Kültür Mirası

AKM: Bilirkişiye göre “Ayasofya”, mimara göre “Cumhuriyet’e hakaret”

Yazan: Aliye Aral
Gökhan Tan

Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan, yazdıkları raporla projeyi durduran bilirkişilerin AKM'yi “Ayasofya ile bir tuttuğu” görüşünde. Mimar Sinan Genim “Cumhuriyet’e hakaret” olarak gördüğü “kazulet” yapının yıkılabileceğini söylerken, Cengiz Bektaş “dokunulmamalı” diyor.

HaberVs, Taksim Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yenileme ihalesinin 22 Temmuz’da mahkeme kararıyla durdurulmasının ardından mimarlar Sinan Genim ve Cengiz Bektaş ve projeyi onaylayan 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan’ın görüşlerini aldı.

Kendisi de mimar olan kurul başkanı Mete Tapan, idare mahkemesine görüş bildiren bilirkişilerin, projeyi görüp incelemeden karar verdiğini iddia ederken, AKM üzerindeki tartışmaların kendisini çok üzdüğünü ve istifa noktasına getirdiğini söyledi: “AKM bir mimari şaheser değil ama simgesel bir yapıdır. Dolayısıyla müdahale edilemez. Hazırlanması istenen proje talebi kullanıcılardan (Kültür ve Turizm Bakanlığı) geliyor. Tabanlıoğlu Mimarlık’ın hazırladığı avan projede, kurul olarak talep ettiğimiz değişiklikler yerine getirilmişti. En son kabul edilen projede ise binanın mimari karakterini değiştirecek gerçekten önemli bir müdahale yoktu. Keşke istifa etseydim.”

“Bilirkişi raporu yakışmadı”

Mete Tapan, AKM’nin zamanında 1. dereceden tescillendiğini fakat Topkapı ve Çırağan Sarayı gibi yapılarla kıyaslanmaması gerektiğinin altını çizdi. Projeyi defalarca değerlendirmeden geçirdiğini belirten Tapan, “Adaleti yönlendiren üç bilirkişi var ve onların raporu AKM’yi sanki Süleymaniye veya Ayasofya gibi simgesel bir yapı olarak ele alıyor. Bu ayrımı yapamamışlar. Çünkü projeyi görmemişler ve incelememişler bile. Bu rapor yakışmadı. Şimdi dava bir üst mahkemeye gidecek ve biz bunun sonucunu bekleyeceğiz” dedi.

Bu yeni projede çağdaşlaştırma çabası olduğunu da ekleyen Tapan sözlerini, “Tabanlıoğlu Mimarlık‘ın projeyi karşılıksız yapma teklifini bakanlık kabul etmiş. Bu kadar masraf edilince insan AKM’nin 20 sene daha kusursuz ve sorunsuz işlemesini bekliyor. Bu binaya İstanbul halkının ihtiyacı var ve 2010’a yetişemez” şeklinde noktaladı.

“Mimarı yaşasaydı AKM’yi yıkardı”

Yüksek Mimar Sinan Genim, AKM’nin yenilenme sürecini “Her taraftan ayıp işler dönüyor” sözleriyle değerlendirirken “benim gözümde o yapı tam bir kötülük örneğidir. Hayati Ağabey bir grup mimarla görgü, bilgi ve eldeki kısıtlı bütçeyle, bitirilememiş olan o kazulet binayı en güzel şekilde yapmaya çalıştı” dedi. AKM’nin daha simgesel bir yapı olabileceğini söyleyen Genim, Kadıköy’deki Süreyya Operası’nı da Türk halkına hakaret olarak addetti. Dünyanın birçok ülkesinde opera binalarının bir şehrin en önemli örnek yapıları olduğuna dikkat çeken Genim, “AKM için ‘o dönemin modern mimarisiydi’ diyorlar fakat aynı dönem burada o çirkin bina yapılırken dünyada ne modern binalar yapılıyordu” dedi.

Sinan Genim Türkiye’de insanların ufkunu dar, dünya görüşünü basit tutmaya çalışan ve ülkenin açılmasını, büyümesini, zenginleşmesini istemeyen bir zihniyetin var olduğunu vurgularken “Bizim insanlarımız yalan söylemeyi, kandırmayı severler. AKM, cumhuriyetin simgesi olmamalı. Ayıptır ve Cumhuriyet’e hakarettir. Hayati Bey yaşasaydı kesinlikle yıkardı bu binayı. Ama evet o zamanki imkânlar bu kadardı, para yoktu” dedi. Mimar Cafer Bozkurt ve Hasan Şener’in Bursa’da AKM’nin iki katı büyüklüğünde bir opera binası yaptığının altını çizen Genim “bütçesi AKM restorasyonuyla neredeyse aynı, 75 milyon. Cumhuriyet dönemi mimarisinden üç beş kişi nasiplenecek, Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün arkasına sığınarak prim yapıyorlar.”


“İkinci cumhuriyetçiler, cumhuriyete karşı”

HaberVs’nin görüşünü aldığı Mimar Cengiz Bektaş ise AKM projesi hakkında detaylı bilgiye sahip olmadığını fakat Murat Tabanlıoğlu’nun babası, Hayati Tabanlıoğlu tarafından yapılan binanın değiştirilmesinin “pek de kadirşinas olmayacağı” düşüncesinde. “Bugüne kadar yapının her hangi bir aksaklığı görülmedi. Sahne arkası değişebilir, ses sistemi yenisiyle değiştirilebilir, içeriden bana söylenen budur. Ama yapıyla oynanması doğru değildir” diyen Bektaş, AKM’nin 1960-70 dönemlerinin simgesel yapısı olduğunu vurgularken İstanbul’un AKM gibi en az 15 merkez daha istediğini ekledi.

“Mimari açıdan bir değerlendirme yapmam gerekirse yenileme projesini yapan Murat Tabanlıoğlu, yapının mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu olması sebebiyle güven veriyor. Ben babasının da arkadaşıydım. Mimarları dinlemiyorlar, saygıları yok” diyerek kendilerine danışılmamasından dem vurdu. Kendisi de yüksek mimar olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Türkiye’deki mimarlar için “İpek kumaştan elbise dikemez konumdalar” sözlerine gönderme yapan Bektaş ”fakat kendini üçüncü köprü projesini çizme hakkına sahip görüyor. Mümkün bu yahu” dedi.

“İstanbul Bilgi Üniversitesi günümüzde ikinci cumhuriyetçiler olarak görülüyor, söyleniyor. Bazen şunu da düşünmeden edemiyorum: İkinci cumhuriyetçiler, cumhuriyetçilere karşı mı geliyor? Bir dönemin mimari simgesi yok edilmek isteniyor” sözleriyle AKM’ye dokunulmaması gerektiğini vurguladı.

Yorum yazın