Sanat

Kalbi kırık müze

Yazan: HaberVs

Özlem Özbaş “Sevgilinizden yeni mi ayrıldınız? Ve size bu acı deneyimi hatırlatan her şeyden bir an önce kurtulmak mı istiyorsunuz? Web sayfamıza üye olarak bağışçılığa ilk adımı atabilir; size uçup giden aşkınızı hatırlatan her şeyi bizimle paylaşabilirsiniz: Elektronik postalar, fotoğraflar, cep telefonu mesajları…” Yıllar önce söylenmişti bunlar. Aşk hiç biter miydi? Kalırdı bir takvim kenarında, […]

Özlem Özbaş

“Sevgilinizden yeni mi ayrıldınız? Ve size bu acı deneyimi hatırlatan her şeyden bir an önce kurtulmak mı istiyorsunuz? Web sayfamıza üye olarak bağışçılığa ilk adımı atabilir; size uçup giden aşkınızı hatırlatan her şeyi bizimle paylaşabilirsiniz: Elektronik postalar, fotoğraflar, cep telefonu mesajları…”

Yıllar önce söylenmişti bunlar. Aşk hiç biter miydi? Kalırdı bir takvim kenarında, bir defter arasında, bir yastık oyasında, bir kahve kokusunda… Olur olmadık zamanda gözünüze takılan bir eşya size bütün bir geçmişi hatırlatmaya yetiyorsa, yine de atmaya kıyamıyorsanız, bu müze tam sizlik!

İki sevgili, Olinka Vistica ve Drazen Grubisic, ayrıldıktan sonra ilişkilerinin maddi ve manevi mirasını korumak için “güvenli bir hafıza’’, “korunaklı bir hatırlama’’ alanı yaratmak için düşünmeye başlamışlar ve sonuçta “Kırık Kalpler Müzesi’’ fikri doğmuş. Arkadaş çevrelerine gönderdikleri e-mail’lerle yayılmışlar. Aralarına her gün yeni bir “kırık kalp’’ eklenmiş, anılarıyla beraber.

Müzenin hikâyesini şöyle anlatıyor yaratıcılarından Vistica: “Drazen ve ben eskiden sevgiliydik. Ayrılınca, ilişkimizden arta kalan eşyaların, anıların varlığını konuşmaya başladık. Sonunda, bitmiş ilişkilerin anılarından kurtulabileceğimiz, onlara yüklediğimiz anlamlardan uzaklaşabileceğimiz ama aynı zamanda onların korunduğunu, saklandığını bileceğimiz bir alan yaratma fikri doğdu: Bitmiş İlişkiler Müzesi. Ana fikir buydu, ne kadar kişisel olursa o kadar da başarılı olacaktı. İnsanların tepkisi bunu gerçekten kanıtlıyor. Bu fikri çok samimi buluyorlar.’’

Grubisic, arkadaş çevrelerine gönderdikleri e-mail’ler yoluyla duyulmaya başladıklarını söylüyor ve ekliyor: “E-mail’lerimiz yüzlerce insana ulaşmaya başladı. İnsanlardan çok güzel tepkiler aldık. Asla aklımıza gelmeyecek kadar ilginç eşyalar elimize ulaşmaya başladı. Bunların arasında bir Vespa ve hatta bir protez bacak bile var!’’ Müzeye en son bağışlanan şeyin de İngiliz bir kadının gönderdiği resim olduğunu söylüyor Vistica.

Grubisic’e göre müze bir anlamda terapi işlevi görüyor, özellikle de ayrılığın şokunu atlatamayanlar için!
Sizin de kurtulmak istediğiniz anılarınız varsa “www.brokenships.com’’ adresine göz atmanızda fayda var. Ne de olsa böyle durumlarda unutmak, hatırlamaktan daha iyidir. Tek yapmanız gereken, üye olduktan sonra size kırılmış kalbinizi hatırlatan ne varsa buraya bağışlamak; eşyanın size hatırlattıklarını yazdığınız küçük bir notla beraber tabii…

Yorum yazın