Spor

Gol değil basket!

Yazan: Mine Savaş

Galatarasay Kadın Basketbol takımı, FIBA Eurocup finalinde İtalya’nın Cras Basket Taranto Takımı’nı 82 – 61 yenerek aslında bir değil, birkaç ilke birden imza atmış oldu. Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın Türkiye’de Avrupa şampiyonluğunu yakalayan ilk takım olması büyük bir sevinç yaşattı. Ama daha da önemli bir şey vardı o da Ayhan Şahenk Spor Salonu’nu dolduran taraftarlardı. […]

Galatarasay Kadın Basketbol takımı, FIBA Eurocup finalinde İtalya’nın Cras Basket Taranto Takımı’nı 82 – 61 yenerek aslında bir değil, birkaç ilke birden imza atmış oldu. Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın Türkiye’de Avrupa şampiyonluğunu yakalayan ilk takım olması büyük bir sevinç yaşattı. Ama daha da önemli bir şey vardı o da Ayhan Şahenk Spor Salonu’nu dolduran taraftarlardı. Keza, basketbolcular sayesinde taraftarlar da sporun sadece futboldan ibaret olmadığını bir kez daha hatırlamış oldular. Tabii, kendini futbol maçında zanneden taraftarlara söylenecek çok da söz olmasa gerek, çünkü her baskette “Gooool” diye bağırmaları birçok şeyi açıklıyordu.

Hayatında ilk defa basketbol maçına, hem de final maçına gidip şampiyonluğu gören şanslı insanlardan biri, fakat spordan pek de anlamayan bir şahsiyetim. Galatasaraylı bir genç olarak “Sanırım bu finale gitmezsem olmaz” gibi iç seslerle ve elime tutuşturulan biletle, kendimi bir anda salonda buluverdim. Önceden yaptığım tek hazırlık, kırmızı giyinmeye özen göstermekti. Zira maça gelen her taraftarın kırmızı giyerek bir bütünlük sağlaması bekleniyordu. Bu sebeple de tırnaklarıma sürdüğüm ojeden tutun da saçıma taktığım minik tokaya kadar “kırmızı” olmaya gayret gösterdim ve formamı giymeyi de unutmadım.

Saat 21:30’da çığlıklar eşliğinde heyecanlı karşılaşma başladı. 12 Dev Adam’dan kalma basketbol bilgimle basketbolcuların basketlerini sayarken, hemen her futbol maçında karşılaştığım manzara tam arkamda bitiverdi; Kavga! “Dur be kardeşim, maçı mı izleyeceğiz yoksa sizi mi?” diye içimden sayıklarken, şampiyonluk için potayı basket yağmuruna tutan Galatasaray takımı ilgiyi kendisine çekmeyi başardı ve kavga duruldu.

Maç esnasında öğrendiğim önemli bilgilerden biri de Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın karşı takımı 13 sayı farkla yenmesi gerektiğiydi. Utana sıkıla sorduğum “Neden ki?” sorusunun ardından aldığım cevap merakımı dindiriyordu ama beni daha da strese sokuyordu. Çünkü, daha önceki maçta 12 sayıyla yenilen Galatasaray’ın şampiyon olabilmesi için İtalya’nın Cras Basket Taranto Takımı’na 13 fark atması gerekiyordu. Nitekim her periyotta karşı takıma fark atan Galatasaray, beni stresten çok herkes gibi tere boğdu. Oturmayı bırakın zıplamadan durmanın imkânsız olduğu karşılaşmada, bağırmaktan oluşan ses kısılması önemsenmeyecek kadar küçük bir ayrıntıydı.

Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Galatasaray Futbol Takımı Teknik Direktörü Bülent Korkmaz, antrenör Cevat Güler’in yanı sıra futbolculardan Arda Turan, Ümit Karan, Sabri Sarıoğlu, Emre Aşık, Volkan Yaman ve Orkun Uşak da basketbolcuları destekleyenler arasındaydı. Öyle ki, Arda Turan ve Sabri Sarıoğlu’nun maç boyunca hiç durmadan zıplayarak tezahüratta bulunmaları gözden kaçacak gibi değildi.

Her şey keyifle ilerken, kendimi yine futbol maçında gibi hissettiğim anlardan biri yine geri geldi. Karşı takımın attığı gol, pardon basketle sayı farkının 4’e düşmesi taraftarlardan birini fena kızdırmış olacak ki sahaya attığı kimliği belirsiz bir madde ufak çapta gerginliğe sebep oldu. Bu da yetmezmiş gibi artık şampiyon olduğumuzun ilanına saniyeler kala, kimi taraftarın sahaya attığı yanan meşaleler de asap bozucuydu, çünkü işin içine bu sefer saçlarım giriyordu. Yapılan uyarılarla taşkın taraftarlar sakinleşti ve beş dakikalık bir uzatmanın ardından mutlu sona erişildi; Galatasaray Kadın Basketbol takımı şampiyon oldu ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun elinden şampiyonluk kupasını aldı.

Taraftarın yaşattığı birçok şey beni bir futbol maçındaymışım gibi hissettirmiş olabilir. Ama daha önce hiçbir futbol maçında hissetmediğim bir şey vardı, o da nefes almakta çektiğim zorluktu. Öyle ki, Ayhan Şahenk Spor Salonu’nun zıplamaktan terleyen taraftarlar ve sönen meşalelerin dumanları sayesinde adeta bir saunaya dönüşüvermesi, salonda havalandırma olmadığını göstermiş oldu.

Yaşanan sıkıntılara, gerçekleşen uyarılara rağmen hafızalardan silinmeyecek bir basketbol maçı oldu ve Galatasaraylı basketbolcular taraftarını sevince boğdu. Futbol maçı gibi coşkulu nice basketbol maçlarına. Avrupa şampiyonluklarında da darısı diğer spor dallarının başına!

Yorum yazın