Fide Ustası (Dünya Satranç Federasyonu’nun “usta adayı” ile “uluslararası usta” arasındaki oyunculara verdiği ünvan) ve eski milli oyuncu Selim Çıtak, iki yılda bir yapılan ve geçtiğimiz hafta sona eden Dünya Satranç Şampiyonası’nın ardından HaberVesaire’nin konuğu oldu; şampiyonayı ve Türkiye’de satrancı yorumladı.
Mevcut şampiyon Norveçli Magnus Carlsen‘in ünvanını koruduğu finalin 12 oyununun da berabere sonuçlandığı için tarihe geçtiğini belirten Selim Çıtak, hızlandırılmış oyuna (tiebreak) geçilmesiyle hataların ortaya çıtığını ve sonucu belirlediğini düşünüyor. Bu son bölümde yetenek ve çabuk düşünmenin ön plana çıktığını söyleyen Çıtak, Carlsen’in rakibi Fabiano Caruana’ya göre daha yetenekli olduğunun da hızlı oyunda görünür olduğunu belirtiyor.
“Fisher satranca popülarite ve para getirdi”
ABD’nin yetiştirdiği tek dünya şampiyonu olan Bobby Fischer’le ilgili de “O dönemlerde satranç tamamen Sovyetler hegemonyasındaydı. Ancak Soğuk Savaş döneminde bir Amerikalı çıktı ve Sovyetleri yenmeye başladı. Bu sayede satranca popülarite getirdi ve maddi kazançlar da çok üst düzeylere çıktı” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de satranç
Türkiye’nin en çok lisanslı sporcuya sahip branşlarından olan satrancın şu an içinde bulunduğu durumu “umut verici” olarak niteleyen Çıtak, “şu an çok olumlu bir tablo var ama daha somut adımlar atılmalı. Okullarda seçmeli ders olarak verilmesi de çocukların gelişimi ve satrançla tanışması adına çok önemli bir hamle” şeklinde konuştu.
Satrancın sadece zekâ oyunu olduğu algısıyla ilgili de görüşlerini paylaşan Çıtak, bu oyunun sadece zekâ seviyesi üst düzeyde olan insanlara değil, herkese uygun bir spor olduğunu ancak üst düzey zekânın avantaj olduğunu düşünüyor.
İşsizliğin son yıllarda yükseldiği Türkiye’de satrancın okul müfredatlarına girdiğini ancak nitelikli öğretmen açığının olduğunu da sözlerine ekleyen Çıtak, bu branşta kadro açığının bulunduğunu ve önemli bir iş kapısı açtığını vurguladı.