Sosyal medya Teknoloji Yaşam

Yapay zekâ arkadaşımız olabilir mi?

Yazan: Ayşe Melisa Özdamar

Snapchat, My AI uygulamasıyla yapay zekâyı genç kuşağın hayatına soktu. My AI gerçek bir arkadaş olur mu, olursa nasıl olur? Kullanıcılara ve işin uzmanına sorduk.

Snapchat, ChatGBT ile beslenen bir yapay zekâ sohbet robotunu (AI Chatbot) ücretsiz olarak Nisan ayında tüm kullanıcılarına sundu. Snap şirketinin CEO’su Evan Spiegel, özellik yayımlandığında “Buradaki büyük fikir, her gün arkadaşlarımız ve ailemizle konuşmanın yanı sıra artık AI ile de konuşacak olmamız. Ve bunu bir mesajlaşma uygulaması olarak hayata geçirmek için iyi bir konumdaydık” açıklamasını yaptı.

My AI adı verilen robot, kullanıcılarla sohbet ediyor. Uygulamanın sohbet kısmında en üstte yer alan robot, kullanıcının dileğine göre özelleştirilebiliyor. Robotun saç renginden adının ne olacağına kadar kararı kullanıcılar verebiliyor. ChatGPT ile yaygınlaşan yapay zekâ kullanımı ilk kez popüler bir sosyal medya mesajlaşma uygulaması olan Snapchat’te sohbet etme amacı ile yer alıyor. Şimdilik atılan mesajlara sadece yazılı olarak, yani chat kısmında cevap verebilen AI, ileride kendisine atılan fotoğraflara yani “snap”lere fotoğraf olarak da karşılık verebilecek.

My AI, Snapchat kullanıcılarına sunulduğundan beri yaş ve sohbet içeriği konusunda sıkıntılar yaşanıyor. The Washington Post yazarı Geoffrey A. Fowler, Snapchat’in, chatbot özelliğini kontrol edemediğini söylüyor ve teknoloji şirketlerinin, kullanıcılarını, özellikle de gençleri denek olarak görmemesi gerektiğini vurguluyor. My AI ile 13 ve 15 yaşında bir çocuk kimliğine bürünerek yaptığı konuşmalarda uygunsuz içeriklerden bahsettiğini ve chatbot’un herhangi bir kesinti yapmadan sohbete devam ettiğini belirtiyor.

Amerika’da Pew Research istatistiklerine göre Snapchat kullanıcılarının yüzde 59’u 13-17 yaş aralığında. Bu da çoğunlukla çocukların ve gençlerin kullandığı bir uygulama olduğu için Snapchat AI chatbot özelliği ile ilgili güven problemi yaratıyor. Chatbot’un bir arama motoru değil, Snapchat tarafından kullanıcıların arkadaş listesine konmuş bir sanal arkadaş olması, sohbet içeriklerinin sınırsız olması sebebiyle özelliğe 18 yaş sınırı konması gibi tartışmaları da beraberinde getiriyor. Snapchat ise, My AI’nin gerçekleştirdiği sohbetlerin, zararı en aza indirgemek için belirli yönergelere uyacak şekilde programlandığını ve şiddet içeren, nefret dolu, müstehcen veya başka bir şekilde saldırgan tepkilerden kaçındığını belirtiyor. Snap sözcüsü Elizabeth Markman, bu konu ile ilgili şirketin ebeveyn denetimlerine, ebeveynlere, gençlerin uygulamayı kullanma şekli konusunda daha fazla görünürlük ve kontrol sağlayacak yeni My AI işlevselliğini eklemek için çalıştıklarını söylüyor.

Kullanıcılar ne düşünüyor?

Uygulamayı kullanan gençlerden bu özelliği beğenenler olduğu gibi rahatsızlık duyan ve yapay zekadan korkan kullanıcılar da var.  Örneğin 22 yaşındaki Elif Su Uçar, kamerayı eliyle kapatmasına rağmen çektiği siyah fotoğrafta arka planda nelerin olduğunu sorduğunda my AI’nin verdiği doğru cevap sonrası çok korktuğunu, bu nedenle My AI’yi engellediğini ve özelliği sildiğini anlatıyor. 16 yaşındaki Elif Su Karpuz da başka bir arkadaşı ile sohbet ederken sohbet ekranında My AI robotunun belirdiğini ve bu durumdan çok korktuğunu söylüyor. Karpuz, o günden beri özelliği kullanmadığını da ekliyor.

23 yaşındaki Berk Buyruk ise tam tersi görüşte. Buyruk, My AI ile sohbet etmekten keyif aldığını, zaman zaman dertleştiğini ve robotu “trollediğini”, zayıf yanları olsa bile AI ile komik konuşmalar yaşadığını ve özelliği desteklediğini belirtiyor.

“Ben bu modeli dijital dönüşümün bir parçası olarak görüyorum.”

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi, yeni medya teknolojileri uzmanı Prof. Dr. Erkan Saka, korkulacak bir şey olmadığı görüşünde. Chat GPT’nin getirdiği “conversational chatbot” özelliğinin ortaya çıkması ile bir devrim yaşandığını, hayat ile ilgili her konuda bilgi alabileceğimiz bir model olduğunu söylüyor. Yapay zekâ araçlarının farklı fonksiyonları olacağını ve her uygulamada farklı özelliklerle ön plana çıkacağını belirtiyor.

Saka, modern hayatta insan meselesine dönüp baktığında insanın toplum içerisindeki yerine kadar tartışmanın uzanabileceğini söylüyor. Yeni çıkan bir teknolojinin, bizi esir alacağını düşünmediğini belirten Saka, AI Chatbot’u bir boşluğa çare, daha iyi bir alternatif olarak yorumluyor. İnsanlara kolay kolay güvenemeyeceğimizi ama yapay zekaya güvenebileceğimizi, bizi kandırmayacağını belirtiyor:
“Makineler veritabanı neyse onu konuşuyor. Veritabanına dayandığı için veri nasıl ve kimin tarafından koyulmuş meseleleri de önemli taşıyor. Veritabanı kaynaklı “bias” denilen sistematik yanılgılar söz konusu olabiliyor. Veri tabanları batı merkezli, oradan uzaklaştıkça ve dil değiştikçe aynı işlevsellikte bir şey sunmayabilir, dolayısıyla güvenirlik azalabilir.”

Yapay zekadan korkmalı mıyız?

Saka, dijital uygulamalarla olan ilişkimizin pandemi sonrası derinleştiğini belirtiyor. Pandemi sonrası ne gibi toplumsal dönüşümler olacağını hala kestiremediğimizi söyleyen Saka, belki ileride daha çok sosyalleşeciğimizi ve chat uygulamalarının şimdiki önemini yitireceğini, ama şu an için hayatımızda önemli bir yer işgal ettiğini belirtiyor.

Saka’ye göre yapay zekâdan korkmamız için de özel bir neden yok. Sosyal medya kullanan ya da mobil telefonu olan herkesin kişisel verileriyle çoktan vedalaştığını belirten Saka, yeni bir durum olmadığını, burada dikkatli bir dijital okuryazarlığın önemli olduğunu belirtiyor:
“Bu bir makine, telefonun kendisi zaten çok sayıda veri topluyor, sesini dinliyor. Sistemik olarak o sesi kodluyor, analiz ediyor ve hedefli reklamcılık yapıyor olabilir. Korkmayalım ama tabii ki her şey toz pembe değil. Bunlar hayatımızın çoktandır parçası. İyi bir kullanıcı olursan numaraları daha iyi görüyorsun ve seni domine etmesine izin vermiyorsun. Ayarlara bakıp müdahale edip etmeme seçenekleri inceleyebilir, onları kontrol edersin, belirli verileri toplamasına izin vermezsin.”

Saka, Snapchat My AI’yı bir tür “arms race”, yani silahlanma yarışı olarak tanımlıyor. Bu başlığın tutması ile diğer uygulamaların da geride kalmayacağını vurguluyor. Bunun bir tür “transmedya” deneyimi olacağını belirten Saka, bir entegre etme durumu olduğunu, Google’ın da Google Drive ve arama motoru gibi araçlarına AI chatbot özelliğini entegre edeceğini söylüyor.

“Bu ne zaman yoktu ki diyeceğiz”

Saka, dijital dünyada büyük bir enformasyon çöplüğü ve akışı olduğunu belirtiyor. Yapay zekânın her şeyi özetlediğini ama her özetlemenin doğru olmadığını söylüyor. Yapay zekânın bu özetleri bir veriden çektiğini, fakat verinin yanlış olabileceğini belirten Saka, AI chatbot’u Wikipedia gibi düşünebileceğimizi söylüyor ve ekliyor:
“Bunları anlayabilmek dijital okuryazarlık ile alakalı. Yeni boyut, yapay zekâyı nasıl kullanıp anlayacağımız. Cümleleri, bazen tekrar ve klişe olabiliyor. Bu tip hataları da görüp olası tuzaklarla beraber yaşayacağız. Bence bu kötü bir şey değil, hatta tam zamanında olması gereken bir özellik olarak görüyorum.”

Yorum yazın