Genel

Basın adalet haberlerinde bile adil değil

Yazan: HaberVs

Ahmet Şıkahmets@medyakronik.comMeltem Ürütmurut@medyakronik.com Türkiye’de basının ciddi sorunları olduğu, güven krizi yaşadığı, bağımsız ve tarafsız olmadığı çok da bilinmeyen şeyler değil. Fakat son bir araştırma, yargıyla ilgili konularda da Türkiye basınının karnesinin bir hayli zayıf olduğunu ortaya koydu. Vatandaşın adaletle ilgili konulardaki başat bilgilenme kaynağı olan basının bu halde olması ayrıca kaygı verici. İstanbul Bilgi Üniversitesi […]

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com
Meltem Ürüt
murut@medyakronik.com

Türkiye’de basının ciddi sorunları olduğu, güven krizi yaşadığı, bağımsız ve tarafsız olmadığı çok da bilinmeyen şeyler değil. Fakat son bir araştırma, yargıyla ilgili konularda da Türkiye basınının karnesinin bir hayli zayıf olduğunu ortaya koydu. Vatandaşın adaletle ilgili konulardaki başat bilgilenme kaynağı olan basının bu halde olması ayrıca kaygı verici.

İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin “Adalet Gözet” projesi kapsamında yürütülen “Medya Arşivi” çalışması, Türkiye’de tartışma yaratmış dokuz davanın farklı siyasal yelpazedeki gazetelerde ele alınışlarındaki farklılıkları inceledi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölüm Başkanı Doçent Doktor Aslı Tunç’un yaptığı bu araştırma, haberlerin bilgilendirmektenziyade yorumlarla okuru yönlendirmeyi gözettiğini, böylece profesyonel mesafelilik ve güvenilirlik gibi konularda sorunlu bir tavır sergilediğini ortaya koydu.

Tunç, Danıştay saldırısı, Elif Şafak davası, Hrant Dink’in TCK 301 davası, Hrant Dink cinayeti, Gamze Özçelik, İlhami Erdil, Orhan Pamuk, Yücel Aşkın davaları ve Ferhat Sarıkaya soruşturmasıyla ilgili haberleri ele aldı. 2004’ten Nisan 2008’e dek geçen sürede Sabah, Hürriyet, Radikal, Cumhuriyet, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde bu olaylarla ilgili yayımlanan haber ve fotoğrafları inceledi. Toplam bin 215 haber ve 604 fotoğrafı değerlendirdi.

Cinayeti meşru gösteren ifadeler

Güvenilirlik ölçütlerinden biri olan haber kaynağının belirtilmesi kuralı haberlerin yüzde 32.4’ünde yerine getirilmemiş. Kaynağı belirli olmayan haberleri en fazla kullanan gazete Yüzde 47’lik oranla Radikal; onu Sabah ve Zaman izliyor.

Araştırma, “incelenen haberlerin yüzde 10’unda vakaya konu olan cinayet, saldırı gibi eylemin kendisini ya da 301. maddeden dava açılması, soruşturma başlatılması gibi adli sürecin ya da işlemin kendisini haklı gösteren ifadelerin kullanıldığını tespit ediyor”.

Haberde yanlı ifadelerin kullanımı genel olarak azınlıkta olsa da, Hrant Dink’in 301. maddeden yargılandığı davayla ilgili haberlerin yüzde 24’ünde, Dink’in öldürülmesiyle ilgili 230 haberden 16’sında eylemi haklı gösterebilen ifadeler kullanılmış.

Haberin nesnelliğine zarar veren bu tür yanlı ve meşrulaştırıcı ifadelere en çok yüzde 15’lik oranla Cumhuriyet’te, ardından % 11’lik oranla Hürriyet’te yer verilmiş. Bu tür ifadeleri en az kullanan gazete ise % 6 ile Yeni Şafak.

Ön bilgi ve gerekçe yok

Türk basınının yaygın sorunlarından biri, olayların gerekçeleri hakkında -yeterli- bilgi vermemek. Halbuki, olayları anlaşılır kılmak için gerekli bir şey, gazeteciliğin önemli ölçütlerden biri gerekçeleri yazmaktır. Tunç’un araştırmasına göre, gazetelerin bu kurala uymadan haber yapma oranı yüzde 32’yle vahim bir düzeyde. Araştırma, haberlerin yüzde 66’sında okurlara olaylarla ilgili ön bilgi de sunulmadığını saptıyor.

Hrant Dink’in Ceza Kanunu’nun 301. maddesinden yargılandığı dava iyi bir örnek. Radikal dışındaki gazeteler, Dink’in suçlandığı yazısının metnini bütünüyle basıp söylediklerini bağlamı içinde sergilememiş. “Dolayısıyla bu vaka özelinde, okurların Dink’in suçlandığı sözleri parça parça ve bütününden ayrı olarak değerlendirmelerine yol açabilecek bir sunum ortaya çıkmış.”

Bilgilendirici işlevini en az yerine getiren ve haberle yorumu karıştıran gazeteler de şöyle sıralanıyor: Sabah yüzde 43, Hürriyet yüzde 29, Cumhuriyet yüzde 37, Zaman yüzde 33.

Gerekçeye haberlerinde en fazla yer veren gazeteler ise Yeni Şafak ve Radikal. Gerekçe belirtilmeden kullanılan haberler sıralamasında ise yüzde 65 ile Orhan Pamuk davası ve yüzde 52.32 ile Ferhat Sarıkaya ile ilgili haberler başı çekti. Bu haberler nedeniyle ne Pamuk’un neden yargılandığı ne de bir cumhuriyet savcısına hangi gerekçeyle soruşturma açıldığı öğrenilebildi.

Haber-yorum ayrımı gözetilmiyor

Haber ve yorumların birbirine karıştırılarak verilmesinin okuru yönlendirme, taraf olma ve bilgilendirme işlevinden uzaklaşması anlamına geldiği savunulan incelemede

Haberin yorum ağırlıklı olarak verilmesi altı gazetenin de ortak tutumu. Haberlerin yüzde 52’sinde yorumun haberin önüne geçtiğini saptayan Tunç, bunu kaygı verici olarak niteliyor.

“Yorumun haberin içine sızması vakaların nesnel ve mesafeli anlatımına zarar vermektedir. Bunun nedeni gazetecilerin öznel yaklaşımlarının, siyasal fikirlerinin ve dünya görüşlerinin haber adı altında okura sunulması ve okurun kimi zaman yorum-haber arasındaki ince çizgiyi gözden kaçırabilmesidir.”

Okuru bilgilendirmekten çok yönlendirme gayreti gösteren gazeteler de şöyle sıralanıyor: yüzde 75’le Yeni Şafak, yüzde 59’la Zaman, yüzde 54’le Radikal, yüzde 50 ile Cumhuriyet ve yüzde 42 ile Hürriyet. Haberle yorumun iç içe geçtiği haberler sıralamasında da yüzde 74’le Dink’in öldürülmesi ilk sırada yer aldı.

Fotoğraflar da yönlendirme aracı

Çalışmada sözkonusu haberlerle ilgili kullanılan fotoğraflar ve bu fotoğrafların haberin içeriğiyle ilgili olup olmadığı da incelendi. Fotoğrafların yarısının vakayla ilgisi olmadığı belirlendi. Görsel malzemenin önemli bir kısmı haber içeriğini destekleme ve tamamlama işleviyle kullanılmamış. Bunu en çok yapanlar da Hürriyet, Sabah, ve Cumhuriyet. Tunç, fotoğrafların daha çok haberi yorumlama ve okuru yönlendirme amaçlarıyla kullanıldığına dikkat çekiyor.

Yorum yazın