Son yıllarda sporun her alanında dikkat çeken tek ortak nokta: Körfez ülkeleri. Suudi Arabistan, Katar ve BAE, milyar dolarlık yatırımlarla spor dünyasında önemli oyuncular haline geliyor. Körfez, Premier League’den Ligue 1’e kadar kulüp alımları, küresel yarışlar ve organizasyonlarla sporun geleceğini şekillendiren bir merkez haline geldi. Peki, bu dev yatırımların spora etkileri neler?
Katar: Spor yatırımlarının öncüsü
Körfez ülkeleri arasında spora ilk adım atan Katar. Adımlarına 1993 yılında Aspire Zone Foundation’ı kurarak başladı. Amaç Katar’ın kendi içerisinde yerel sporcular yetiştirmekti. Katar, 2004’te Aspire Academy’yi açarak futbol ve diğer spor dallarında oyuncu yetiştirmeye başladı. Katar bu yatırımların ardından dünyaya açılmaya karar verdi ve ilk önemli spor organizasyonu olarak MotoGp’yi ülkeye getirdi. 2010’lara kadar futboldan uzak kalan Katar, 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği hakkı kazandı. Futbol yatırımlarına hız verdi ve bu yatırımlar günümüze kadar sürdü.
Katar’ın futbol stratejisi: Aspire Academy ve dev sponsorlukların etkisi
Katar Spor Yatırımları (QSI), 2011 yılında Fransız futbol kulübü PSG’yi satın aldı. Kuruluşundan itibaren sadece iki şampiyonluğu bulunan PSG, satıldıktan sonra lige resmen ambargo koydu. 2012’den 2020 yılına kadar üst üste yedi kez şampiyonluk sevinci yaşadılar. Bu istikrarlı başarının arkasında Katar’ın elinde bulunan finansal gücün olduğu aşikar. 2017’de Neymar’a ödedikleri 222 milyon Euro’luk bonservis bedeli her şeyi gösteriyor. Neymar için ödenen bu ücret futbol dünyasında bulunan bonservis anlayışını da değiştirdi. Bu transferden önce maksimum bonservis 100 milyon Euro’yken, ardından piyasa yükseldi. Neymar’ın ardından takıma Mbappe ve Messi gibi yıldızları katsalar da Avrupa’da başarı elde edemediler.

PSG sahibi Al-Khelaifi
Sporun medya ayağına da Bein Sports’u kurarak dahil oldular. Orta Doğu ve Avrupa’da birçok ligin yayıncısı oldular. Premier Lig, Ligue 1 ve La Liga’nın yayın haklarını alarak spor medyasındaki yerlerini sağlamlaştırdılar. Bunun yanı sıra futbol kulüplerine de sponsorluk sağlayarak sporun her bir dalına isimlerini yazdırdılar. Bu sponsorluklar arasında FC Barcelona ve FC Bayern Münih gibi büyük kulüpler de yer alıyor.
Kulüp satın alma veya sponsorluk dışında birçok önemli uluslararası organizasyona da ev sahipliği yaptılar. Katar, Dünya Atletizm Şampiyonası’nın ligi olan Diamond Lig’in bir ayağına Doha’da ev sahipliği yapıyor. Formula 1’in sezon yarışları arasında yer alan Katar GP ve MotoGP’nin sezon içi yarışlarından biri olan Katar GP de ülkede gerçekleşiyor. Ayrıca, düzenli olarak ev sahipliği yapmadıkları tenis ve dövüş sporları organizasyonlarını da zaman zaman düzenliyorlar.
Suudi Arabistan: Geç gelen ancak hızlı büyüyen yatırımlar
Katar yatırımlarını artırdıktan sonra, Suudi Arabistan da yarışa katıldı. Katar’a kıyasla daha geç adım atsalar da daha fazla spor dalına yatırım yaptılar. Arabistan’ın yatırımları 2016’da açıkladıkları 2030 Vision projesi ile başladı. Projenin amacı ülkenin gelir kaynağı olarak sadece petrolü değil diğer elementleri de kullanmak. Bunların başında spor, turizm ve teknolojik yatırımlar geliyor. Bu projenin spor ayağını gerçekleştirmek için birçok yatırıma imza attılar bu döneme kadar ve arkası da gelecek gibi. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF), Newcastle United’ın yüzde 80’ini satın aldı. Daha sonrasında, finansal güçlerini kullanarak takıma yıldız oyuncular transfer ettiler. İlk sezon başarılı geçse de Avrupa’da istenen başarı gelmedi. 2022 yılında ülkenin futbol kulübü Al Nassr, dünya yıldızı Cristiano Ronaldo’yu kadrosuna katarak gözleri Suudi Pro Lig’inin üzerine çekti. Ronaldo’nun arkasında Neymar, Benzema, Kante, Mahrez ve Fabinho gibi yıldızlar da Suudi Arabistan’ın yolunu tutu. Kulüp satın almak yerine, yerel liglerinin kalitesini artırarak futbolda başarı elde etmeye çalıştılar.

Cristiano Ronaldo’nun 2022 yılında Al Nassr’a transfer açıklaması
Hızını alamayan Suudiler, 2021 yılında motorsporlarının en büyük organizasyonu olan Formula 1’e de ev sahipliği yapmaya başladı. Futbolda gördükleri tepkinin aksine burada pozitif anlamda geri dönüş aldılar. Pilotlar, sporseverler ve yorumcular gece düzenlenen yarışın heyecan verici olduğunu söylerken güvenlik ve sporcu hayatı açısından tehlikli bir pist olduğu da gelen tepkiler arasındaydı. Körfez ülkelerinin geneli için söylenen “para için var olan bir ev sahipliği” sözünden Cidde pisti de nasibini aldı.
Suudi Arabistan, niş sporlara yatırım yaparak küresel arenada güçleniyor
Futbolun ve Formula 1’in ardından golfe de büyük bir yatırım yaptılar. 2022 yılında dünyanın en büyük golf organizasyonlarından biri olan LIV Golf’ü finanse etmeye başladılar. Suudi Arabistan’ın yaptığı bu yatırım golf dünyası içerisinde çok fazla tepkiye neden oldu. Bunların başında Suudi Arabistan’ın “sportswashing” yaptığını iddia edenler büyük çoğunluktaydı. Özellikle Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından, sporu kendilerini aklamak için kullandıkları iddia edildi. Büyük isimler gelen yüksek tekliflerle LIV Golf’e transfer oldu. Tabi ki bu transferler golf dünyasında büyük tepkilere yol açtı. Tiger Woods ve Rory McIlroy gibi ünlü golfçüler, LIV Golf’ü açıkça eleştirdi ve “sadece para için” kurulduğunu savundu. 2023’te PGA Tour, Avrupa Turu ve LIV Golf sürpriz bir birleşme anlaşması yaptı. Önceden LIV Golf’ü eleştiren PGA Tour, Suudi sermayesiyle iş birliği yaparak büyük bir geri adım attı. Bu çerçevede birçok organizasyon gerçekleşti. Birçok golfçü ve spor yorumcusu, PGA Tour’un “etik değerlerini sattığını” iddia etti.
Körfez’den oktagona: Suudi Arabistan’ın MMA ve boks yatırımları

Anthony Joshua- Andy Ruiz Jr. Dünya Ağır Siklet Şampiyonası Finali
Son dönemlerde dövüş sporlarına çok fazla ilgi göstermeye başladılar. Bu çerçevede birçok organizasyon da düzenlendi. Dünya Ağır Boks Şampiyonası ve WWE, Dünya Güreş Eğlencesi (World Wrestling Entertainment), bu organizasyonlar arasında yer aldı. 2019 yılında Diriyah’da düzenlenen ve Joshua-Ruiz arasında geçen final maçı dikkatleri üzerine çekti. Suudi Arabistan, bu büyük boks organizasyonlarından birini ilk kez düzenleyerek dövüş sporlarına yaptığı yatırımları güçlendirdi. UFC adına da Suudi Arabistan’da düzenlenen maçlar oldu son dönemlerde. İlk maçı 22 Haziran 2024’te yaptılar. 2025 yılı içinde UFC (Ultimate Fight Championship) ve Suudi Arabistan ortaklığını daha da genişletmeleri bekleniyor. Suudi Arabistan’ın en büyük ve vurucu hamlesi ise 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliğini kazanması oldu. 2022 yılında yapılan insan hakları ihlalleri, iklime zarar verecek stadyum yatırımları ve futbola verilen zararla yeniden karşılaşacak mıyız birçok sporsever bunu bekliyor. Suudi Arabistan, LGBTQ bireylerin Katar’daki turnuvanın aksine maçlara katılabileceğini açıklayarak olumlu bir mesaj verse de insanlar olası sorunlar konusunda hâlâ endişeli.
Birleşik Arap Emirlikleri: Manchester City ve global genişleme

Manchester City sahibi Sheikh Mansour
Birleşik Arap Emirlikleri, komşularının aksine daha yavaş hareket ediyor. Kendilerinin adını özellikle futbol kulübü Manchester City ile duyuyoruz. 2008 yılında kulübü satın almalarının ardından Premier Lig’de birçok rekor kırdılar. Üstüne 2023 yılında Şampiyonlar Ligi kupasını İstanbul’da kaldırdılar. Üst üste dört kez şampiyon olarak Premier Lig’de ulaşılması zor bir rekoru ele geçirdiler. 2013 yılında futbol yatırımlarını arttırmak için City Football Group’u kurdular. Bu grup dünya genelinde birçok futbol kulübünü bünyesine kattı. Amerika ve Avrupa’nın ardından Güney Amerika’da da son dönemlerde kulüp yatırımlarına başladılar. Ayrıca birçok markayla, başta Emirates , futbol kulüplerine sponsor olarak farklı alanlarda futbol dünyasına dahil oldular.
Futbolun yanı sıra diğer Körfez ülkeleri gibi onlar da Formula 1’e ev sahipliği yapıyorlar. Ancak BAE aralarında ilk adım atan. 2009 yılından beri Yas Marina’da düzenlenen Abu Dhabi Grand Prix’e ev sahipliği yapıyorlar ve takvimin önemli yarışlarından biri konumunda.
Diğer ülkelerin aksine Birleşik Arap Emirlikleri basketbola yatırım yaptı son dönemlerde. NBA ile kurdukları ortaklıklar sayesinde bazı NBA maçları ülkede oynanıyor. Bunun yanı sıra, Avrupa’nın en önemli basketbol organizasyonu olan Turkish Airlines Euroleague Final Four, 2025 senesinde Abu Dhabi’de oynanacak. Birçok basketbolsever buna karşı çıktı ve büyük tepkiler gösterdi. Avrupa basketbolunu temsil eden bir organizasyonun kıta dışında ve basketbolla alakası olmayan bir ülkede düzenlenmesinin sporun ruhuna aykırı olduğu gibi tepkiler verildi. Bu tepkilere rağmen önümüzdeki sezonlarda wildcard ile bir Arap takımının lige dahil edilmesi de bekleniyor Euroleague yönetimi tarafından.
Körfez’in spor dünyasındaki geleceği
Körfez ülkelerinin spor yatırımları, sahadaki rekabeti ve küresel spor ekonomisini yeniden şekillendirdi. Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin büyük projeleri, spor endüstrisinin finansal dinamiklerini ve jeopolitik önemini artırdı. Ancak bu yatırımlar, etik tartışmalar, geleneksel yapıların değişimi ve rekabetin yeni bir boyuta evrilmesine yol açtı. Önümüzdeki yıllarda, bu bölgeler spor dünyasındaki etkilerini daha da güçlendirecek, ancak asıl soru şu: Bu dönüşüm, sporun ruhuna ne kadar uyum sağlayacak?
Yorum yazın