Dünya medyasının önde gelen basın kuruluşları British Broadcasting Corporation (BBC), Deutsche Welle (DW), France 24 (F24) ve Voice of America (VOA) Türkiye’de Türkçe yayın yapan bir Youtube kanalı +90‘ı kurdu. Kuruluşların üst düzey yöneticileri, kanalın tanıtım toplantısında, hedeflerinin doğru soruları sorarak, tarafsız ve önyargıları kaldıran bir yayın anlayışı olduğunu söylediler.
Basın toplantısına BBC’nin Dünya Servisi Müdürü Jamie Angus, DW’nin Genel Müdürü Peter Limbourg, F24’ün İngilizce Servisi Müdürü Gallagher Fenwick ve VOA’nın Güney ve Orta Asya Servisi Müdür Yardımcısı Eric Phillips katıldı.
Kanalın tanıtım klibiyle başlayan toplantıda ilk olarak bu ortaklığın hedeflerinden bahsedildi. Ortak bir paydada birleştiklerini kaydeden yöneticiler amaçlarının önyargıları kaldırmak, farklı bakış açılarına yer vermek, doğru cevaptan ziyade doğru soruları sormak ve empoze etmek değil dinlemek olduğunun altını çizdiler. Öte yandan kanalın adının ise Türkiye’nin uluslararası telefon kodu olan +90 olmasının sebebini “Yayın ilkelerimiz ve vizyonumuzla örtüşen bir isim” şeklinde açıkladılar.
“Türk-Alman ilişkileri adına önemli bir adım”
Bu koalisyondan mutlu olduğunu dile getiren Peter Limbourg, uluslararası yayıncılık ilkeleri doğrultusunda Türkiye’nin onlar adına değerli bir nokta olduğunu söyledi. Alman halkının merak duyduğu bir bölge olmasının yanında, Türk-Alman ilişkilerine de yeni bir boyut getirmek istediklerini belirten Limbourg, gelecek adına değerli bir adım attıklarını ifade etti.
“Birlikte daha iyi ve güçlü ne yapabiliriz?”
BBC’den Jamie Angus ise bu ortaklığı uzun zamandır düşündüklerini ve üzerine kafa yorduktan sonra en iyi platformun YouTube olduğuna karar verdiklerini belirtti. “Birlikte daha iyi ve güçlü ne yapabiliriz?” sorusundan yola çıktıklarını söyleyen Angus, daha çok dinleyiciye hitap etmek ve genç kuşağa ulaşmak için doğru yolda olduklarına inandığını dile getirdi.
VOA’dan Eric Phillips de bu görüşü desteklediğini ve telefonla geçirilen zamanın arttığından dolayı televizyon ya da yazılı basın yerine bu yolu tercih ettiklerini belirtti.
Bu işbirliğinin kendi kurumu adına heyecan verici olduğunu söyleyen Gallagher Fenwick de, gazeteciliğe değer veren bir anlayışla habercilik yapacaklarının altını çizdi.
“İlk hedefimiz genç nesile hitap edebilmek”
Yöneticiler, Türkiye’de genç nüfusun fazla olduğunu ve ilk olarak bu kitleye hitap etmeyi amaçlarken, çeşitli ve çok sayıda içerik üreteceklerini aktardılar.
Basın toplantısına katılan yöneticilere, Türkiye’de yerel medyaya ve çalışanlara yönelik hükümetin olumsuz tavırları olabildiğine, kurulan ortak platformda çalışan gazetecilere yönelik böyle bir tavır gerçekleştiğinde bunu nasıl yönetecekleri sorusu da soruldu.
Gazeteci kadrosunun tamamının Türk medya çalışanlarından oluşacağını kaydeden yöneticiler, Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda bazı gerilimler olmasına rağmen, birlikte çalıştıkları gazetecilerin işlerini düzgün yapabileceğine inandıklarını, gelecekleriyle ilgili çok iyimser olduklarını ifade ettiler. Peter Limbourg, başlangıç aşamasını çok olumlu gördüklerini, Türkiye’de gazetecilerin işlerini iyi yapabilmesi için rahat bir ortam sağlayacaklarını, olumsuz havayı dağıtmak için de ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. BBC’den Jamie Angus aynı soruya, “Burada zaten oturmuş bir ofise sahibiz ve başarılı çalışan gazetecilerle birlikteyiz, bu durumun da değişmesini beklemiyoruz” sözleriyle cevap verdi. VOA’dan Eric Phillips ise Türkiye’de ve dünyanın çeşxitli yerlerinde uzun süredir çalıştıklarını, kendileri için çalışan gazetecilere yönelik olumsuzlukları gidermek için Washington’da bazı mekanizmalar bulunduğunu söyledi.
Bu tür bir işbirliğinin neden Türkiye’de ve neden şimdi ortaya çıktığı sorusunu ise ortak kuruluşlar Türkçe konusunda özel bir fırsat penceresi gördüklerini söyleyerek cevapladılar. Türk nüfusun küresel olarak daha meraklı, genç bir nüfus olduğuna dikkat çeken Jamie Angus, dünyanın Türkiye’yi nasıl gördüğü kadar dünyanın geri kalanının da kendini Türkiye’ye nasıl açıkladığı konusunun önem kazandığını, Türkiye’nin online videolara olan ilgisinin yüksekliği nedeniyle böyle bir proje oluşturduklarını söyledi. VOA’dan Eric Phillips de aynı soruya karşılık, uzun zamandır Türkiye’de olduklarını belirterek, “Neden şimdi” sorusu yerine “Neden olmasın” sorusuyla yola çıktıklarını ifade etti.
“Ülkeler arası diplomatik ilişkilerin bizimle bağlantısı yok”
Türkiye ile bu organizasyondaki kuruluşların ait olduğu ülkeler arasındaki siyasi işlerin, bu birleşmeye nasıl yansıyacağına yönelik gelen soruya ise yöneticilerin tavrı net oldu. “Farklı ülkelerden geliyoruz ama bağımsız birer gazeteciyiz, ülkemizi temsil etmiyoruz. Ülkeler arası ilişkiler ve diplomasi bizi, işimizi ve içeriğimizi etkilemeyecek.”
“Televizyon kanalı projemiz yok”
Yöneticiler aynı zamanda bu platformun ilerleyen yıllarda bir televizyon kanalı olarak karşımıza çıkmayacağını dile getirdi. Böyle bir projeleri olmadığını söyleyen Jamie Angus, “hem birkaçımızın Türkiye’de bu anlamda partneri var hem de biz dijital ortamda olmayı seçtik. Bir işe odaklanmak başarıyı daha da artıracaktır” dedi.
29 Nisan’da yayın hayatına başlayan +90, Türkiye’de ve yurt dışında Türkçe konuşan herkese ulaşmayı hedefliyor.