9. Avrupa Birliği (AB) İnsan Hakları Film Günleri kapsamında 5-8 Aralık tarihlerinde, Ankara, Antalya ve İstanbul’da her iki yakada, temel insan haklarını konu alan Avrupalı ve Türk yönetmenlerce çekilmiş 12 film gösteriliyor. Temel insan hakları meseleleri üzerinde düşünmeyi ve tartışmayı hedefleyen filmlerin ardından, alanında uzman akademisyen ve profesyonellerle izleyiciler kısa söyleşilerde buluşturuluyor.
10 Aralık İnsan Hakları Günü için düzenlenen 9. Avrupa Birliği İnsan Hakları Film Günlerin’ne bir kısa film yarışması eşlik ediyor. Yine AB Türkiye Delegasyonu tarafından bu yıl gerçekleştirilen “Kısa film nasıl çekilir?” başlıklı atölye çalışmasında çeşitli kentlerde buluşulan 560 öğrenci, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Hedefleri ekseninde insan hakları konusunda beklentilerini ve eşitsizliklere dair seslerini duyurmak istediklerini ifade ediyor. Bu sayede 9. Avrupa Birliği İnsan Hakları Film Günleri teması belirleniyor.
HaberVs’nin sorularını yanıtlayan Avrupa Birliği Türkiye Delgasyonu Bilgi ve İletişim Yöneticisi Dilek Tütüncü, bu yıl özellikle Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30. yıldönümünü ve Türk kadınına siyasi temsiliyet hakkı tanınmasının 85. yıldönümünü vurgulamak istediklerini belirtiyor:
“Bu iki özel yıldönümünü kutlamak istedik ve film günleri kapsamında da bu konuları sürekli olarak gündemde tutmayı amaçlıyoruz. Bu yılki gösterimde Danimarkalı yönetmen Simon Lereng Wilmont’in filmi Uzakta Havlayan Köpekler, 10 yaşında bir çocuğun savaş sırasındaki öyküsünü anlatıyor. Filmde telaffuz edilen, ‘Dünyadaki ülkelerin tümünde çok güç koşullar altında yaşayan ve bu nedenle özel bir ilgiye gereksinimi olan çocukların bulunduğu’ cümlesiyle Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tam anlamıyla yansıtıldığını düşünüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çeken diğer film Hindistan yapımı, yönetmen Inka Achte imzası taşıyan Kızları Seven Oğlanlar ise kadın ve erkeğin toplumlarda eşit şekilde algılanması, her iki cinsiyetin de toplumda eşit koşullarda varolması ve kadınlar hakkındaki tabuların yıkılması çabalarına odaklanıyor.’’
“Farkındalık yaratmak sadece film gösterimi ile kısıtlı kalmıyor”
Film gösterimleri sonrasında hep birlikte fikir alışverişinde bulunabilmeyi amaçladıklarını belirten Tütüncü, izleyicileri bu nedenle alanında uzman akademisyen ve profesyonellerin katıldığı söyleşilere davet ediyor: “Hepimizi ilgilendiren insan haklarına dair farkındalık yaratmak istiyoruz. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin uyum süreci boyunca yürüttüğü çalışmalar çok çeşitli ve uzun solukludur. Bunlar biri olan Sivil Düşün programı, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından aktivistler ve sivil toplum örgütlerine hızlı ve esnek destek sağlamak üzerine tasarlanmış bir program olup hak temelli çalışmaların hayata geçirilmesine katkı sunuyor. Bir diğer projemiz olan ETKİNİZ ise insan haklarının izlenmesi ve raporlanmasına dair çalışmalar sürdüren bir AB programı. Bu program, bir yandan sivil toplumun izleme kapasitesinin geliştirilmesine bir yandan da kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşları arasında insan hakları alanındaki diyaloğun güçlenmesine katkı sağlamayı amaçlıyor.”
Tütüncü, Avrupa Birliği İnsan Hakları Film Günleri ve İnsan Hakları Kısa Film Yarışması’na, Türkiye’nin akademi ve sanat dünyasının değerli isimlerin jüri üyesi olarak destek verdiğini söylüyor. “Etkinliğin en büyük hedeflerden biri de gençler. Onlardan ‘İnsan hakları konusunda söyleyecek sözüm var, paylaşacak fikrim var’ demelerini bekliyoruz.”