Genel

Zaman hep suçlunun yanında

Yazan: HaberVs

Ahmet Şıkahmets@medyakronik.com Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 tutuklu ve hükümlünün öldürüldüğü “Hayata Dönüş” operasyonu sonrasında, başka cezaevlerine yapılan nakiller sırasında mahkumlara kötü muamelede bulundukları için yargılanan jandarma görevlileri hakkında açılan dava zaman aşımından düştü. 2001 yılından bu yana süren davada aralarında gardiyan ve askerlerin bulunduğu bin 615 kişi hakkında dava açılmıştı. Gardiyanların “görevi kötüye kullanmak”, jandarmaların ise […]

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 tutuklu ve hükümlünün öldürüldüğü “Hayata Dönüş” operasyonu sonrasında, başka cezaevlerine yapılan nakiller sırasında mahkumlara kötü muamelede bulundukları için yargılanan jandarma görevlileri hakkında açılan dava zaman aşımından düştü. 2001 yılından bu yana süren davada aralarında gardiyan ve askerlerin bulunduğu bin 615 kişi hakkında dava açılmıştı. Gardiyanların “görevi kötüye kullanmak”, jandarmaların ise “kötü muamelede bulunmak” iddialarıyla suçlandığı davanın 5. yılında iddianameye 682 sanığın adının mükerrer yazıldığı ortaya çıkmıştı. Bu “yanlışlığın” anlaşılmasından sonra sanık sayısı 933’e düşmüş daha sonra da gardiyanların dosyası ayrılmıştı

Beklenen oldu, zaman aşıldı

Yıllardır çeşitli gerekçelerle uzatılan davanın mart ayında yapılan bir önceki duruşmasında da, daha önceki celsede alınan 4 ayrı ara kararın “mahkemenin iş yoğunluğu” nedeniyle yerine getirilememesi nedeniyle duruşma zaman aşımının dolduğu 23 Haziran tarihine ertelenmişti. Mahkeme heyetine zaman aşımı dolacağı uyarısı yapan ve gizlenen delilleri toplamak için mahkemeden yetki isteyen müdahil avukatlarının, 7 yıl süren dava boyunca görevini yapmayarak delilleri karartan görevliler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etmişti. İstanbul Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yaklaşık 8 yıldır süren davanın bugünkü (23 Haziran Pazartesi) duruşmasında hakimin, zaman aşımı gerekçesiyle davanın düştüğü kararını açıklayacağını söylemesi üzerine müdahil avukatlar salonu terk etti. Hakimin karar açıklayacağını söylemesi üzerine söz alan tutuklu ve hükümlülerin avukatları, “Avukatlık meslek kuralları ile kişisel hak ve onurumuz çerçevesinde duruşmayı terk ediyoruz” diyerek mahkeme salonundan çıktı. Avukatların çıkmasının ardından mahkeme heyeti 19 Haziran 2008’de zamanaşımı tarihinin dolduğuna hükmederek davanın düşürülmesine karar verdi. Mahkeme sonrasında müdahil avukatlar adil yargılama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götüreceklerini söyledi.

“Hukuk kurallarının bittiği nokta”

Mahkemenin kararını, “hukuk kurallarının bittiği nokta” diye tanımlayan müdahil avukatlardan Ömer Kavili, “Mahkeme, sanıkların sayısını ya da kim olduğunu bile bilmeden bir yargılamayı yürütüyor gibi göründü. Bu davada ne savcı, ne mahkeme, ne de avukatlar sanık sayısını bile net olarak bilemedi ve hala bilmiyor da. Sanıkların birçoğu mahkemeye gelmediği gibi ifadesi alınamayan hatta tebligat bile yapılmayanlar oldu. Yurtdışına kaçtıkları belirlenen sanıklar olduğu anlaşılmasına rağmen bu kişiler hakkında tutuklama kararı verilmedi. Mahkemeye gelen az sayıdakilerin dışındaki sanıkların çoğu talimatla ifade verdi. Bizim sorgulama yapmamız engellendi. Adil yargılama ilkeleri bu davada ihlal edildi. Bu ilkeler bizatihi duruşma salonunda çiğnendiği için ortaya adaleti sağlamaktan uzak bir karar çıktı. Bu kadar hukuk kuralının çiğnendiği bir yerde adalet olur mu?” dedi.

İstanbul Valiliği de suça ortak

Avukat Kavili salon küçüklüğü, ara kararların yerine getirilmemesi, sanık ifadelerinin alınmaması, evrak eksikliği gibi gerekçelerle zaman aşımı süresi doldurulan davada İstanbul Valiliği’nin de hukuk kurallarını çiğnediğini söyledi. Mahkeme kanalıyla İstanbul Valiliği’nden, operasyon günü Bayrampaşa Cezaevi’nde görev yapan jandarmaların listesinin istendiğini belirten Kavili, “180 gün boyunca ölüm orucunda olan ve kolunu bile kıpırdatamayacak halde olan müvekkilime boğucu gaz sıkan, küfür eden, tekme ve coplarla dövenlerin kimler olduğunun belirlenmesini talep ettik. Ancak valilik mahkemeye cevap vermeye bile tenezzül etmedi. Kendini kanunların üzerinde sayıp mahkemeye saygı göstermedi. Mahkeme ise kendi verdiği kararının arkasında duramadı. Sorduğu sorunun yanıtını takip etmedi. Kendi kararına cevap vermeyen idarenin memurları hakkında suç duyurusunda dahi bulunmadı. Mahkeme bugüne dek kanıtları toplayamadan yargılama yapıyormuş gibi göründü. Eğer yargılama sırasında mahkeme bizlerin taleplerini bir parça dinleyip biraz kulak verebilseydi, bizi yok saymasaydı bugün bu noktada olmazdık. Bugün davanın geldiği nokta itibarıyla bilinen hukuk kurallarının bittiği noktadayız” diye konuştu.

12 ölü var dava yok

Hayata Dönüş Operasyonu” sonrasında, Bayrampaşa Cezaevi’nde bulunan 167 mahkum hakkında, “Cezaevi yönetimine karşı silahlı toplu ayaklanma” iddiasıyla açılan dava ise halen sürüyor. 8 yıl önceki operasyonlar sırasında, Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 mahkumun öldürülmesiyle ilgili olarak henüz kimse hakkında dava açılmadı. Yapılan suç duyuruları üzerine Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma açabilmek için İstanbul Valiliği’nden izin istemiş ancak bu talep reddedilmişti. İdare Mahkemesi’nin, İstanbul Valiliği’nin izin vermeme kararını reddetmesinden sonra açılan soruşturmada ise halen dava açılabilmiş değil.

Yorum yazın