F tipi cezaevlerinin insanları öldürdüğünü onları kimliksizleştirme ve hiçleştirme amacı ile inşa edildiğini savunan İnsan Hakları Koruma Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonu işkencenin, tecridin, “ince arama” adı altındaki tacizlerin durdurulması ve F tipi hapishanelerin kapatılması için başlattıkları kampanya kapsamında 14 Ocak Cumartesi akşamı Kadıköy meydanında toplandı.
Yağmura rağmen gaz lambaları ile meydana F harfi çizip oturma eylemi yapan grup, basın açıklamasının ardından her hafta farklı bir meydanda buluşacaklarını belirterek dağıldı. Grup bir sonraki oturma eylemini 21 Ocak akşamı Mecidiyeköy meydanında yapacak.
Komisyon adına Elif Akkaya tarafından yapıılan açıklamada gayri insani koşullarda yaşatılan mahpuslara daha fazla insanlıktan çıkarmaya yönelik uygulamalar yapıldığı anlatıldı. Tecridin yarattığı ölümcül ve geri dönüşü olmayan etkilerin sürdüğü ve çok sayıda mahpusun yaşam sınırında olduğu belirtildi. Hükümet hasta mahpuslara yönelik koyduğu yasal uygulamaları bile hayata geçirememekle suçlanırken, hastaların vedalaşma haklarının bile ellerinden alındığı ifade edildi.
“Sadece içeridekiler değil”
Akkaya, F tipi cezaevlerindeki tutuklu ve yakınlarının yaşadığı sıkıntıları şöyle aktardı:
“F tipi cezaevlerinde yasalar ve yönetmelikler adı altında sistemli bir şekilde uygulanan tecridin güneşsiz, selamsız, sevgisiz bıraktığı mahpuslara uygulana baskı sadece onlara da değil, yakınlarına da uygulanmakta. Yasakçı zihniyet her şeyi onların elinden almakta. Onur kırıcı uygulamalar ve şiddet devam etmekte. Mahpusların yalnızlaştırılması politikalarının özünde kimlik, kişilik ve inançlarına saldırma, baskı uygulanarak hiçleştirme var. Bu nedenle onların ziyaretçilerine de bezdirme ve yıldırma uygulamaları sürmekte. Cezaevine girerken başlayan onur kırıcı arama ve hoş geldin dayağı devam etmekte, ziyarete gelen yakınlara da mahpusa olduğu gibi ince arama adı altında onur kırıcı muamele uygulanmakta. Cezaevinde sürekli kontrol altında bulunan mahpuslara hücrelerinden her çıkışta ziyaret sevk, mahkeme, revir, hastane ve girişte ince arama adı altında çırılçıplak soyundurularak onursuz bir arama dayatılmakta. Bunu kabul etmeyen mahpuslara zor kullanılarak işkence yapılmakta tehdit ve hakarete maruz kalmakta, bununla da yetinmeyerek tecrit içinde tecrit anlamına gelen ayrı hücrelere kapatılmakta.
“Tutuklama sonrası mahpuslar götürüldükleri cezaevinde ilk girişte topluca soyundurularak yapılan ince arama adeta orta çağdaki kölelik sistemini andırmakta. İnsanı aşağılayan, onurunu zedeleyen bu uygulama F tipinin asıl amacının mahpusu hiçleştirmek olduğunu net bir şekilde göstermekte. Mahpuslar hücrelerinden her çıkışta ayakkabılarının ve hatta çoraplarının çıkartılması istenmekte. Bunu reddeden mahpuslar fiziki işkenceye maruz kalmakta. Yıllarca direnişlerle kazanılan açık görüş hakkı sonrası mahpusların hücreleri dağıtılmakta. Her ay yapılan açık görüşlerden sonra asker eşliğinde sekiz ve on iki metre karelik hücreler aranmakta, o aramalar esnasında mahpusların özel eşyaları talan edilip tekrar kullanılamayacak hale getirilmekte.”
Yakınıyla görüşmek için etek giydirilen erkekler
“Görüşe giden mahpus yakınlarına uygulanan onursuz arama işkenceye dönüşüyor. Götürdükleri eşyaların aranmasından ziyaret mahalline gelene dek en az iki ya da üç ayrı yerde ayrı ayrı aranmakta. Bu aramalar sırasında x-ray cihazından geçirilmekte. Kıyafetlerinin üzerinde ince metal fermuar ve benzerinin verdiği sinyal nedeni ile içeriye alınamamaktadırlar. Geçtiğimiz yıllarda basına da yansıyan Sincan F tipi hapishanesinde yaşanan bir olayda, erkek ziyaretçinin pantolonunu çıkartması ve orada hazır bulundurdukları eteği giymesi sureti ile görüş yapabileceği aksi takdirde görüşe giremeyeceği söylenmiştir. Uzak yerlerden gelen mahpus yakınları haftada bir gün ve yalnızca bir saat olan görüş haklarını yitirmemek için bu baskıya boyun eğmek zorunda kaldı. Aynı şekilde bayanlara yapılan arama adeta tacize dönüşmektedir. Etek kaldırma mahrem yerlerin kontrolü sürmekte. Üzerlerindeki kıyafetin yukarı çekilerek ve ya etekleri yukarı çekilerek aranması kadını incitmekte onurunu kırmakta. Yine görüşe giden ziyaretçilerin F tipi hapishane yönetmeliğine uygun giyinmesi gerekmektedir. Kıyafet yönetmeliğine uymayan ziyaretçiye görüş engelinin çıkartılması yaygın bir uygulamadır. Bir çok mahkum zorla nasıl soyundurulduklarını karşı çıkınca nelere maruz kaldıklarını anlatmakta.
“24 saat beton üstündeyiz”
Komisyon üyeleri cezaevinden, Tayyip Erdoğan’a iletilmesi için yollanan faksı okudu. Bu metni kaleme alan mahkum, kendilerine esir muamelesi yapıldığını, mahkum avukatları ile yaptıkları görüş sonrası ayakkabılarının bile arandığını, görüşe giderken cebe el sokmanın, saat taşımanın yasak, görevli geldiğinde veya ona bir şey verirken ayağa kalkmanın mecburi olduğunu belirtti. Amerikan Guantanamo hapishanesini aratmayan koşullarda yaşadıklarını yazan mahpus “Günün 24 saati betonun üzerindeyiz, hastalanmamak için ayaklarımızın altına bir tahta parçası bile koyamıyoruz. Adliyeye götürülüp getirilirken ring adı verilen araçların hücrelerinde saatlerce kelepçeli olarak bekletiliyoruz, kısacası bedenen zihnen ve ruhen çürütülerek öldürülmek isteniyoruz. Sayın Erdoğan terörist diye hapishaneye tıktığınız bizler hükümetinizin iznini taşıyan bu uygulamaları hayvanlara bile reva görmeyiz. Biz bir hayvanı bilmeden incitmişsek eğer acı çeker ondan özür dileriz ve o acıyı hayat boyu taşırız yüreklerimizde. Peki siz ne yapıyorsunuz?” diye sordu.
İnsan hakları savunucularının “Tecrit öldürüyor, F tipi uygulamalara son” kampanyasında taleplerini 3 ay boyunca değişik yerlerde dile getirecek. Ocak ayı içinde her cumartesi değişik İstanbul’un farklı meydanlarında toplanıp oturma eylemi yapacak. Grup bir sonraki oturma eylemi 21 Ocak akşamı Mecidiyeköy meydanında toplanıyor.