Şiddet denince hepimizin aklına birine zarar verme eylemi geliyor. Peki bu zarar verme sadece fiziksel yolla mı uygulanıyor? “Sevdiğiniz kişiye şiddet uyguluyor musunuz?” diye sorulduğunda yanlış bir cevap verebilirsiniz. Çünkü şiddet, psikolojik, cinsel, dijital ve hatta ekonomik bile olabilir.
Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Çetin, 29 Aralık’ta İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde verdiği “İlişkilerde Flört Şiddeti” başlıklı seminerde şiddetin çeşitlerini, kimlerin şiddet uygulamaya yatkın olduğunu ve şiddet uygulandığında ne yapılması gerektiği hakkında bilgi verdi.
Birçok kişinin farkında olmadan şiddet uyguladığını söyleyen Çetin “Örneğin birine temas etmeden de fiziksel şiddet uygulayabilirsiniz. Etrafınızdaki eşyalara vurmak, tekme atmak, onları fırlatmak da karşı tarafa uygulanan bir fiziksel şiddette dahildir” diyor.
Psikolojik şiddet
Çetin’e göre psikolojik şiddetle özellikle ikili ilişkilerde karşılaşıyoruz. Karşı tarafı kontrol etmeye yönelik davranışlar, hakaret etmek, dalga geçmek gibi eylemler bu grupta. Örneğin sevgiliniz sizin istemediğiniz bir şeyi yaptığında küserek, “trip atarak”, bağırarak, tehdit ederek istediğiniz yaptırmaya çalışıyorsanız siz de şiddet uyguluyorsunuz.
Birine istemeden dokunmak, öpmek, zorla cinsel ilişkiye girmek veya alkol/uyarıcı madde etkisindeyken cinsel ilişkiye girmek ve doğum kontrol yöntemlerini kullanmayı reddetmek de cinsel şiddete giriyor.
Dijital şiddet, son yıllarda yaygınlaşan bir diğer tür. Sosyal medya hesaplarının şifresini istemek, özel mesajlarını kontrol etmek, sürekli mesaj atmak ve/veya sürekli cevap beklemek, özel fotoğraflar istemek, bunlar ile tehdit etmek, ısrarlı takip (stalking) gibi birçok yöntem söz konusu.
“Seven insan kıskanır”
İnsanların normal davranış ve tepkileri bize şiddete yatkın olup olmadığına dair ipuçları verebiliyor. Çetin, “Şiddet, psikolojik bir hastalık, sapkınlık, kazara yapılmış bir şey değildir” diyor. Şiddetin sebebi, uygulayan kişinin bu davranışı kendisine hak görmesinden kaynaklanıyor. “Kadın dediğin”, “karı gibi yapmak”, “adam gibi yapmak” gibi söylemlerle cinsel rolleri ve sınıflandırmaları vurgulayan kişiler şiddete daha yatkın oluyor. Toplumsal cinsiyet rolleri ile erkeklerin güçlü, kontrol eden, kadının ise korunmaya muhtaç, itaat eden, seven, anaç taraf olduğunu pekiştiren bu düşünce yapısı ile erkekler kadınları koruma ihtiyacı hissedebiliyor.
Çetin, “Örneğin erkek ‘O kıyafeti giyme, çok açık‘ dediğinde, karşı tarafın ne yapması gerektiğini bilmediğini ve ne giyeceğini dahi kontol edebileceğini düşünüyor” diyor. “Seven insan kıskanır” gibi laflar da yine aynı sorunu işaret ediyor.
Kıskançlık ve aşırı sahiplenme, kişinin kendine karşı güvensizliği, çok ilgi beklemesi, alınganlık, başkalarını suçlayıcı tutum, insanlara olmasa bile hayvanlara veya doğaya karşı şiddet, geçmişinde şiddet içeren ilişkiler (aile, sevgili, okul hayatı), insanlarla kavga etmek şiddete eğilimin göstergesi.
Şiddete maruz kalıyorsanız veya şiddet uyguluyorsanız
Çetin, şiddete maruz kalanlar kadar şiddet uyguladığını fark edip, bu konuda destek almak isteyenlerin de destek alabileceğini hatırlatıyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde bunun için iki birim var: Bilgi Psikolojik Danışmanlık Birimi ve Cinsel Taciz ve Saldırıyı Önleme Birimi. Gerekli durumlarda, ücretsiz olarak danışmanlık ve destek sağlanıyor. Acil durdumlarda, saldırganın fotoğraflarının dağıtılarak okula sokulmaması, avukat tutmak, kişiyi güvenli bir yere yerleştirmek, araç sağlanarak güvenli ulaşımının sağlanması gibi önlemler bile uygulanabiliyor.
Bilgi Üniversitesi dışında da kadın örgütleri, polis/jandarma, hürriyet alo şiddet hattı (alo 183 hattı) gibi yardım seçenekleri var.