Türkiye’de sık sık gündem olan ve muhalif partiler tarafından sıkça eleştirilen Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) borçları konusunda Samsun Bölge İdare Mahkemesi’nde alınan bir kararın, devam etmekte olan haciz davalarında borçlular lehine bir gelişmeye neden olacağı belirtiliyor. Avukat Baran Kaya’ya göre, öğrenciler mezun olduktan sonra geri ödenmesi gereken aylık taksit ödenemediğinde net miktara eklenen gecikme zammının ödeme emri gönderilmeden alınması hukuka aykırı.
KYK kredisi alan bir öğrenci mezun olduktan sonra işe giremediği ve borcunu ödeyemediğinde, yatırmadığı ilk taksit için ilk bir yılın tüm taksitleri, yatıramadığı ikinci taksit için de tüm kredi borcu muaccel (hemen ödenmesi gereken) hale geliyor. Bu durumda borç KYK tarafından vergi dairesine devrediliyor ve borcun tamamı vergi dairesi tarafından otomatik olarak tahakkuk ettiriliyor. Borçlar tahakkuk ettirildikten sonra ise toplam borca ilk taksit tarihinden itibaren aylık gecikme zammı uygulanıyor. Bu zam oranı Cumhurbaşkanı kararıyla belirleniyor ve 2019 sonundan beri aylık yüzde 1.6, yani yıllık yüzde 20’yi aşan bir oranda uygulanıyor. Uygulamada borç otomatik olarak vergi dairesine devredilip burada gecikme zammı uygulanarak öğrencilere ödeme emri gönderiliyor ve ondan sonra haciz ve banka hesaplarını bloke etme gibi işlemler başlıyor.
Gecikme zammına ilişkin uygulama hukuka aykırı
Avukat Baran Kaya, Şubat 2021’de gecikme zammına ilişkin uygulamanın bugüne kadar tamamen hukuka aykırı işletildiğine dair bir mahkeme kararı aldıklarını belirtiyor. Samsun Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi 2020/936 Esas ve 2021/107 sayılı kararında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun‘un 37. maddesi gereği borç tahakkuk ettirilmeden önce borçluya bir ihbarname göndermesi gerektiği kesin olarak karara bağlanmış durumda. Kararda, ihbarname ile borçluya 30 gün süre verilmesi gerektiği ve ancak bundan sonra borcun tahakkuk ettirilebileceği belirtiliyor. (Karar metni için tıklayın: Sayfa 1, Sayfa 2)
Avukat Kaya, bugüne kadar vergi daireleri tarafından tahsil edilen ya da tahakkuk ettirilen gecikme faizlerinin tamamen hukuka aykırı bir şekilde tahakkuk ettirildiğini şu sözlerle anlatıyor:
“Hukuka uygun olarak tahakkuk ettirildiği tarihten sonra bir borca gecikme zammı uygulanabilir. Ancak vergi daireleri bugüne kadar tahsil ettiği ya da edemediği hiçbir KYK borcunu bu şekilde tahakkuk ettirmedi. Yani bugüne kadar vergi dairelerine KYK borçları için ödenen gecikme zamlarının tamamı hukuka aykırı olarak tahsil edildi. Bugün tahsil edilemeyen borçlardaki gecikme zamları ise açıkça hukuka aykırı olarak uygulanıyor.”
Borçlar katlanıyor
Vergi daireleri tarafından ihtarname veya ödeme emri gönderilmeden otomatik olarak tahakkuk ettirilen KYK borçlarına uygulanan gecikme faizleri, ödeme güçlüğü içinde olan yeni mezunların daha da zor duruma düymesine neden oluyor. Üniversiteden yeni mezun olan D.T., KYK sözleşmesinde kredi geri ödemesi 19 bin TL’yken sözleşmeyi imzaladığını, ancak şu anki borcunun 27 bin olduğunu ve henüz iş bulamamışken iki sene sonra başlayacak geri ödemesinin onu şimdiden kaygılandırdığını söylüyor.
2021 Haziran’da mezun olan L.Ş. de mezun olmasına rağmen mevcut uygulamaya göre 2021 boyunca kredisini alabileceğini ancak borcunun artmaması için Temmuz’da bu ödemeyi sonlandırdığını belirtiyor. Ancak L.Ş., kredi almadığı ayların faizinin de geri ödemesine eklendiğini belirterek yeni mezun öğrencilerin kredi kullanmadıkları aylardan da borçlandırıldığını vurguluyor.
Diğer yandan KYK kredilerinin geri ödeme faizlerinin Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi’ne göre yapılması hem ödenecek miktar konusundaki belirsizliği hem de öğrencilerin faiz yükünü artırıyor. Aldığı KYK kredisini ödeme vakti gelen M.C. asgari ücretin biraz üstünde maaş aldığını ve faizleriyle birlikte, aldığı kredinin iki katını ödemenin oldukça zor olduğunu belirtiyor. Öğrenimi halihazırda devam eden S.P. ise 2022’de bitecek olan kredisini 2021’deki ekonomik problemler nedeniyle 70 bin lira olarak olarak ödemekten korktuğunu belirtiyor.
Enflasyonu da ödeyeceğimizi biliyor muyuz?
Yüksek ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nün web sitesinde yer alan bilgilere göre, öğrenim veya katkı kredisi alan öğrencilerin borcuna, kredilerin verildiği tarihten öğrenim sürelerinin bitimine ya da herhangi bir sebeple kredinin kesildiği tarihe kadar alınan kredi miktarına Türkiye İstatistik Kurumu’nun Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’ndeki (Yİ-ÜFE) artışlar uygulanıyor. Bu artış miktarı hesaplanarak anaparaya ilave ediliyor.
Baran Kaya, ödemenin başladığı bu tarihe kadar Yİ-ÜFE yani TÜİK’in belirlediği üretici fiyat endeksi oranında faiz uygulandığını ve son zamanlarda enflasyon ve kur krizi nedeniyle bu oranın oldukça yüksek olduğunu belirtiyor. Ayrıca öğrencilere ödenen kredilerin üreticinin değil tüketicinin karşılaştığı endeks olan tüketici fiyat endeksi yani TÜFE’ye göre belirlense belki daha insani faiz oranları ortaya çıkabileceğini söylüyor. Zira TÜİK’in en son belirlediği oranlar 2021 yılı Aralık ayı için TÜFE yıllık yüzde 36,08, Yİ-ÜFE ise yıllık yüzde 79,89 düzeyinde.
“KYK borçları toplumsal bir sorun”
Avukat Baran Kaya, KYK ödemesinin alelade bir kredi sözleşmesi gibi değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyor. Yani devlete bir banka, öğrencilere de tüketici gibi yaklaşmanın doğru olmadığını vurguluyor. Bu nedenle de artık toplumsal bir sorun haline gelen KYK borçlarının silinmesinde büyük bir kamu yararı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:
“KYK borçları toplumsal bir sorun. Milyonlarca gencin gelecek kaygısına düşmesine neden oluyor. Maddi zorlukları olan öğrencilere ödenen bu miktarların burs sayılmasında ya da bu borçların silinmesinde büyük holdinglerin ve inşaat şirketlerinin vergi borçlarının silinmesinden daha büyük bir kamu yararı olduğu, ikisi arasında kıyas yaptığımızda KYK borçlarının silinmesinin daha az maliyet yaratacağı ve genç işsizleri rahatlatacağı da açık.”