Sanat

Haluk Bilginer: En iyi ama en gerçekçi Atatürk

Yazan: Sinem Yapıcıkardeşler

Haluk Bilginer, üç yıl önce oynadığı İş Bankası reklamında Atatürk’ü canlandırmıştı. Bilginer bu en kısa süreli Atatürk rolüyle belki de en çok konuşulan ve beğenilen oyuncu oldu. Bu görüşü, Atatürk’ü canlandıran diğer oyuncular da paylaşıyor. Gelgelelim “en iyi Atatürk”, Atatürk olmak konusunda en az duygusal isim; Mustafa Kemal’i sadece bugüne kadar canlandırdığı –Tanrı dahil- karakterlerden […]

Haluk Bilginer, üç yıl önce oynadığı İş Bankası reklamında Atatürk’ü canlandırmıştı. Bilginer bu en kısa süreli Atatürk rolüyle belki de en çok konuşulan ve beğenilen oyuncu oldu. Bu görüşü, Atatürk’ü canlandıran diğer oyuncular da paylaşıyor.

Gelgelelim “en iyi Atatürk”, Atatürk olmak konusunda en az duygusal isim; Mustafa Kemal’i sadece bugüne kadar canlandırdığı –Tanrı dahil- karakterlerden biri olarak görüyor. Oysa üç yıl önce bu rolü üstlendiğinde “Kendisi de eminiz çok gururlanmıştır” yorumları yapılmıştı. Bilginer’e göre Atatürk’ün tabulaştırılması bir hata. Ve bu hata eğitim sistemindeki aksaklıkların da iyi bir göstergesi.

Atatürk olmak, ulu önderin kılığına bürünmek size neler hissettirdi?
Burnumda kaşıntı, kolumda kasıntı. Bir gece o yapay burun ile yattım. Nasıl sıkıcı bir şey olduğunu anlatamam. “Ah Atatürk’ü oynadım, çok gurur verdi.” Bunları söyleyenlerin yalancı ve sahtekar inanmayın. Ben Tanrı’yı da oynadım. Bunun için sekiz gün Tanrı’yla mı yaşamam lazım? Neden seri katili oynayan oyunculara ne hissettiklerini sormuyorlar da, Atatürk’ü canlandıran oyunculara bu kadar ilgi gösteriyorlar. Ayrıca neden ulu önder diyoruz? Neden ululaştırıyoruz ulu manitu gibi. Babanıza, annenize ulu diyor musunuz?

Aslında Atatürk hakkında bildiğimiz her şey yalan. Ali Rıza Efendi’nin resmi diye bir şey yok. Bize gösterilen resim sahte. Ulu Önder derken çok ayıp etmiş oluyoruz. O da bir insan. Eminim Atatürk yaşasaydı kendine “ulu” denmesini istemezdi. Aslına bakarsanız ülkemizde işleyen dershane sistemi de lüzumsuz bence. Neden liselerde verilmiyor o eğitim de çocuklarımızı ayrıca dershaneye gidiyorlar. Ayrıca başka hangi ülkede kendi dilinden başka yabancı dilde eğitim veriliyor? İşte Atatürk hakkında verilen eğitim de böyle. Aynı Atatürk’ü anlatıp duruyorlar. “1881’de doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, Babası Ali Rıza Bey…” Can Dündar bunların hepsini Mustafa filminde anlattı. Biz neden Atatürk filmleri bu kadar çoğaldı bunu sorgulamalıyız. Bu konudaki filmlerin artması da Mustafa’dan sonra oldu.

Sorgulanması gereken aslında Atatürk’ü oynarken ne hissettiğimiz değil. Sorgulanması gereken eğitim sistemi. Ben kendi çocuğumu bu eğitim sisteminden uzak tutacağım. Atatürk’ü oynayan oyuncular, Atatürk’ü böylesine tabulaştırıyorlarsa sevgilisine, karısına, çocuğuna nasıl bir sevgi besliyor?

Sanal bir stüdyo, yapma güller var. Ne hissedebilirsiniz ki? Benimle beraber oynayan bir çocuk vardı. “Bu çocuğun annesi nerde” diye espri yaptım.

Size bu reklam filmi teklifi geldiğinde bir tereddüt yaşadınız mı?
Reklam teklifi geldiğinde hemen kabul ettim. Hiç bir tereddüt yaşamadım. Sadece “bana ne kadar para vereceksiniz” diye sordum. Diğer oyuncular para için oynamıyorlar mı?

Bir röportajınızda “Günün birinde bir Atatürk filmi çekilecekse bunu bir Türk çekmeyecek, ben eminim bundan. Dışarıdan bir göz çekecek” açıklamasında bulunmuşsunuz. Neden böyle düşünüyorsunuz?
Çünkü Atatürk filmini Türkler çekemez. Hz. Muhammed’i gösterebiliyor muyuz televizyonda? Tabii ki hayır. Çünkü günah. Kemalistlere sorun, Atatürk’ü göstermek de günah derler. İngilizler için Shakespeare, Türkler içinde Atatürk bir tabu. Atatürk’ün insan olduğunu söylemeye bile korkuyoruz. Aslında Atatürk’ün bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz. Biz Atatürk’ü tabulaştırdığımız için bir yabancı bizden daha iyi anlatacaktır.

Yorum yazın