Spor

“İçi yanan” Hasan Cemal’e Fenerbahçeli cevabı

Yazan: Evet, Fenerbahçe’ye yenildikten sonra…

Gökhan Tan Kendini “radikal Galatasaray taraftarı” diye tanımlayan gazeteci Hasan Cemal, Fenerbahçe’nin pazar gecesi Ali Sami Yen Stadyumu’ndaki galibiyeti sonrasında şöyle söylüyor: “Bu yenilgiden sonra bana şampiyonluk kupasını getirsen dahi, şunu iyi bil, yine belki sevinirim ama kendini kolay affettiremezsin. Yaşadığım düş kırıklığı o kadar derin çünkü…” Oysa tarih ve Hasan Cemal’in bizzat kendisi bize […]

Gökhan Tan

Kendini “radikal Galatasaray taraftarı” diye tanımlayan gazeteci Hasan Cemal, Fenerbahçe’nin pazar gecesi Ali Sami Yen Stadyumu’ndaki galibiyeti sonrasında şöyle söylüyor: “Bu yenilgiden sonra bana şampiyonluk kupasını getirsen dahi, şunu iyi bil, yine belki sevinirim ama kendini kolay affettiremezsin. Yaşadığım düş kırıklığı o kadar derin çünkü…”

Oysa tarih ve Hasan Cemal’in bizzat kendisi bize aksini söylüyor.

***
HaberVs’nin, altyazı çevirileriyle ilgili bir haberinde görüşüne başvurduğu çevirmenlerden biri, karşılaştığı eleştirilere karşı şu örneği veriyordu: “Her kıraathaneden bir teknik direktör çıkaran bir milletiz biz. Bu Türk halkının bir tavrı.”

Çevirmenin varmak istediği nokta elbette futbol hakkında yapılan yorumlara parmak basmak değildi. Ama üzerine Türkiye’de üzerine en kolay yorum yapılan konunun futbol olduğunu belirtmesiyle akılda kalıcıydı. Konuşulan, yazılan şeylerin içeriğine bakılınca, bırakın kahvehaneyi, basının bizzat kendisi bu durumun ispatı. Aşağıda, Hasan Cemal’e verdiğim cevap da bu “kolay” yazılardan biri.

***
Cemal’in kendi gazetesi Milliyet‘te yazıya attığı başlık “, 4-0’a bozgununa rağmen o da, şampiyonluğa ta Washington’dan seviniyor, Fenerli dostlarla dalga geçmekten kendini alamıyordu:

Galatasaray’ın şampiyonluk sevincini Washington’da, televizyon başında yaşadım.

Bir Galatasaraylı olarak kendilerine yürekten teşekkür ediyorum. Bir Galatasaraylı olarak göğsüm kabardı. Galatasaraylılık ruhunu bir kez daha iliklerime kadar hissederken gözlerim yaşardı.

Fenerli dostlara gelince …
Geçmiş olsun! Ne kadar da kendilerinden emindiler bu sezon… Ama son anda iki kupa da uçtu gitti. Dünyanın sonu değil! Üzülmeyin bu da geçer.
Son söz:
Bir de şu 4-0 olmasaydı!

En güçlü aday, hâlâ, Galatasaray

Ligin zirvesindeki dört takımın gelecek 7 haftadaki maçlarını ve şu anda puan tablosunun tepesindeki Bursaspor’un zirve tecrübesizliğini dikkate aldığımızda, şampiyonluk için en güçlü adayın, hâlâ, Galatasaray olduğunu düşünüyorum. Ve inanın bu yenilgi, kötü futboluna buir maçlık bahane bulan Fenerbahçe’nin şampiyon olma ihtimalini daha da azaltıyor.

Yakın gelecekte, Galatasaray’ın Kadıköy’deki ilk galibiyetinden sonra sanıyorum kimse Fenerbahçe’yi “10 yıl boyunca Galatasaray’a yenilmeyen takım” diye anmaz. Ama Fenerbahçe’nin 10 yıl boyunca lig şampiyonluğu yaşayamaması, ki umarım olmaz, hafızalarda kalıcı tortu bırakır. Tıpkı Galatasaray’ın 14, Beşiktaş’ın 15 sene boyunca lig kupasına uzanamamasının neden olduğu gibi.

Varsın Fenerbahçe ezikliği Hasan Cemal’in içinde kalsın. “Üzülmesin, bu da geçer.” Belki de umduğundan daha da yakın sürede. Çünkü Galatasaray’ı yenmek ne Fenerbahçe’yi şampiyon yapıyor, ne de Galatasaray’ı büyük başarılardan alı koyuyor. Varsın Galatasaray’a karşı son yıllardaki saha üstünlüğü de, UEFA Kupası sahibine karşı, Fenerli’nin avuntusu olsun.

Cevap: Galatasaray’ı yenmek sevinme değil, sadece üzülmeme nedeni. Fenerli gerçek sevincin Galatasaray galibiyetiyle gelmediğini, “son gülen” olmaya yetmediğini, tecrübeyle öğrendi çünkü.

Yorum yazın