Etiket -zaman

Alper Görmüş 27 Temmuz Pazar günü İstanbul’un “merkez”inde 10 binlerce kişinin katıldığı Metallica konseri sürerken, İstanbul’un “kenar”ında 17 kişinin ölümüne yol açan bir bomba patladı. Ertesi gün bazı köşe yazarları, patlamaya rağmen televizyonlarda kesilmeyen eğlence programlarının yanı sıra Metallica konserini de (daha doğrusu konserin neden yarıda kesilmediğini) protesto ettiler. Zamangazetesinde tartışma biraz daha uzun sürdü. […]

Alper Görmüş Sovyet devriminin lideri Lenin, “ulusal sorun” konusunda ilginç bir tez geliştirmişti. Buna göre, başta Sovyetler Birliği olmak üzere “ezen ve ezilen uluslar”ın olduğu bütün ülkelerde, o ulusların sosyalistlerine birbirine zıt görevler düşüyordu. Lenin, “ezen” ulusların sosyalistlerinin “ezilen ulusların ayrılma hakkı”nı savunması gerektiğini; buna karşılık “ezilen” uluslara mensup sosyalistlerin de “ayrılma”ya karşı çıkmaları gerektiğini […]

Alper Görmüşagormus@medyakronik.com Tarafgazetesinin yayımladığı “Genelkurmay Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı” manşetinin haber olarak önemi meydanda; 20 Haziran tarihli yazım bunun üzerineydi.Ben, bu haberin Türk basınındaki geniş yansımasına baktığımda (üstelik Genelkurmay Başkanı gazetecilere “habere değil, haberi veren gazetenin finansörüne bakın” demişti), varlığı ve önemi nihayet kabul edilmiş bir...

Alper Görmüş “Bakırköy savcısı, Nokta davasını temyize götürdü / DARBETEŞEBBÜSÜAYDINLATILMALI…” Darbe Günlükleri davasının, duruşmanın savcısı Süleyman Aydın tarafından temyiz edildiği, Zamangazetesinin özel haberinde işte bu yorumlu başlıkla sunuldu. “Yorumlu” derken, “Darbe teşebbüsü aydınlatılmalı” cümlesinin, savcının temyiz başvurusunda doğrudan kullanılmadığını, bunun gazetenin kendi değerlendirmesi olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Peki bu değerlendirme doğru mu? Evet, bence...

Medya patronlarının, Aydın Doğan ya da Mehmet Emin Karamehmet’in, hangi alanlarda at koşturduğunu ve nasıl bir kazanım elde ettiğini, tümüyle olmasa da, resmi kayıtlardan izlemek mümkün. Peki manevi tercihlerin temel oluşturduğu çıkarlar için aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Bu sorunun cevabı “cemaat medyası”nın nasıl bu kadar yükseldiğini de ortaya koyuyor.

Böşörtüsü dolayımıyla yürüyen özgürlük tartışmaları, Başbakan Erdoğan’ın bir kısım medyaya öfkeyle yüklenmesi üzerine medyanın özgürlüğü/bağımsızlığı alanına da taşınmış oldu. Gelgelelim, medya, doğrudan kendisini ilgilendiren bu tartışmada da sınıfta kaldı.