Genel

Söz konusu göbek olunca…

Yazan: Sinem Yapıcıkardeşler

İstanbul halkı, Kabataş-Zeytinburnu tramvayını hınca hınç doldurdu. Halkı daha rahat ve daha çabuk Sultanahmet meydanına götürmek için Büyükşehir Belediyesi tramvayların sayısını da arttırdı, ancak bu bile yeterli olmadı. Ahırkapı’ya gitmeye çalışanlar tramvayları doldurdukları gibi sahil trafiğinin de kilitlenmesine sebep oldu. İnsanlar Sultanahmet Meydanı’nda toplanarak, Ahırkapı’ya doğru toplu gruplar halinde roman müzikleri ve şarkılarıyla yürüdüler. Çingenesinden, […]

İstanbul halkı, Kabataş-Zeytinburnu tramvayını hınca hınç doldurdu. Halkı daha rahat ve daha çabuk Sultanahmet meydanına götürmek için Büyükşehir Belediyesi tramvayların sayısını da arttırdı, ancak bu bile yeterli olmadı. Ahırkapı’ya gitmeye çalışanlar tramvayları doldurdukları gibi sahil trafiğinin de kilitlenmesine sebep oldu. İnsanlar Sultanahmet Meydanı’nda toplanarak, Ahırkapı’ya doğru toplu gruplar halinde roman müzikleri ve şarkılarıyla yürüdüler. Çingenesinden, İngilizine, bebeğinden, gencine, yaşlısına kadar herkes festival alanındaydı. Kalabalık yolları ve tramvayı olduğu gibi festival alanını da kilitlemişti, alanda hareket etmek, bir yerden bir yere gitmek oldukça zordu. Kamerasını ve fotoğraf makinesini alan herkes unutulmaz görüntüler çekti. Yabancı turistlerin festivale ilgisi de had safhadaydı. Festivale katılan herkes gibi, onlar da hazırlanan yerlere dileklerini bağlamayı ihmal etmediler.

Herkes roman kılığına büründü

Elinde tefi, saçında çiçeği, ayağında eteği, ağzında sakızı, dudağında kırmızı ruju, yanağında kalemle boyanmış beni, tam takım giyinmişti genç kızlar. Davulcu, zurnacı çaldı genç kızlar roman havası ile eğlendi. Yemeniler yok sattı. Festival alanında onlarca davulcu, zurnacı, klarnetçi vardı. Her gruba yetecek kadar. En çok roman dansı oynayan da erkekler oldu. Herkes birlikte eğlendi. Her kesimden insan görmek mümkündü. Yerlerde oturmuş farklı farklı genç gruplar, aralarında elinde tefi, darbukasıyla dolaşan insanlar, yürüdükçe değişen müik sesleri. Ahırkapı’ya herkes Hıdrellez için gelmişti, ama herkes kendi havasında, kendi tarzında eğleniyordu. Böyle bir insan mozaiginin beraber olup eğlenmesi belki de bu şenliğin en güzel kısmıydı. Göbek atmak, halay çekmek, oynamak işin içine girdi mi sınıf ayrımı diye bir şey kalmıyor çünkü…

Dilekler dilendi

Ahırkapı Parkı, rengarenk dilek ağaçları, hatıra fotoğrafları çektireceğiniz panolar, dileğiniz ne kadar süre içerisinde olacağını gösteren tahta panolarla dolup taştı. Pek çok üniversitenin hazırladığı değişik fal oyunları, sizi Monalisa’nın kucağına konulmuş bebek, Marilyn Monroe, çingene ve hatta Picasso’nun bir tablosunun karesi yapacak şekilde yapılmış değişik maketlerin önünde fotoğraf çektirme kuyrukları oluştu. İlginç bir sahne de panoda yer alan iki kadın çingenenin kafasındaki boşluğa fotoğraf çektirmek için suratını yerleştirenlerin daha çok erkekler olmasıydı. Binlerce insanın dilediği dileklerle ağaç dalları binbir renge büründü. En çok dilenen dilek ise iyi bir üniversite kazanmak, iş, ev ve hayırlı bir kısmet oldu. Barış, bereket, sağlık, mutluluk dilekleri için ateşler yakıldı.

Yemek kuyruğu

Kupon uygulaması kaldırıldıktan sonra, Festival’de aç kalanların sayısı oldukça fazla oldu. Yemek kuyruğu sırası bir türlü bitmek bilmedi ve düzenli sıra oluşturulmadığı için birçok insan aç kaldı. İnsanlar çıkan köfte ve balık dumanları ile beslenmekle yetindiler. Aç karınlarını içki ile dolduran halk, bira ve şarap tüketmekle yetindi. Geçen yıl yetişmeyen alkol stokları için bu yıl çevre halkı önlem almıştı, pazar arabalarına doldurdukları biraları festival alanında boylu boyunca dolaşarak satmaya çalıştılar. Ancak bu yıl da parkın yeşillikleri bira tenekeleri ve şarap şişeleri doldu ve yine hem kalabalığa, hem de yerdeki şişelere takılmadan yürümeye çalışıldı, ancak maalesef bu konuda herkes başarılı değildi… Gecenin sonunda çöpleri temizlemek ise belediye çalışanlarına kaldı. Gece, Buzuki Orhan ve Balkan gruplarının konseri ile son buldu.

Festivale gelemeyenler için

Gece boyunca Hıdrellez ateşleri yakılırken, herkes dileklerini yazarak nahıllara ve çevresindeki gül ağacı dallarına astı. Dilek bağlama sırasında sırasında çıkan kargaşa da küçük tartışmalara yol açtı. Kendilerininkini asmak için başkalarının dileklerini yırtanlar ya da gördükleri kağıtları okuyanlar, etraftaki insanların tepkilerine sebep oldu. Ama sonuçta bütün kalabalığa ve eksiklere rağmen, Ahırkapı farklı insanların beraber eğlendiği güzel bir etkinlik oldu. Gelemeyenleri de düşünen festival yetkilileri Hıdrellez.org sayfasından gönderilen dileklerin de ağaçlara asılmasını sağladı.

Yorum yazın