Gündem

'Bu ülkede insanlar dumanla haberleşse duman da yasaklanırdı!'

Yazan: Anıl Yağcı
Hüseyin Aldemir

İnternetle ilgili yeni düzenlemelerin toplumun haber alma hakkı üzerindeki etkileri İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde tartışıldı

Hürriyet Gazetesi Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay yeni internet yasasıyla ilgili olarak “internet olmasaydı ülkede, hâlâ dumanla haberleşiyor olsaydık bu ülkede duman da yasaklanırdı” diyor. Yasada değiştirilen iki maddenin özellikle  gazetecilik için çok vahim olduğunu belirten Mumay, o maddeleri şöyle açıkladı: “Herhangi bir internet sitesinde çıkan haberden bir vatandaş mağdur oldum diye TİB’e başvurursa, TİB mahkemenin kararı çıkana kadar 72 saat haberin vatandaşa ulaşmasını engelleyebiliyor. Daha da garibi aynı yasa kapsamında, hiçbir vatandaştan şikâyet gelmese dahi TİB bağlı bulunduğu bakanın talimatıyla herhangi bir siteyi erişime kapatabilir.” Mumay, gerçek dışı haber yayınlanması halinde, mahkeme kararıyla gelen tekzibin bir hafta boyunca ana sayfadan verilmesi ve yayınlanan bütün haberlerin 6 ay boyunca saklanmak zorunda olmasını da yasanın diğer sakıncaları arasında saydı.

2007’de çıkarılan 5651 sayılı kanunda (internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınların yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun) yapılan değişiklikle tekrar gündeme gelen internette sansür tartışmaları İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde “Yeni İnternet Yasasının Bireyler, Sektör ve Ekosistem Üzerindeki Etkileri” konulu panelde tartışıldı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Turgut Tarhanlı ise panelde yaptığı konuşmada, cumhuriyetin kuruluşundan beri başlığında “mücadele” kavramı olan beş yasa olduğunu belirtti. Bu yasaların rüşvet ve yolsuzlukla mücadele, terörle mücadele, kalıtsal hastalıklarla mücadele, kaçakçılıkla mücadele ve internet yoluyla işlenen suçlarla mücadele olduğunu belirten Tarhanlı internet yasasının da bu terminolojide olmasını devletin internete bakış açısını yansıtan güzel bir mesaj olarak değerlendirdi.

Yasanın çıkış sürecinde de bazı sorunlar olduğunu söyleyen Tarhanlı sözlerine şöyle devam etti: “5651 sayılı kanununda yapılan değişiklikler yasama komisyonlarında geniş bir şekilde tartışılmalı, daha şeffaf ve katılımcı bir şekilde hazırlanmalıydı. O noktada ciddi pürüzler var.”

“Tvit atan herkesin adresini paylaşması gerekecek”

Panele katılan bir diğer konuşmacı Bilgi Üniversitesi, Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü Öğretim Görevlisi Mehmet Bedii Kaya ise bu kanuna göre içerik sağlayıcıların kişisel adres bilgilerini internette paylaşmak zorunda kaldığının altını çizdi.  Kaya: “Yasalardaki içerik sağlayıcı tanımına göre internette herhangi bir şeye yorum yapan, twit atan vs. herkes içerik sağlayıcıdır. Bu kanuna göre yaptığımız her türlü gönderinin altına açık ve güncel adresimizi yazmalıyız. Bu da yasanın uygulanabilirliği ve insan hakları konusunda ciddi problemler teşkil ediyor.” diyerek yasanın AB tarafından eleştirilmesini doğru bulduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye’de internet politikalarının değişimini dört ana aşamada sınıflandıran Kaya söz konusu aşamaları 1993-2000, 2000-2006, 2006-2013 ve 2013’den sonrası olarak sıraladı. İlk aşamada internete çok kısıtlı bir kesim ulaştığı için herhangi bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmadığını belirten Kaya sözlerine şöyle devam etti: “ikinci.aşamayı algılama ve belirsizlik süreci olarak adlandırıyorum. Bu yıllarda devlet internette bir düzenlemeye ihtiyaç duyabileceğini anlamaya başlıyor. Üçüncü aşama ise devlet deneme yanılma yoluyla internette nasıl bir düzenleme yapacağını bulmaya çalışıyor. Son aşama ise 2013 sonrası. Bu dönemde devlet egemenlik gücünü internet alanında da icra etmeye başladı.”

Panelin sonunda söz alan Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Av. Kürşat Ergün yasadan rahatsız olanları seçimlerde oy vererek demokratik tepkilerini göstermeye çağırdı.

Yorum yazın