Sanat

Önce ıssız, şimdi adsız ama hep ‘aile’den: Melis Birkan

Yazan: Dila Özsoy

Hâlâ “Birbirine bağlı çekirdek bir aileyiz” diye tanımladığı anne babasıyla Çekmeköy’de oturuyor. “Annem de babam da ekonomist. Babam bir süre borsada çalıştı. Şimdi ise öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Annem de bir süre gönüllü İngilizce öğretmenliği yaptı, sonra çalışmayı bıraktı. İyi ki de bıraktı çünkü bizim ailenin bu kadar birbirine bağlı olmasının nedeni biraz da odur. […]

Hâlâ “Birbirine bağlı çekirdek bir aileyiz” diye tanımladığı anne babasıyla Çekmeköy’de oturuyor. “Annem de babam da ekonomist. Babam bir süre borsada çalıştı. Şimdi ise öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Annem de bir süre gönüllü İngilizce öğretmenliği yaptı, sonra çalışmayı bıraktı. İyi ki de bıraktı çünkü bizim ailenin bu kadar birbirine bağlı olmasının nedeni biraz da odur. Başka bir şehirden İstanbul’a gelip zarar görmeden adapte olabilmemizin tüm sorumluluğunu annem üstlendi” diyor Issız Adam filminin gördüğü ilgi üzerine Milliyetgazetesi muhabiri Pelin Çini’nin 2008’de yaptığı röportajda.

Issız Adam Alper’e (Cemal Hünal) kendini zor teslim eden, onu sevgiye ve sadakate inandırmaya çalışan Ada’yı oynayan Melis Birkan, Alper’de bulamadığı huzuru annesi Müzeyyen’in (Yıldız Kültür) evinde buluyordu. İzleyicinin, çoğu manken kökenli günümüz kadın oyuncularında göremediği samimiyetin nedeni de bu olsa gerek: Melis Birkan, hangi –ıssız- adamla dans ederse etsin o “çekirdek sevgi”den vazgeçmedi.

İlkokula başladığı yıl babasının işleri nedeniyle Ankara’dan İstanbul’a gelir Melis. Henüz altı yaşındayken ortaya çıkan dans ilgisi üzerine ilköğretim ve lise yıllarında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda bale dersleri alır. Aynı üniversitede hem okuyup hem çalışarak modern dans eğitimini tamamlar. O zamanlar aklında oyunculuk yapmak yoktur. Oyunculuğa başlamasının ise kendi deyimiyle “film gibi” bir hikâyesi var. Bir gün dans gösterisi için katıldığı davette uzaktan, loş ışıklar altında, hiç makyajsız haliyle daha sonra menejeri olacak Özlem Durak tarafından fark edilir. Durak, Birkan’ı görür görmez yanındakilere “Kim bu kız” diye sorar. Tanıştığı Melis’e kartını vererek “beni ara” der. Melis arar aramasına ama bir yandan da oyuncu olmamak için uzun süre direnir. Çünkü o ana kadar oyunculuk aklının ucundan bile geçmez. Yapabileceğine de inanmaz zaten. Ama karşısında onu sadece birkaç saniye görüp, ona ondan daha çok inanan bir insan olunca bu durumu görmezden gelemez ve bir buçuk yıl kadar direndikten sonra ”Tarz-ı Hayat” adlı programı sunarak kameralara ısınma turu atmaya başlar.

Birkan bu durumu Eleledergisine verdiği röportajda şu cümlelerle anlatıyor: “Hayalim dansçı olmaktı ama Türkiye’de bu işi yapmak zor. Okulu bitirdiğimde dansçı olmayacağımı biliyordum, ancak oyunculuğu da asla düşünmezdim. Hiç hayal etmediğim bir yerdeyim şu an.”

2005’te Show Tv’de yayınlanan komedi, dram ve duygusal öğelerin bulunduğu “Çapkın” adlı dizide Kiraz karakterini canlandırır. Okan Yalabık, Özlem Conker, Ahmet Mümtaz Taylan, Suna Pekuysal gibi oyuncularla beraber çalıştığı bu ilk dizi deneyimi izleyicisi tarafından olumlu eleştiriler alsa da kısa ömürlü olur. 2006 yılında “Köprü” dizisinde yer alır. Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan aynı adlı romandan esinlenilerek çekilen ve Vali Recep Yazıcıoğlu’nun yapılması için büyük emek harcadığı Başpınar Köprüsü’nün konu edildiği dizide Elmas karakterine girer. O güne kadar yer aldığı en iyi yapım olarak adlandırılabilecek bu dizi iki yıl sürer.

2007’de Kartal Tibet yönetimindeki Amerikalılar Karadeniz’de 2 de Metin Akpınar, Kıvanç Tatlıtuğ ve Peker Açıkalın’la birlikte rol alır. Çiçek karakterini canlandırdığı bu film ne yazık ki istenilen başarıyı yakalayamaz. Aynı yıl yer aldığı Serdar Akar yönetimindeki Bardaadlı film için “hayatımın dönüm noktası” diyen Birkan, Pelin Çini ile yaptığı röportajda şöyle devam ediyor; “Gerçekten yaşanmış bir olay olması insanı çok farklı bir psikolojiye sokuyor. Hatta filmin çekimleri boyunca daha fazla etkilenmeyelim diye gerçek olayla ilgili bir şeyler okumamız bile yasaklanmıştı. Ben filmden sonra olayı araştırdım ve rahatlıkla söyleyebilirim ki biz yaşananların çok hafifletilmiş bir versiyonunu yansıtmışız.” Bardafilminden sonra verdiği bir röportajda “hangi yönetmenlerle çalışmak isterdiniz?” sorusuna Çağan Irmak başta olmak üzere birkaç isim sayarak yanıt verir. Ulak filminde bir oyuncu değişikliğine giden Çağan Irmak, bu röportajı okuyunca Melis Birkan’ı arayarak; “Benimle çalışmak istiyormuşsun, hâlâ bunu istiyor musun?’ diye sorar. Bu teklifi geri çevirmeyen genç oyuncu üçüncü filminde oynama şansını yakalar.

2008 yılında adından en çok bahsedilmesine neden olan, son yılların en güzel aşk filmi olarak adlandırılan Issız Adam‘la tanınan bir oyuncu haline gelir. Çağan Irmak tarafından yazılıp yönetilen filmde Ada karakterini canlandırır. Başrol üstlendiği bu ilk filmde oynaması daha senaryosu yazılırken öngörülmüştür aslında. Ünlü oyuncu bu anısını şu cümlelerle anlatıyor: “Çağan beni aradığında, ‘Ben rol için sadece seni düşündüm, senin olmanı istiyorum’ dedi. Ben de daha o an rolü kabul ettim. Çağan her ne kadar sen önce bir senaryoyu oku dese de, ben kararımı vermiştim.” Issız Adam’daki performansıyla 14. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri’nde en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülür. Aynı yıl Star TV’de yayınlanan “Ay Işığı” adlı dizide öğrenimini yurt dışında yapmış genç bir avukatı oynar. Ancak ne yazık ki dizi kısa bir süre sonra yayından kaldırılır.

Bu sene itibariyle Show TV’de yayınlanmaya başlayan “Bu kalp seni unutur mu” adlı dizide rol alıyor. 12 Eylül 1980 darbesinden, 2003 yılına kadar gelen süreci anlatan dizinin yönetmenliğini Aydın Bulut’un, danışmanlıklarını Murat Belge, Fehmi Koru, Ertuğrul Kürkçü, Tuğrul Eryılmaz ve Yasin Aktay’ın yaptığı dizi, konu ve anlatım tarzı olarak “Hatırla Sevgili” dizisinin devamı niteliği taşıyor. Melis Birkan’a Bülent İnal, Berrak Tüzünataç, Okan Yalabık ve Saygın Soysal gibi isimler eşlik ediyor. Cemile (Melis Birkan), evli olmasına rağmen dizinin son bölümünde Sinan’la (Bülent İnal) aşk yaşamaya başladı. Bu ilişkinin nereye varacağını bilmiyoruz. Ama gördüğümüz şey, bu ilişkinin bildiğimiz “Melis Birkan karakterleri”nden biraz farklı olduğu ve böyle bir durumda bile Cemile’nin eşi Sinan’ı korumak için kendini paralaması.

Melis 4 Aralık’ta gösterime giren Adını Sen Koy filminde de yer alıyor. Çekimleri 24 günde biten filmin başrolleri arasında Ali İl, Cemal Toktaş ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi oyuncuları görüyoruz. Birkan, Hello! dergisine verdiği röportajda Tuna Kiremitçi’nin bu ilk filminden bahsederken “Alışık olmadığımız tatta bir afişi var. Aile, arkadaş, sevgili olmakla ilgili bir takım ilişkilerin bulunduğu, trajikomik bir aşk hikâyesini anlatıyoruz. Günümüzde yaşayan, insanların başlarına herhangi bir durumda gelebilecek şeylere verdikleri yanıtlar, seçtikleri yollar ve bunun onların hayatını ve çevrelerindeki insanların hayatlarını ne kadar etkilediğini anlatıyor. Hayatımızda güldüğümüz, üzüldüğümüz, takıldığımız her şey var içinde. Şimdiye kadar bu taraftan bakılmadığını düşündüğümüz bir hikâye” diyor.

Genç yetenek şu sıralar yoğun bir şekilde dizi çekimlerine devam ediyor. Onu aynı anda Avea 3G reklam filmlerinde görüyoruz. Aslı (Melis Birkan) ve Emre (Ozan Güven) yolda çarpışarak fark etmeden telefonlarını değiştiriyor. Daha sonra sırasıyla, önce Aslı’nın babası, sonra annesi, kızının telefonuna çıkan Emre’yi arayarak “kızımın telefonunda ne arıyorsun” demeye getiriyor.

Reklam filmleri, İstanbul’a zarar görmeden adapte olmasını ailesine bağlayan Melis Birkan’ın gerçek hayatını hatırlatıyor. Elele’deki röportajında kendisi de şöhreti sadece tanınmak olarak algıladığını söylüyor. “Benim hayatımda ünlü olmak hiçbir şey değiştirmedi. İşim bitince eskiden ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum” diyor. Gerçekten de o, hemen hiçbir magazin programına meze olmuyor. Şöhret, Melis’in hayatını ve ailesiyle ilişkisini değiştirmiyor.

Onun sıcak gülümsemesinde, doğal tavırlarında ve sadakatinde hissettiğimiz sıcaklık da bu değil mi?

1 Yorum

  • Yani Melis Birkan seni bi kere görsem dünyalar benim olurdu. Örnek bi insansın para değiştirmez seni. Seni seviyorum aşkım benim 🙂

Yorum yazın