Genel

Mağdurun Dili ve Ufalanmış Tarih

Yazan: HaberVs

Nurdan Gürbilek, Mağdurun Dili, Metis Yayınları, İstanbul, 2008. Memleketin siyasal deneme ve edebi eleştiri mecrasındaki en sahici ve kıymetli kalemlerinden Nurdan Gürbilek, bu kez de edebiyatın insanın varoluş minvallerinin en derinindeki dışlanma, ezilme, hor görülme eksenli bireysel trajedisinin temsilindeki kilit rolüne dikkat çekiyor, ve bu temsillerin yerli ve ecnebi örnekleri üzerinden kuşatıcı bir değerlendirmesine girişiyor. […]

Nurdan Gürbilek, Mağdurun Dili, Metis Yayınları, İstanbul, 2008.

Memleketin siyasal deneme ve edebi eleştiri mecrasındaki en sahici ve kıymetli kalemlerinden Nurdan Gürbilek, bu kez de edebiyatın insanın varoluş minvallerinin en derinindeki dışlanma, ezilme, hor görülme eksenli bireysel trajedisinin temsilindeki kilit rolüne dikkat çekiyor, ve bu temsillerin yerli ve ecnebi örnekleri üzerinden kuşatıcı bir değerlendirmesine girişiyor.

Bu bireysel trajediye, acıya, ıztıraba ışık düşürmeyi salya sümük bir yazıklanmanın ötesinde hakkaten varoluşsal bir “yaşamay-ı/a-bilme” sıkıntısının sahih bir temsiliyle başarabilmiş Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Cemil Meriç ve Dostoyevski’ye kulak veriyor Gürbilek bu çalışmasında. Hülasa, Gürbilek bu kitabında kendi melankolisinde boğulmayan, fakat yaşamak oyununun bizzat öyle olmaklığından kaynaklanan derindeki kaygının ve ıztırabın da hakkını layıkıyla teslim eden bir edebiyatın olanağına ve yol izlerine odaklanıyor.

François Dosse, Ufalanmış Tarih, Çev: Işık Ergüden, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2008.

Gelecek umudunun bu denli karardığı, geçmişten başka sığınılacak güvenli bir limanın olmadığı şu “çığrından çıkmış zamanlar”da tarih disiplini de “kanaat toplumu”nun öğütücü çarklarından nasibini aldı ve kanaat bildirim formlarından biri ama belki de en muteberi oldu.

Fransız tarihçi François Dosse de 1930’larda tarih disiplininde devrimci açılımın adresi olan Annales Okulu’nun, 80’ler itibariyle entelektüel piyasayı çekip çeviren ve tarihin menfi bir biçimde popülerleşmesinin müsebbibi olduğu iddiasından hareketle bir hayli eleştirel bir tarihini yazmaya girişmiş. Ufalanmış Tarih, Annales Okulu’nun mensupları, sevenleri ve meşgalelerinin istatistiki bir kesinlik ve titizlikle dökümünü yapıp nasıl olup da bu denli mütehakkim bir kurum/tarz haline geldiğinin yanıtını arıyor. Dosse’ye göre, “hem tarihsellik kavramını hem de bellek kavramını sorunsallaştıran bir geniş şantiye olarak tarih” algısı Annales Okulu’nun da tarihselleştirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Yorum yazın