Gündem

Cengiz Çandar: “Suriye için daha fazlası gerekiyor”

Yazan: Esra Bilgin
Zeynep Sarsılmaz

Arap Baharı ve Türkiye panelinde konuşan gazeteci Cengiz Çandar, Türkiye'nin Suriye'ye sözel destek vermekle yetinmesiin tehlikeli olduğunu düşünüyor

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Küresel Sorunlar Platformu işbirliğiyle dün Santral yerleşkesinde gerçekleşen Arap Baharı ve Türkiye başlıklı panelde konuşan gazeteci yazar Cengiz Çandar,  Mısır ve Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi. Suriye’de yaşanan katliamlar sonucunda her gün onlarca insanın öldüğüne vurgu yapan Çandar, “Uluslararası dengeler nedeniyle bu katliamlara bir çare bulunmazsa, Türkiye sadece ‘Kalbimiz seninle beraber atıyor’ demekle yetinir ve sözel bir destekten daha fazlasını sağlayamazsak o zaman tehlike başlamış olur.” dedi.  

Değişim engellenmek isteniyor

Panelin moderatörlüğünü yapan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, dünyanın farklı bir süreç içerisinden geçtiğini, bir yandan insanlığın refahını arttıracak gelişmeler yaşanırken öte yandan sorunların daha da karmaşık hale geldiğini söyledi. Bağış, “Bir yandan demokrasiye inanan ülkeler, Ortadoğu’da insanların hayatları pahasına demokrasi, sendikal haklar ve ifade özgürlüğü uğruna attığı adımları destekliyor, öte yandan aynı demokrasiler eski diktatörlerin baskıcı rejimleri zamanındaki kendi çaplarında istikrar kabul ettikleri ortamı arıyorlar” diyerek değişim rüzgârlarının önüne engeller konulmaya çalışıldığını savundu.

Böyle bir ortamda hiç kimsenin ‘Değişmeyen tek şey değişimdir’ deme lüksüne sahip olmadığını, değişimi yönlendirmek ve anlamlandırmanın önemli olduğunu dile getiren Bağış, “Bundan yıllar evvel ABD bir büyük Ortadoğu ve Afrika girişimi başlatmıştı ve başarısız olmuştu. Onların başaramadığını Tunuslu bir bilgisayar mühendisi başardı. İnterneti kullanarak insanları sokağa döktü ve bir anda devrimi gerçekleştirdi.” diyerek toplumsal hareketlerin, millet iradesinin her şeyin üzerinde olduğunu anlattı. 

Fotoğraf: Zeynep Sarsılmaz

Fotoğraf: Zeynep Sarsılmaz

Türkiye parlayan bir yıldız

Bu süreçte kendi değerleriyle barışık, demokrasisini, insan haklarını, ekonomisini güçlendiren Türkiye’nin önemli bir rolü ve gücü olduğuna dikkat çeken Bağış, bu gücün oluşmasında AB sürecinin büyük bir payı olduğunu vurguladı. Bağış “Türkiye, rahmetli Menderes’in başlattığı bu süreçte her geçen gün reformlarıyla parlayan bir yıldız oldu. Bunu gölgelemek, engellemek isteyen kesimler var ama milli irade demokrasiden, şeffaflıktan yana tercihini kullandı.” şeklinde konuştu.

ABD iyi geçinemediği bölgelerde değişiklik yapmak istiyor

ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik politikalarını değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan,  ABD’nin Ortadoğu’da barışık olduğu, iyi geçindiği bazı muhtelif rejimlerde değişiklik yapmak istemediğini fakat barışık olmadığı bazı ülkelerde de değişim istediğini anlattı. Turan “ABD’nin değişimi desteklemek ve bu ülkelerde demokrasiye katkıda bulunmak için ne tür kaynak ayırdığına baktığımız zaman akıl vermek konusunda hazırlıklı fakat para vermek konusunda aynı derecede hazırlıksız olduklarına şahit olduk.” dedi.

“Arap baharını başlatan Hamas’tır”

Panelde söz alan AKP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Ortadoğu'da Arap baharı olarak nitelendirilen değişimin 2005 yılında Hamas'ın seçimle iktidara gelmesiyle başladığın söyledi. Çelik, “O günden itibaren batıda ve Arap dünyasında temas ettiklerimize ‘Eğer bir direniş örgütü seçimlere girebiliyor ve seçimle iş başına gelebiliyorsa bu bir değişime işaret ediyor’ mesajını verdik. Halk artık silahlı örgütlerin seçime girmesi siyaset yapması ve bu yolla iktidarı elde etmesi gibi bir tercihte bulunuyor.” dedi.

Herkes elini taşın altına koymalı

Mısır’daki askeri, ekonomik ve eğitim alanındaki sorunlara değinen gazeteci yazar Hasan Cemal, Mısır hükümetin sorunları çözme adına yapması gereken bir takım değişikliklerin altını çizdi. Cemal “ Mısır’da ekmek elektrik vb. şeyler devlet sübvansiyonuna bağlı. Asker, ekonominin üçte birine dolaylı ya da dolaysız olarak sahip. Değişime gidilmek isteniyorsa devlet sübvansiyonu, askerin ayrıcalıkları kökünden kaldırmalıdır.” dedi.

Bölgede ciddi bir geçiş dönemine ihtiyaç olduğunu anlatan Cemal, bu geçiş döneminde de herkes elini taşın altına koyması ve çaba sarf etmesi gerektiğini söyledi.

Kadınlar da meydanlardaydı

Avrupa Parlamentosu(AP) Milletvekili, Türkiye Kadın Hakları Raportörü Emine Bozkurt, Arap baharında kadının üstlendiği rolü anlattı. Bozkurt, kadınların da meydanlarda erkeklerle birlikte devrim için çalıştığını, olayların hiç kimsenin beklemediği bir şekilde birkaç hafta içerisinde bütün Ortadoğu ülkelerine yayıldığını hatırlattı. Bozkurt, “Çok güçlü bir hareket oldu. Uzun yıllar diktatörlerin yönettiği Tunus, Libya ve Mısır’da diktatörler varken millet siyasete alışık değildi, özgür de değildi. Partiler ve sivil toplum için bir özgürlük yoktu. Şimdi biz bir günde tamamen demokratikleştiler diyemeyiz, bundan sonra her şey demokratik olacak da diyemeyiz” dedi.

Kadınların şu anki durumuna da dikkat çeken AP Milletvekili, kadınlar için mecliste ayrılan kotanın kaldırılması ve yeni anayasayı erkeklerin yazacak olması sonucunda oluşan hayal kırıklığını anlattı. Bozkurt “Böyle kaoslu durumlarda en büyük mağduriyeti kadınlar yaşıyor. Mısır’da tecavüzler devam ediyor.” dedi ve kadınların güçlendirilmesi için çalışmanın gerekli olduğunu vurguladı.

 Yapılan seçimler sonrası partiler 'Biz Türkiye'yi örnek olarak görmek istiyoruz' demesinin önemli olduğunu dile getiren Bozkurt, Türkiye’nin çok uzun zamandan beri demokratik bir ülke olduğunu, çeşitli reformlar yaptığını, on yıl önce durumun başka olduğunu söyledi. Bozkurt “Türkiye'yi örnek alırken kadının siyasete katılımı, istihdama katılımı bakımından örnek alsınlar ama aynı zamanda Türkiye'nin de örnek bir model olmak istemesi lazım.” dedi.

Yorum yazın