Gündem

Ahmet Şık’a göre ‘hakaretin’ kaynağı: 'Emniyet'teki tevatürler'

Yazan: Gökhan Tan
Ertan Önsel

Ahmet Şık, kendisine hakaret iddiasıyla yargılanan medyasavar.com'un tek kaynağının “Emniyet koridorlarında dolaşan tevatürler” olabileceği görüşünde.

HaberVs Editörü ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet Şık’ın şikayeti üzerine medyasavar internet sitesinin yayın yönetmeni  Abdullah Küçükaytekin’e açılan hakaret davası başladı. Şık, kendisi hakkında “derleme haber” yaptığını iddia eden Küçükaytekin’i haberi nereden derlediğini ispata çağırdı ve bu kaynağın sadece “emniyet koridorlarında hakkında dolaşan tevatürler” olabileceğini söyledi.

medyasavar.com adresiden yayın yapan site, Ahmet Şık’ın kitap taslağının Oda TV’de yapılan aramalarda ele geçirildiği iddasının basına yansıdığı 19 Şubat 2011’de “Vay Ahmet vaaayyy. Bu hiç Şık olmadı” başlıklı imzasız bir yazı yayınlamıştı. [Yazı, Şık'ın şikayeti dikkate alınıp dava açıldıktan sonra yayından kaldırıldı.] Bu yazıda Şık için, “…O yıllar İstanbul Basın Yayında etkili olan DHKP-C (Dev- Sol) kontenjanından olduğu bilinirdi”, “…Gazeteci kimliği örgütçü kimliğinden hep sonra gelirdi” gibi ifadeler kullanılmıştı.

Cumhuriyet Savcılığı bu yazının Şık’ın şeref ve haysiyetini rencide ettiği, kişiliğini aşağıladığı ve hakaret ettiği tespitiyle, medyasavar sitesinin genel yayın yönetmeni Abdullah Küçükaytekin hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2 ve 53 maddelerini ihlalden dava açılmasını talep etti.

Beyoğlu 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk celsesine Oda TV davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ahmet Şık ve tutuksuz yargılanan sanık Abdullah Küçükaytekin katıldı.

Abdullah Küçükaytekin suçlamaları kabul etmedi. Yazının, haber verme amacı taşıdığını ve farklı internet sitelerinde yayınlanan yazılardan bir derleme yaptığını ve hakaret kastı taşımadığını dile getirdi. Küçükaytekin ayrıca Ahmet Şık’ı tanıdığını ve birlikte çalıştıklarını söyledi. Sanığın avukatı, haberin kaynağı olduğunu iddia ettikleri Hürriyet gazetesinin 19 Şubat 2011 tarihli nüshasının celbini talep etti.

Ahmet Şık ise Küçükaytekin’in iddalarını reddetti. Haberin bir kaynağının bulunmadığını, sadece medyasavar’da yayınlandığını ve yalan olduğunu söyledi. Eğer derleme bir yazı ise kaynaklarını açıklamaya davet etti.

Küçükaytekin Hürriyet'teki haber dışında bir kaynağının olmadığını, başka bir kaynaktan, olsa olsa bir cümle almış olabileceğini söyledi.

 “Meslektaş olmaktan da utanç duyuyorum”

Şık, Küçükaytekin’in kendisini tanıdığı yönündeki iddiasını ise şöyle cevapladı:

“Kendisiyle tanışıklığım yok. Ayrıca meslektaş olmaktan da utanç duyuyorum. Kendisiyle bir kez telefonda, bu yazı çıktıktan sonra konuştum ve yazının düzeltilmesini istedim. Kendisi benden özür diledi. Ancak ertesi gün habere devam ettiler. Sanık habercilik ilkelerine aykırı olarak, hakaret kastıyla haber yapmıştır. Yazıda bahsedilenler, Emniyet koridorlarında hakkımda dolaşan tevatürlerdir. Yazıda DHKP-C üyesi olduğum iddiasıyla yargılandığım söyleniyor. Sanığı bunu ispata davet ediyorum.  Hakkımda  açılmış tek bir dava olmadığı gibi bugüne kadar yaptığım yüzlerce habere tek satır tekzip gelmiş değildir. Yazıda ayrıca benim için ‘provakatör’ ifadesi kullanılıyor. İşkence yapılan yerde bunu teşhir etmek provakasyonsa ben de provakatörüm. “

“Konuşma kayıtları söylediklerimin kanıtıdır”

Şık, Küçükaytekin’le konuştukları tarihte  [21 Şubat 2011] Oda TV soruşturması kapsamında telefonlarının dinlendiğini ve Küçüaytekin’le yaptığı konuşmanın kaydının istenmesi durumunda söylediklerinin doğruluğunun anlaşılabileceğini söyledi. Mahkeme, bu konuşmaya dair kayıtların istenmesi talebini reddetti. Ancak Şık’ın avukatları bu talebin tutaklara girmesi konusunda ısrarcı oldu ve tutanağa işlendi.

Ahmet Şık, son söz olarak Küçükaytekin’in “Evrensel meslek etiği ve ilkeleri içerisinde haber yapmasını istiyorum, başka bir derdim yok” dedi.

Mahkeme 10 Ocak 2012’ye ertelendi.

Yorum yazın