Koronavirüs günlüğü Sağlık

“Biz bitti demeden bu ‘maç’ bitmez”

Yazan: Ali Yiğit Özmen

Maskeler atıldı, Bilim Kurulu “dağıldı”. Pandemi sona mı eriyor? Uzmanlara göre bu soruyu cevaplama ehliyetine sahip tek merci var: Dünya Sağlık Örgütü.

26 Nisan, Türkiye’de yaklaşık 25 aydır devam eden Covid-19 salgınıyla ilgili iki önemli ve ilginç gelişmeye sahne oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koronavirüs tedbiri kapsamında uygulanan, kapalı mekânlardaki maske kullanma zorunluğunun kaldırıldığını Twitter hesabından duyurdu. Erdoğan’dan yaklaşık iki saat kadar sonra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, maskeli bir öğrencinin fotoğrafını paylaşarak “Hatıra fotoğrafımızı çektirelim” dedi ve okullarda maske kullanımının sona erdiğini belirtti.

Resim

Türkiye’de toplu ulaşım araçları ve sağlık kuruluşları dışındaki kapalı mekânlardaki maske kullanma zorunluğunun sona erdiğini Cumhurbaşkanı 26 Nisan 2022’de Twitter hesabından duyurdu (Kaynak: twitter.com/RTErdogan).

Buna göre zorunlu kullanım, günlük vaka sayısı binin altına düşene kadar sadece sağlık kuruluşlarında ve toplu taşıma araçlarında devam edecek. Bunun dışındaki kullanımlar ise zorunlu değil; vatandaşın tercihine bırakılıyor.

Sağlık Bakanı Koca, akşam saatlerinde yaptığı bir başka paylaşımda ise Koronavirüs Bilim Kurulu‘nun olağanüstü bir durum olmadıkça düzenli toplantı yapmayacağını duyurdu.

İki yılda yaklaşık 15 milyon Covid-19 vakası görülen ve salgında 98 bin kayıp veren Türkiye’de, son bir haftadaki günlük vaka ve ölüm sayısı ortalaması sırasıyla 3096’ya ve 17’ye indi. Vaka ve vefat sayılarını her gün paylaşmasına alışılan Bakan Koca, vaka sayısının 5 binin altına indiği 15 Nisan itibaren zaten günlük paylaşımda bulunmuyordu.

Tüm bu istatistikler; maske kullanım zorunluğunun kaldırılması, Bilim Kurulu’nun “dağıtılması” ve siyasilerin verdiği mesajlar “Covid-19 salgını sona mı eriyor” haklı sorusunu doğuruyor.

(Kaynak: twitter.com/drfahrettinkoca)

Türkiye’de sağlık politikalarında Covid- 19 kısıtlamalarının azaltıldığı görülürken, Avrupa’da ve dünyanın bazı bölgelerinde Covid vakalarında artışlar olduğu görülüyor. Covid-19’a bağlı en çok ölümlerin olduğu üçüncü ülke konumundaki Hindistan’da, bir günde vaka sayısı yüzde 90 artış gösterdi.

Mikrobiyolog Prof. Dr. Yeşim GÜROL, Türkiye’de vaka ve ölüm sayıları düşse de pandeminin hâlâ bitmediğini vurguluyor. Gürol’a göre pandeminin sona erdiğine karar vermeye ehil adres belli:

“Pandemi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ne zaman bitti derse o zaman bitecek. Bu yüzden web sayfasından onları izlemeliyiz, doğru haberler orada.”

Tüm dünyada eşzamanlı olarak çok yaygın ve çok fazla sayıda insanı tehdit eden bulaşıcı hastalıklar pandemi olarak isimlendiriliyor.

DSÖ, Covid-19 salgınının pandemi olduğunu 24 Şubat 2020’de ilan etmişti. DSÖ’nun tanımlamasına göre, bir hastalığın pandemi olabilmesi için yeni bir virüsten kaynaklanması, insanların bu  virüse kolayca yakalanması ve insandan insana sürekli bir şekilde bulaşması gerekiyor.

DSÖ, Covid-19 pandemisinin seyrine dair günlük ve haftalık verileri resmi sayfasında yayınlıyor. Örgütün 20 Nisan’da

Mikrobiyolog Prof. Dr. Yeşim Gürol

paylaştığı ve salgının 11-17 Nisan‘daki seyrini gösteren rapora göre dünya çapında halen 5 milyonun üzerinde vaka ve 18 bin ölüm söz konusu. Yeni vaka sayısının Mart 2022 sonundan itibaren düşüşte olduğunu gösteren rapora göre, bir hafta öncesi ile kıyaslandığında vaka sayısında yüzde 24 ve ölüm sayısında yüzde 12 düşüş gözleniyor.

Prof. Gürol, Covid-19’un endemi (bölgesel) olması için sadece dünyanın belirli bölgelerinde görülmesi, başka hiçbir yerde hastalığın olmaması gerektiğini belirtiyor. Buna örnek olarak da Almanya ve Fransa’da vakaların tekrar yükselişte olmasını gösteriyor.

Acil Tıp Uzmanı Dr. Sedanur Bağdigen ise pandemi kelimesinin bu hastalığa yapıştığını, bu hastalığın artık endemiye dönüştüğü görüşünde:

“Bilimsel çalışma için bir filasyon yapılsa, bazı bölgelerde çok çok az, bazı bölgelerde hiç, bazı bölgelerde yüksek oranlar olduğunu görebiliriz.”

Bağdigen, bu virüsün hâlâ öldürmeye veya hasta etmeye devam ettiğini ama hastalığın ilk başladığı zamanlardaki duruma göre kontrol altına alınabilir noktaya geldiğini söylüyor:

“Tedavisi hâlâ olmayan bir hastalık ama en azından aşılama ile hem semptomları hem de ölümcüllüğü kontrol altına şimdilik aldık gibi duruyor.”

“Kısıtlamalar esnemesine rağmen vakalar artmadı”

Bağdigen, kısıtlamaların esnetilmesinin, çalıştığı hastanede vaka sayılarına olumsuz bir etkisi olmadığını belirtiyor. Geçen seneye göre hasta, vaka ve ölüm oranlarının çok daha iyi durumda olduğunu belirtiyor: “Hastaneye yatanlarda ilk sırada 65 yaş üstü kişiler var. Yüksek yaş gurbunu ise ek hastalığı olanlar takip ediyor.”

Acil Tıp Uzmanı Dr. Sedanur Bağdigen

Bağdigen, Sağlık Bakanlığı’nın kısıtlamaların esnetmesi ile ilgili durumu yorumluyor : “Karantina açısından da, HES (Hayat Eve Sığar uygulaması) kodu açısından da uygulamanın bu şekilde olmasını yanlış bulmuyorum. Kısıtlamaların kalkması doğru ancak aşılama programının yine aynı şekilde aynı hızla devam etmesi gerekiyor, doğru ve yeterli sayıda aşılama ile kısıtlamaların esnetilmesini doğru buluyorum.”

Mikrobiyoloji uzmanı Gürol ise, maske ve sosyal mesafeye hâlâ önem vermemiz gerektiğine birden bire önlemlerin azaltılmaması gerektiğine dikkat çekiyor.

Yeniden aşı olmamız gerekecek mi?

Türkiye’de birinci doz aşılanma oranı yaklaşık yüzde 94, iki doz aşılanma oranı ise yüzde 85 civarı olduğu Sağlık Bakanlığı resmi sayfasında belirtiliyor.

Gürol, yeni varyantlar gelirse ve aşı yetişirse sonbaharda yeni bir aşı gerekeceğini söylüyor:

“Yeni varyantlar çıkıyor,  belki de çıkmaya devam edecek, fakat pandemi bittiğinde influenza gibi mevsimsel olarak devam edecek.”

Bağdigen ise aşının geçmişini bilmediğimiz için uzun vadede kesin bir yorum yapamayacağını, üç doz aşının yeterli olabileceğini veya grip aşısı gibi her sene bir doz hatırlama yapılabileceğini, henüz literatüre giren bir kanıt olmadığını belirtiyor.

“Hızlı kitlerin nasıl kullanıldığı çok önemli”

Doktorlar, internette ve eczanede de satılmaya başlanan hızlı kitlerin kullanımıyla ilgili de farklı noktalara dikkat çekiyor.

Yeşim Gürol’a göre öncelikli olan doğru örnek alımı ve doğru kullanımı, eklenen varyantları da tespit edebilmeleri: “Unutulmamalı ki testlerin önce doğru çalıştırılması, gerekli çalışmaların yapılması ve diğer testlerle birlikte karşılaştırmaların uygulanması gerekir.”

Sedanur Bağdigen ise kendi tecrübelerini anlatırken, Covid-19’un ilk döneminde kullandığı hızlı kitlerden çok başarılı sonuçlar alamadığını ancak iki ay önce kullandıkları hızlı kitlerden doğru sonuçlar aldıklarını açıklıyor:

“Hızlı kitin doğru yapılması, hastadan örneğin doğru alınması, solüsyonların son kullanma tarihi, kitlerin kullanılış şekli bile sonucu etkiliyor olabilir. Çünkü bu laboratuvar ortamının dışında yapılan bir test. O yüzden doğru sonuca yakın tetkik PCR ile alınıyor.”

Avrupa yeniden pandemi merkezi

DSÖ’nun 11-17 Nisan’a ait raporuna göre bu haftada en çok yeni vakanın gözlendiği ülke 972,082 hasta ile Güney Kore. Bunu 827 bin 350 ile Fransa, 769 bin 466 ile Almanya ve 421 bin 707 vaka ile İtalya  izliyor. Bu ülkelerde bir hafta öncesine göre vaka sayısı sırasıyla yüzde 33, yüzde 11, yüzde 25 ve yüzde 6 azalma göstermiş. Aynı hafta 342 bin 665 vakanın tespit edildiği Japonya‘da ise hasta sayısında yüzde 1 artış gözlemlenmiş.

Bu tarihlerde salgın nedeniyle en çok insanın öldüğü ülke ise Amerika Birleşik Devletleri. Ülkedeki 3 bin 76 ölüm, bir hafta öncenin rakamlarının yüzde 9 altında.

Dünya Sağlık Örgütü pandeminin sona erip ermeyeceği konusunda bir öngörüde bulunmuyor. Pandeminin bu yıl sonunda bitme olasılığının bulunduğunu belirten Genel Direktör Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, 31 Mart’ta yaptığı açıklamada, üç olasılıktan bahsediyor:

“En iyi senaryoda, bundan sonra güçlendirici aşı dozlarını gerekli kılmayacak şekilde az varyant görmüş olacağız. İkinci senaryoda virüsün evrim geçirmeye devam ettiğini, fakat aşılamalar sayesinde ağır hastalık oranının azaldığını görebiliriz. En kötü senaryoya göre ise bundan sonra virüsün daha şiddetli ve bulaşıcı varyantlarının çıktığını, bu yeni tehdide karşı hiçbir aşının işe yaramadığını görebiliriz.”

Yorum yazın