Eğitim İnsan Yaşam

‘iPad Kids’ nedir, nasıl başa çıkılır?

Yazan: Sude Naz Yazıcı

Ebeveynlerin zorda kaldıklarında çocukların eline tablet vermeleri özelilkle 0-3 yaş aralığında bazı sakıncalar yaratabiliyor. Uzmanlar duyulara hitap eden oyunların çocuk gelişimi için daha faydalı olabileceğini belirterek bir dizi öneri sunuyor.

- A +

TikTok’ta, Instagram’da ya da YouTube Shorts’ta mutlaka karşınıza çıkmıştır: Bir restoranda sessizce otururken tabletine gömülmüş çocuk, ya da uyanır uyanmaz eline telefon verilen bir bebek… Son yıllarda bu çocuklara sosyal medyada verilen isim: iPad Kids.

Kavram, teknolojik cihazlarla çok küçük yaşta tanışan, zamanının büyük bölümünü tablet ya da telefon karşısında geçiren çocuklar için kullanılıyor.

Sosyal medya kullanıcıları bu çocukları iki farklı gözle izliyor: Bir kesim, sessiz kalmaları ve kolay yönetilmeleri açısından bu yöntemi “pratik bir ebeveynlik” çözümü olarak görürken, diğer kesim çocukların gelişimi için endişeli. “Bu çocuklar ekransız 5 dakika bile duramıyor” ya da “Yemek yemek için YouTube açılıyor” gibi yorumlar, kavramın arkasındaki tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Kimi videolarda çocuklar, cihazları adeta yetişkin gibi kullanıyor; oyun oynuyor, videoları kaydırıyor, uygulama yüklüyor. Bu da sosyal medyada hem eğlence hem de eleştiri konusu haline geliyor. Çünkü bu durum, çocukların sosyal becerilerden kopabileceği, dijital bağımlılıkla tanışabileceği endişelerini doğuruyor.

Klinik Psikolog Didem Eyrik’e göre, teknolojik cihazlarla erken yaşta kurulan bu yoğun temas, çocukların psikolojik gelişiminde ciddi riskler barındırıyor. Eyrik, özellikle ekran karşısında uzun süre kalan çocuklarda dikkat dağınıklığı, öfke kontrolünde zorlanma, dış dünyadan kopma ve sosyal becerilerde gerileme gibi belirtilerin yaygınlaştığını belirtiyor. Eyrik’e göre, küçük yaşta yoğun ekran kullanımı, çocuğun beyin gelişimini etkileyerek düşünme, problem çözme ve empati kurma gibi becerileri zayıflatabiliyor.

Sosyal gelişim için ekransız ilk yıllar önemli

Okul Öncesi Öğretmeni , Eğitim Yönetimi Uzmanı Güler Işık da özellikle 0-3 yaş döneminde çocukların ekranla mümkün olduğunca temas etmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bu dönemin, çocukların sosyal becerileri, mimik gelişimi ve dil öğrenimi açısından kritik olduğuna vurgu yapıyor. Işık’a göre, bu yaşlarda çocukların insan ilişkileri kurarak çevreyle etkileşimde bulunmaları, gelişimleri için ekranlardan çok daha faydalı.

Oyun oynarken anne ya da babayla geçirilen zaman, çocukların sadece dilini değil, aynı zamanda duygusal bağlarını da kuvvetlendiriyor. Üç yaş sonrasında ise mesele ekranla tanışmak değil; ekranı nasıl ve ne amaçla kullandığı. Çünkü dijital çağda çocukları tamamen ekranlardan soyutlamak ne gerçekçi ne de sürdürülebilir. Bu noktada ebeveynlerin odaklanması gereken temel unsurlar, çocuğun ne izlediği, nasıl izlediği ve izledikten sonra sergilediği davranışlar oluyor. Eğitici ve hayata aktarılabilir içeriklerin izlenmesi, bilinçli bir yönlendirme ile sağlanmalı.

Güler Işık

Ebeveynler yalnız değil

Işık, ebeveynlerin ekran kullanımındaki yaklaşımını yargılamak yerine anlamaya çalışmanın daha doğru olduğunu belirtiyor. Günümüz ebeveynlerinin yalnızlık, zamansızlık ve yoğun iş yükü gibi birçok zorlukla baş etmeye çalıştığına değiniyor. Bu durumlarda ekran, bazı aileler için geçici bir kurtarıcı gibi görülebiliyor. Ancak burada önemli olan, ekran yasaklarının ya da sınırsız izinlerin yerine, çocuğun yaşına ve ihtiyacına uygun bir denge kurabilmek.

Aile içinde ekran yerine geçebilecek aktiviteler konusunda da çeşitli öneriler sunuluyor. Güler Işık’a göre, çocuklarla kitap okumak, doğada yürüyüş yapmak, taklit oyunları, kuklalar ya da hikaye canlandırmaları gibi yaratıcı oyunlar hem eğlendirici hem de geliştirici etki yaratıyor. Günlük ev işlerine çocukları dahil etmek, örneğin sofrayı birlikte kurmak ya da çamaşır asmak da çocuğun motor ve sosyal becerilerini destekleyen bir yöntem olarak öne çıkıyor. Önemli olan etkinliğin türünden ziyade, çocuğun bu etkinliği kiminle ve nasıl gerçekleştirdiği. Zira çocuğun gelişimini en çok destekleyen unsur, ona sunulan kaliteli ve duyarlı ilgi.

Somut bir yöntem: Ekran kartları

Ekran kullanımını sınırlamak için pratik bir yöntem olarak, Işık’ın kendi evinde çocuklarına uyguladığı “ekran kartları” dikkat çekiyor. Her biri 20 dakikalık süreyi temsil eden kartlar, çocukların ekran süresini görselleştirerek anlamasını sağlıyor. Bu sistemde çocuk her izleme süresinde bir kart kullanıyor ve zamanı kontrol etmeyi öğreniyor. Bu somut yöntem sayesinde ekran süresi hem çocuk hem de ebeveyn için daha kolay yönetilebilir hale geliyor.

Duyusal ve sosyal destekle gelişim mümkün

Toprakla ya da suyla oynamak gibi duyusal oyunların yanı sıra, birlikte kitap okuma alışkanlığı hem güven duygusunu hem de dil gelişimini destekliyor. Çocuğun aynı kitabı defalarca okuması,  bağ kurmasını da destekliyor. Açık havada geçirilen zamanlar ya da kes-yapıştır gibi yaratıcı etkinliklerse, çocuğun iç dünyasını dışa vurmasına yardımcı oluyor.

Sonuç olarak, iPad Kids sadece bir sosyal medya etiketi değil; aynı zamanda günümüz ebeveynliği, çocuk gelişimi ve dijital dünya arasında giderek büyüyen bir denge arayışının adı.

Yorum yazın