Mustafa Alp Dağıstanlı
, bu hassasiyetle yazıldığını anlayacaksınız.
Post Medya’nın haberi sunuşunda bırakın bu hassasiyeti, ne bir nezaket var, ne bir dürüstlük var… Gazetecilik mahareti saydıkları ve sandıkları ucuz cinlik ve kabalık var. Şu başlıkla sunmuşlar: “Erotik film yıldızı bakireymiş.” Spotları da şu: “‘Feleğin çemberinden geçmiş’ erotik film oyuncusu Sevgi Deniz’in ilginç hayat öyküsü…”
Böylece, bizim bilmediğimiz gazeteciliği sergileyip haberi okunur kılmış oluyorlar! Evet, Sevgi Deniz, kendisiyle yapılan konuşmada bakire olduğunu söylüyor, ama bu değil ki Sevgi Deniz’in hayatı ve hayat hikayesi. Ama Postmedya’nın “ilginç hayat öyküsü”nden anladığı bu.
Sadece bu kadarla kalsa iyi, Post Medya’nın haberimizi koyduğu sayfadaki linkler
bu, medya postundaki pornocuların foyasını ortaya çıkarıyor: “erotik video indir”, “en sıcak videolar”. Sevgi Demir’in “Başıma kakılmasından korkuyorum” dediği şeyin daniskasını yapıp, başkalarının en sıcak videolarını da onun başına kakıyorlar. Post Medya’da her habere tıkladığınızda, ekranda o habere uyumlu linkler beliriyor. Bu insan hikayesi için de uygun gördükleri linkeler bunlar.
Hiç emek harcamadığınız, başkasının yaptığı bir haberi alıp, ruhundan koparacak şekilde sunamazsınız. Sevgi Deniz’i kıracak, rahatsız edecek şekilde, yazarını rahatsız edecek şekilde sunamazsınız; çünkü tecavüz etmiş olursunuz. Post Medya, işte bu yapılmaması gerekeni yapmış. Üstelik, muhabirimizin ve Medyakronik’in adını da koyduğu için biz böyle yapmışız gibi algılanıyor.
Sevgi Deniz’le konuşmadık bu meseleyi, dolayısıyla nasıl algıladığını bilmiyoruz, ama muhabirimiz ve öğrencimiz İlknur Aydoğan’ın nasıl algıladığını biliyoruz. Post Medya’nın haberimizi kullandığını bildiren mesajında şöyle diyor:
“Bir internet sitesi Sevgi Deniz haberini kullanmış ve ‘Erotik film yıldızı bakireymiş’ başlığını kullanmış. Tabii, haberde adım ve medyakronik de var. Bu normal mi? Tamam, yazı dilini değiştirmemişler falan, ama o başlık bize ait değil, nasıl olabiliyor bu? O internet sitesini ne kadar ciddiye alıp almamız gerektiğiyle ilgili bir şey olabilir bu, ama rahatsız etti beni… Atılan başlık hikayenin kendisine zarar veriyor ve ayıp ediyor. Ben, haberi yapan kişi, Sevgi Deniz’in fotoğrafının yanında o başlığı görünce utandım. O hikayeye karşı bir sorumluluğum var. Ve onlar, sadece hikayenin sahibini değil, beni de kendi algı düzeylerine indirerek darp ediyorlar.”
Medyakronik, öğrencilerle beraber hazırladığımız bir yayın. Öğrencilere gazetecilik pratiğini öğretmeye, bu işin doğru dürüst de yapılabileceğini, yapılması gerektiğini göstermeye çalışıyoruz. İnsanlara, Sevgi Deniz’de olduğu gibi hayatlara, dramlara, trajedilere dokunan bir iş olduğu için de hassas insanlar, gazeteciler yetiştirmeye, hassas dokunuşlara teşvik etmeye çalışıyoruz.
Ve sonra medyada yaygın olarak gördükleri hoyratlığın kendilerine, haberlerine, sorumlu hissettikleri insanlara yapıldığını görüyorlar.
Bir şey daha var: Post Medya, İlknur Aydoğan ve Medyakronik imzalarını haberin dibine koymuş. Alıntı namusu diye bir şey vardır. Aynen aldığınız haberin yazarını da aynen ve belirgin olarak göstermek zorundasınız. Haber aslında sizinmiş gibi yapamazsınız. Ama bu ülkede sayıları çok fazla olan gazeteciymiş gibi yapanların becerebildiği şeylerden biridir onun bunun haberini kendilerininmiş gibi göstermek.
Sevgi Deniz, hayatının bu şekilde akmış olmasını “yanlış insanlar”a bağlıyor. Ve işte şimdi yine yanlış insanlar, yanlış gazeteciler.
Mustafa Alp Dağıstanlı
Medyakronik editörü