Etiket -din

“Seküler toplumlarda ve laik devletlerde din dersi” konulu sempozyum, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yapıldı. Geçen hafta sonu İstanbul Goethe Enstitüsü ve İstanbul Bilgi Üniversitesi AB Enstitüsü işbirliğiyle, üniversitenin Dolapdere kampusunda yapılan sempozyumda Almanya ve Türkiye’deki din dersi uygulamaları çeşitli konu başlıkları altında örneklerle değerlendirildi. Sempozyumun ilk günü, “Din eğitiminin Kurumsal, hukuki ile siyasi çerçevesi”, “Din eğitiminin […]

Din temelli siyasal kavrayışların yükselişi günümz dünyasının temel fenomenlerinden biri artık. Akıl almaz bir cevvallikle dini toplumsal yaşamın, “kamusal” sahanın dışına itip son derece sorunsuzca yaptığı kamusal-özel ayrımıyla özel alanın konusu olarak telakki edip baskılayarak iş gören modern zihniyet, bu yükselişteki payının pek de farkında değil. İktidarın ve gücün kaynağını yere indirmek çabası muazzam bir […]

Utku Güven İran’a gideceğimi aileme ve arkadaşlarıma söylediğimde verdikleri tepki çok da şaşırtıcı değildi. Annem bir süre düşündü ve ağlamaya başladı. Sonuçta anne. Çevremdekilerin tepkileri genellikle şöyleydi: “Sakın ölme!”, “Ne yapacaksın orada? Gidecek başka yer bulamadın mı?” “Seni orda ajan diye tutuklayıp asarlar?” Bazıları şakayla karışık, bazıları ciddi de olsa tepkileri yadırgamadım. Çünkü onlar da, […]

Alper Görmüş Sovyet devriminin lideri Lenin, “ulusal sorun” konusunda ilginç bir tez geliştirmişti. Buna göre, başta Sovyetler Birliği olmak üzere “ezen ve ezilen uluslar”ın olduğu bütün ülkelerde, o ulusların sosyalistlerine birbirine zıt görevler düşüyordu. Lenin, “ezen” ulusların sosyalistlerinin “ezilen ulusların ayrılma hakkı”nı savunması gerektiğini; buna karşılık “ezilen” uluslara mensup sosyalistlerin de “ayrılma”ya karşı çıkmaları gerektiğini […]

Mustafa Sönmez Taha Akyol, 7 Haziran 2008 tarihli Milliyet’teki , “Ordu, Yargı, CHP” başlıklı yazısında , türbanın iptali ile ilgili karardan yola çıkarak , İtalyan Marksist Gramsci’den araklama bir terimle , “tarihsel bloklar” analizi yapıyor ve şöyle diyordu; “Anayasa Mahkemesi’nin kararını alkışlamak veya eleştirmek mümkün. Ama kurumlara ve topluma yön veren tarihsel dinamiklere bakmak daha […]

İstanbul Seminerleri’nin üçüncü gününde, Santralistanbul kampusu AB sürecinde Türkiye, İslam, kozmopolitanizm ve kadın konuları çerçevesinde iki yuvarlak masa toplantısı ve bir paneli ağırladı. Seminerler çerçevesinde ağırlıklı olarak Türkiyeli konuşmacılardan oluşan tek gün olması 4 Haziran’ı, Türkiyelilerin Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma dair görüşlerini beyan etmesi için en uygun gün haline getirdi. Nilüfer Göle bu tartışmalara “How […]

Aytaç Demirci Uluslararası kültürel incelemeler birliği Reset DOC – Dialogues on Civilizations ve İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen İstanbul Seminerleri 2008 kapsamında, 3 Haziran’da dinlediğimiz Jurgen Habermas yalnız “post-seküler toplum” kavramını anlatmakla kalmadı, seminerler boyunca sorduğu besleyici, kurcalayıcı sorularla aktif bir katılım da gösterdi. Doğu’nun ve Batı’nın farklı disiplinlerden gelen fikir erbabını bir araya […]

Alper Görmüş Ahmet Altan 27 Mayıs’ta Taraf’ta “Yalancı laikler” başlıklı bir yazı yazdı. Yazı esasen, laikliğin mottosu olan “devletin bütün inançlara eşit mesafede durması” ilkesinin Türkiye versiyonunun pespayeliği üzerineydi. Altan, yazısına, bu “laik” devlette Müslüman olmayan tek bir kişinin bile çalışamadığını vurgulayarak başlıyordu: “Siz bizim devletin herhangi bir kademesinde Müslüman olmayan birine rastladınız mı? Peki, […]

“Mahalle baskısı” kavramını çok sevdik. Geçen yıldan beri popülaritesini kaybetmeyen ancak hâlâ kafaları karıştıran bu kavramı daha iyi anlamaya ihtiyaç vardı. “Mahalle baskısı”nı ilk kez gündeme getiren Şerif Mardin, Sosyal Sorunları Araştırma ve Çözüm Derneği’nin (SORAR) düzenlediği halka açık toplantıda medyada bir yıldır savrulan kavramı yeniden açıkladı. Prof. Şerif Mardin, geçen yıl gazeteci Ruşen Çakır’la […]

Medya patronlarının, Aydın Doğan ya da Mehmet Emin Karamehmet’in, hangi alanlarda at koşturduğunu ve nasıl bir kazanım elde ettiğini, tümüyle olmasa da, resmi kayıtlardan izlemek mümkün. Peki manevi tercihlerin temel oluşturduğu çıkarlar için aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Bu sorunun cevabı “cemaat medyası”nın nasıl bu kadar yükseldiğini de ortaya koyuyor.