yaprak bile kımıldamadı. Dijitale çevrilen ürünlerin gerekliliği ayrı bir tartışma konusuyken, yeniliğe tamamen kapalı tek konu olan din ise dijitalleşme sevdasıyla aklın sınırlarını zorlayacak kadar değişiyor. Değişim, dinin doğasına aykırı olsa da dükkanlarda ya da internette rastlayacağımız birçok icat, dini ürünlerin teknolojinin içerisine nasıl da monte edildiğini gösteriyor.
Müslümanın cep rehberi Hatimmatik
İnternet ya da telefon yoluyla rahatlıkla satın alabileceğiniz bu dini ürünlerin başında hatimmatik geliyor. Hatimmatik, tek bir tuşla tüm Kuran’ı okuyarak kendi kendine hatim indiriyor. Kuran okunurken aynı zamanda ekrandan okunan sayfaları takip edebiliyorsunuz. Aynı zamanda hatimmatike fotoğraf ekleyip, dosya yükleyebiliyorsunuz. Ezan saatlerini de gösteren aletten radyo özelliği sayesinde müzik de dinleyebiliyorsunuz. Müslümanın cep rehberi sloganıyla satılan aletin fiyatı 120 YTL civarında.
Kıbleyi gösteren seccade
Dini ürünlerden bir diğeri de namaz kılarken doğru yönü bulmaya yarayan seccade. Bu seccadenin diğerlerinden farkı, üzerinde dijital bir pusula olması. Pusula sayesinden Kıbleyi nerede olursanız olun bulabiliyorsunuz. Tasarımında kullanılan fosfor baskı tekniğiyle seccadenin üzerindeki desenler parlıyor. Londra’da yaşayan Soner Özenç adlı bir Türk tasarımcı tarafından tasarlanan seccadenin fiyatı 400 Dolar. Ancak aynı ürünün, 10 YTL’ye satılan sahte Çin malı olanını da bulmak mümkün.
Kabe’de dijital hac rehberi
Dini ürünler tasarlanırken hacılar da unutulmamış. Hacıların hac boyunca okuyacakları tüm duaları yazılı ve sesli olarak gösteren dijital cihaz hacı olabilmek için gerekli süreci daha “teknolojik” takip etmenizi sağlıyor. Arapça, İngilizce ve Türkçe dillerinde kullanılabilen aleti yakında Kabe’yi tavaf eden müslümanların boynunda sıkça görebiliriz. İnternetin yanı sıra hacı malzemeleri satan dükkanlarda da bulunabilen dijital hac rehberinin fiyatı 45 YTL.
Nur yağdıran kalem
Dini unsurlar barındıran dijital ürünlerden en kullanışlısı olarak görülen alet ise içerisinde 114 sure bulunduran 20 saatlik ses kaydıyla Nurkalem. Nurkalem adıyla piyasaya sürülen alet, hem Kuran çalar hem de kalem görevi görüyor. Işıklı ekranı ve kulaklıklarıyla yazı yazarken aynı zamanda dijital ses kaydıyla Kuran dinlemenizi sağlıyor. Özellikle masabaşı işlerde çalışanları hedefleyen kalemin fiyatı 55 YTL civarında.
Işıklı zikirmatik
Hem dini vecibelerini yerine getirmek isteyen hem de bunun için zamanı olmayanlara tasarlanmış bir diğer alet ise Zikirmatik. Tesbih çekilirken söylenmesi gereken 4 kelimeyi dijital tesbihiniz tek bir tuşla sizin yerinize söylüyor ve sayıyor. İlk üç kelimeyi 33 kere tekrar edip, dördüncü kelimeyi ise bir kere söyleyince tesbihin 99 boncuğunu çekmiş sayılıyorsunuz. Her 33 sayıştan sonra aletin üzerindeki kırmızı ışık “sevap kazandın” dercesine yanıp sönüyor. Elinizi tesbihe dokundurmadan tesbih çekebilmenin bedeli ise sadece 5 YTL.
Cennete kim gidecek?
Yukarıda saydığımız aletlerin hepsinin Müslümanlara yönelik olduğunu fark etmişsinizdir. Diğer dinler için bu tür aletler üretilmiyor. Örneğin Paskalya’da kendi kendine yumurta boyayan bir alet ya da Hanuka’da kendi kendine dokuz kollu şamdanın mumlarını yakan bir alet henüz piyasada yok. Bu durumdan Müslümanların din-teknoloji birleşimi ürünlere daha meraklı olduğu hipotezini öne sürebiliriz. Ancak ortada daha vahim bir mesele var. Teknoloji hayatımızın çoğu alanında işlerimizi kolaylaştırıyor, zamandan tasarruf ettiriyor ama din gibi tamamen manevi hazza dayalı bir konuda teknolojinin dini hayatımızı kolaylaştırmasına gerçekten ihtiyacımız var mı? Dini inancımız doğrultusunda yaptığımız ritüellerin tamamı manevi bir tatmin için yapılıyorsa, tesbihi elimize alıp, duasını kendimiz okuyarak çekmek mi bize manevi haz verir yoksa bu işi sizin yerinize yapması için geliştirilen bir aletin tuşuna basmak mı? Ya da Kuran’ı yüzünü gördüğünüz birinden, Kuran okumak için oluşturulmuş bir ortamda dinlemeyi mi tercih edersiniz yoksa gömlek cebinizdeki kalemden mi? Tüm bu sorular teknolojinin hayatımıza ne getirip hayatımızdan ne götürdüğünü biraz olsun açıklıyor aslında. Kimi din adamları dine teknoloji karıştırmayı tembellik olarak yorumlarken, kimileri de teknolojinin her ne şekilde olursa olsun hayatımıza girmesini destekliyor. Din mi teknoloji mi tartışması devam ederken akıllarda cevaplanmayı bekleyen bir soru daha beliriyor: Kuran’ı Hatimmatik okursa, tesbihi Zikirmatik çekerse, cennete kim gidecek?