Özgecan Okay
Motor sporlarının en büyük organizasyonu Formula 1’e dördüncü kez ev sahipliği yapıyoruz. Grand Prix’nin koşulduğu İstanbul Park, yaklaşık dokuz ay süren maratonun en zorlu virajlarından. Bundan önceki üç yılda, pilotların performanslarını etkileyen kavurucu Ağustos sıcağında yapılan yarış bu kez 9-11 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek. Elektronik çekiş sistemlerinin yasaklanmasının da Türkiye Grand Prix’sinin keyfini artıracağı düşünülüyor.
Üç yılda iki birinci
Dünyanın en çok izlenen spor olayları arasında yer alan Formula 1’de, İstanbul Park’ta damalı bayrağı ilk kimin göreceği konusunda, şimdiden büyük bahisler var. Türkiye’deki son iki yarışı Ferrari’nin Brezilyalı pilotu Felipe Massa kazanmıştı. Türkiye’de ilk kez 2005’te yapılan Grand Prix’in ilk galibi ise, geçen yılın şampiyonu Finli Kimi Raikkonen olmuştu. Raikkonen o yıl, McLaren Mercedes formasıyla yarışıyordu. Michael Schumacher’in ayrılmasıyla, 2006’den itibaren Ferrari’nin birinci pilotu oldu.
İstanbul Park: Zorlu ve heyecan verici
İstanbul Park, pist. tribün ve tesislerle toplam 2 milyon 215 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Piste verilen ilk isim “İstanbul Speed Park” idi. Ancak ismin Türkçe olması gerektiğine yönelik tepkiler üzerine İstanbul Park’a çevrildi.
Pilotları ürküten bir piste sahip İstanbul Park. Sporu bırakan efsanevi Alman pilot Michael Schumacher “Bu heyecan verici pist, sadece saat yönünün tersine koşulması değil, bazı bölümlerde yer alan eğimlerindeki değişimlerle de olağandışı ve heyecan verici” sözleriyle anlatmıştı. Bununla birlikte dönemeçlerin oldukça dengeli olduğunu ifade eden Schumacher, İstanbul Park’ın güvenli bir pist olduğunu belirtmişti. 2006 ve 2007 dünya şampiyonu İspanyol pilot Fernando Alonso ise birçok yavaş dönüş bulunduğunu, bunların da çıkışta lastikleri çok yorduğunu ifade etmişti.
8. viraj!
Toplam uzunluğu 5 bin 378 metre olan pistte altı sağa, sekizi de sola olmak üzere toplam 14 dönemeç (viraj) yer alıyor. Saat yönünün tersine koşulacak biçimde tasarlanan pist, 124 bin lastik bariyerle çevreleniyor. Pilotların en çok zorlandığı ve yarışseverlerin bu nedenle dikkatle izlediği 8. viraj, pistin en kritik yeri. F 1 meraklıları forumlarda, dünyadaki diğer pistlerde olduğu gibi, İstanbul Park’ın bu en zor virajına bir isim koymak üzere yazışıyor.
Schumacher’ie bile kaza yaptıran sekizinci virajın, bu kadar güç olmasının nedeni, kısa bir mesafe içinde dört kez alçalıp yükselmesi. Pilotlar, 600 metrelik bu viraji 7,5 saniye katediyor. Ve bu süre içerisinde 4 “tepecik” aşıyor. Girişte doğru açıyı tutturamayan pistten çıkıyor. Ve bu virajdan bir yarışta 58 kez geçiliyor. Formula istanbul Yatırım A.Ş’nin inşaat mühendisi Tolga Er “Viraja giren pilot sola doğru dönerken aynı anda aşağıya doğru da iniyor, iniş bitince çıkışa başlıyor. Bu da pilotların 5.2 G basınç yemesine neden oluyor. Bu müthiş kuvveti, bir F16 pilotunun saatte 1000 kilometre hızla giderken sola doğru ani bir manevra yaparak yediği darbeyle eş tutabiliriz” diyor.
Tabi, zorluk da göreceli bir kavram. Mesala Alonso, kendisi için 1. virajın daha zor olduğunu ifade ediyor: ” Virajı zor kılan özellik kör bir apekse sahip olması ve dolayısıyla nerede içeri doğru döneceğinizi ve nerede frenaj bölgesine dokunacağınızı bilmenizin zor olması. Bunları yapmadığınız takdirde aracınız da arka kısımda daha fazla tutunmaya uğrayacaktır.”
En hızlı Montoya
2005’teki ilk Grand Prix’de, ikinci durumda yarışı bitirmek üzereyken “finish”e dört tur kala aracını kaydıran Kolombiyalı pilot Juan Pablo Montoya, yerini İspanyol pilot Fernando Alonso’ya kaptırmış ve bu puanlar Alonso’ya şampiyonluk yolunu açmıştı. Kolombiyalı, 2006 sezonunun ortasında Formula 1’den ayrılarak, bir başka motor sporu organizasyonu olan NASCAR’da yarışmaya başladı. Ancak onun İstanbul Park’taki ilk Grand Prix’de elde ettiği 1.24.770’lik dereceye bugüne kadar hiçbir pilot ulaşamadı.
Montoya’nın aynı yarışta ulaştığı saatte 330,3 kilometrelik hız, pistin bugüne kadar kırılamayan bir başka rekoru. 2006’daki en hızlı pilot ise, 317.8 kilometreyle, Renault’un ikinci pilotu İtalyan Giancarlo Fisichella’ydı.
Turizmciler tepkili
Yarışın mayıs ayına çekilmesi pilotları sevindirirken turizmcilerin tepkisini çekmişti. Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, geçen sene yaptığı açıklamasında “Bu yanlış bir tarihtir, çünkü İstanbul’da otellerin en dolu olduğu aylar, nisan-mayıs ile eylül-ekim aylarıdır. Mayısta yapılacak yarış, hem Formula 1 için gelen yaklaşık 150 bin kişinin yer bulmasında sorun yaratacak hem de ağustosta otellerimizin boş kalmasına neden olacak” demişti.
Formula:1 Flora: 0
Kurtköy’de yer alan İstanbul Park’ın yapımına çevrecilerden özellikle Doğal Hayatı Koruma Derneği’nden büyük tepki gelmişti. Dernek, tahsis edilen alanın bulunduğu Ömerli Su Havzası’nın güneyinde kalan tepelerin nadir bitki ve hayvan türleri açısından oldukça zengin olduğunu, bu inşaatın onların yaşamlarını tehdit altına sokacağını belirtmişti.
Çevrecilerin tüm direnişlerine rağmen İstanbul Park Pisti inşa edildi ve tıpkı onların dile getirdiği gibi, bu bölgedeki yapılaşmanın hızlanmasına neden oldu. Bir yılda 7 bin 800 tapu el değiştirdi. Akfırat bölgesindeki tarlalar hızla değerlendi, kısa sürede satılık yer kalmadı. Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yıldız’ın verdiği bilgiye göre F1 pistinin bölgede inşa edileceği duyulunca, dönümü 5 bin-10 bin YTL arasında değişen arsa fiyatları 2005 yılında 20 bin-100 bin YTL’ye çıktı.
Deloitte Spor Endüstri Grubu araştırmaları Formula 1 organizasyonunun FL (National Football League), FA Premier League ve MLB (Major League Baseball) gibi çok sayıda spor organizasyonundan daha fazla gelir getirdiğini ortaya koyuyor. Hesaplamalara göre 2007’de her Formula 1 yarışı ortalama 217 milyon dolar gelir sağladı.
KKTC krizi
Formula 1’in Türkiye’ye gelmesi ve İstanbul Park’ın inşası, pek çok tartışmanın da konusu olmuştu. Arazi tahsisinden, pist inşaatındaki yolsuzluk iddialarına, işletmede yaşanan boşluklardan, pistin 2021 yılına kadar Formula 1 organizasyonunun sahibi Bernie Ecclestone’a kiranlamasına pek çok şey tartışıldı. Ancak 2006 yılındaki yarışın kupa töreninde yaşanan “KKTC krizi”, tüm bu tartışmaları da unutturacak kadar büyüdü.
Yarışın birincisi Felipe Massa’nın kupasının, Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) yetkilerine haber verilmemesine rağmen, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a verdirilmesi organizasyonu güç durumda bırakmıştı. Bu emrivaki karşısında İstanbul Park’ın yarış takviminden çıkarılması gündeme gelmişti. FIA, Eylül 2006’da aldığı kararla Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’na (TOSFED) 5 milyon dolar ceza kesti. Bu miktar, milyar dolarların döndüğü motor sporları organizasyonlarında, FIA’nın o güne kadar verdiği en yüksek cezaydı.