Gündem Kadın Söyleşi

‘22 yaşıma girerken savaşın ortasında olacağımı hayal etmemiştim’

Yazan: Nazlı Kıraç
Çernigiv'de Bir Otel

Ukrayna’nın Rusya sınırında yer alan Çernigiv kenti, savaş başladığından beri en çok hasar alan şehirlerden birisi. Şehirdeki yaşlı nüfusun neredeyse tamamı Rus. Çernigiv’de yaşayanların çoğu hem Rusça hem de Ukraynaca konuşuyor.

Çernigiv’den İstanbul’a gelen Marharyta Vasylenko, HaberVs‘nin sorularını yanıtladı. Rusça konuşan bir Ukraynalı olan Vasylenko (22),  Batı Ukrayna’daki arkadaşlarıyla Ukraynaca konuştuğunu ve kendi çocuklarına da bu dili öğretmek istediğini söylüyor. Üniversite öğrenimini tamamlayan genç kadın Türkiye’den çıkmak için kendine uygun bir iş arıyor ve annesiyle birlikte bir arkadaşının evinde kalıyor. 21 Şubat sabahı başlayan Rus saldırısını Vasylenko’dan dinleyelim.

HaberVs: Öncelikle 21 Şubat’ta neler oldu?
Marharyta Vasylenko: Ukraynalılar bunu bekliyordu. Yaklaşık bir hafta önce zor durumlar için ilaç, yiyecek gibi şeyler depolamaya başlamıştık. 21 Şubat sabahı bomba sesleri ve ardından gelen siren sesleriyle uyandı Çernigiv. Uyandığımız gibi valiz hazırlamaya çalıştık ve birkaç parça kıyafet alıp evden çıktık. Kırsal kesimde yaşayan, arabayla yaklaşık 20 dk uzaklıkta olan bir arkadaşımın evine gitmeyi düşündük çünkü onların sığınakları olduğunu biliyordum. Daha sonrasında Amerikalı hahamımızla konuştuk ve sinagogun sığınağına gelmemizi söyledi. Sığınak hazırlıklıydı ama sadece bir kısmı yerin altında kalıyordu yani çok güvenli değildi. Aslına bakarsan bizim sığındımız yer diğer gördüğüm sığınaklara göre bir kale gibiydi. Başlangıçta yaklaşık 40 kişi vardı. Evleri bombalananlar gelmeye başlıyordu ve sayı gittikçe arttı. Haham, olaylar başladıktan  üç gün sonra Amerika’ya gitti ama diğer Yahudiler hala şehirdeydi.

Marharyta Vasylenko (Fotoğraf: Nazlı Kıraç)

Bu sırada şehir ne durumdaydı? 
Evlerde herkes ışıklarını kapatmak durumundaydı ve bütün şehir zifiri karanlıktı. O akşam sirenler çalmadı ama bütün gece bombardıman sesinden kimse uyuyamadı. Sesler şehir merkezine çok yakından geliyordu. Herkes şok olmuş durumdaydı ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. Bomba seslerini her duyduğumda kalbim duracak sandım. Küçük köpeğim de bu travmayı yaşadıktan sonra şu an trafikte bir araba korna çalsa bile yerinden kıpırdamadan buz kesiyor. Uyarıcı seslere karşı fazlasıyla duyarlı bir hale geldi.

Hayatımda hiç bu kadar uzun kuyruklar görmemiştim bankalarda, marketlerde, benzincilerde. Bir günü o bodrumda geçirdik ve uyumaya kendi evimize gitmeye karar verdik. Yürüyerek yedi sekiz dakika süren yol benim hayatımda yaptığım en uzun yolculuktu. Gece uzaklardan görünen bombanın çıkardığı patlama görüntüsü tarif edemeyeceğim bir şeydi, Ukrayna’da böyle durumlar için kullandığımız bir söz bunu en iyi tarif edebilir: Korkutan güzellik.

Sonraki gün, insanlar bir iletişim ağı oluşturmaya başlamıştı. Yaklaşık iki hafta sinagogun bodrumunda kaldık sadece eve duş almaya ve bazen temiz kıyafet almaya gidiyorduk. Eve geldiğimizde yemek hazırlamaya başladığımızda siren sesleri başlıyordu ve ocağı kapatıp binamızın bodrumuna iniyorduk, sesler bitince eve çıkıyorduk ve sonra tekrar siren başlıyordu, bunu kaç defa yaşadığımı bilmiyorum. Patates ve havuç gibi şeyler depolamıştık onları pişirmeye çalışıyorduk. Herkes elinde ne varsa pişirip ya da pişirmeden malzeme getiriyordu ve çok açlık hissetmiyorduk çünkü malzemelerimizin bitmesinde korkuyorduk. 

Binamızda yaşayan beş çocuklu bir aile vardı, onları  alıp sinagogun bodrumuna gittik. Sinagogda herkes birbirine yardım ediyordu ve yardıma ihtiyacı olan herkes oraya gelip orada kalabilirdi. Bombalamaların başlamasından yaklaşık dört gün sonra Çernigiv şehir merkezindeki belediye binasına saldırı yapıldı ve belki bu ilk işaretlerden biriydi Çernigiv’in neler yaşayacağıyla ilgili. Sadece askeri yerleri değil de sivillerin olduğu yerlere zarar vermeye başlamışlardı. Kızıl meydan Çernigiv için en merkezi yer, belediye binasının da içinde bulunduğu alan. Binaya yapılan saldırı pek başarılı olamamış çünkü bina hasar görmedi. Belki de çok acemi bir asker atış yapmıştır. Kızıl meydanın yakınında II. Dünya Savaşı öncesinde bile olan sinema binasına saldırıldı ve düşünebiliyor musun II. Dünya Savaşında beri kimse buraya dokunmamış, savaş varken bile bu bina hiç zarar görmemiş.

sinema Binasının Önceki ve Sonraki Hali

II. Dünya Savaşı öncesinden beri dokunulmamış Schors Cinema binasının öncesi ve sonrası

Hiç Rus tanıdıklarınla irtibata geçtin mi?
Birkaç tane Rus arkadaşım vardı ama hiçbiri benimle iletişime geçmedi. Eğer isteselerdi ne olduğuna dair bir fikirleri olabilirdi. Bizim yardıma ihtiyacımız vardı ve onların ne yaptıklarını Instagram’da paylaştıkları şeylerden görüyordum ve sanki hiçbir şey olmamış gibi eğleniyorlardı. Bunun üzerine bende onlardan bir tanesine yazmaya karar verdim. Attığım mesaja “siz nazisiniz” diye cevap verdi. İnanabiliyor musun? 

Sığınaktan ne zaman çıkmaya karar verdin?
Benim doğum günüm 28 Şubat ve hayatım boyunca hiç 22 yaşıma girerken bir savaşın ortasında olacağımı hayal etmemiştim. İki ülke arasında görüşmeler başladığında olaylar sakinleşmedi ve bombalama hep devam etti. Hayatımız siren seslerine bağlı oldu. Bir arkadaşım bana ülkeden çıkmayı teklif etti benim ehliyetim olduğu için ve onun arabaya ihtiyacı olduğu için bu martın ilk haftasında oluyor ve ben korktuğum için şehirden çıkamadım. Ne zaman fark ettiğimi bilmiyorum ama hemen gitmem gerektiğini anladığımda annem bana “Önce sen git, gittiğin yere ben geleceğim” dedi. 

Çernigiv’den ayrılmadan önce yakın bir köyde yaşayan dedemle irtibatımız kesilmişti. Köylerde ne elektrik, ne su, ne de internet vardı. Bu sırada bizimle birlikte sinagogda kalan büyükannemi bizimle şehirden çıkması için ikna edemedik, çünkü dedeme yardım etmek istiyordu. Ailelerin gençleri yollamamasını ve gençlerin evlerinden uzaklaşmak istemeyen yaşlıların yanında kalmasını anlayamıyorum, yaşamak için kaçmaları gerek.

 Çernigiv’den çıkmaya karar verdikten sonra nelerle karşılaştın?
Ben, köpeğim Partos’la Çernigiv’den çıkmaya karar verdim . Köpeğim daha iki yaşında ama Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’yi gördü. Çocuklu aileyle birlikte iki araba yola çıktık ve Kiev yakınları o sırada daha güvenliydi. Çernigiv’den Kiev normalde yaklaşık 1.5 saat sürer ama güvenli olmak için köy yollarından 8 saatte gittik ve Batı Ukrayna’ya (Çernovtsi) varmamız dört günümüzü aldı. Yollarda bizim askerlerimiz durma noktalarında bize, doğru yolları gösterdiler ve bu yollardan sapmamamızı söylediler çünkü bizim askerlerimiz yanlış yollara giren kendi vatandaşını da bir tehdit olarak görüp istemeden vurabilir.  Sonrasında gece kalacak yer bulmak için sosyal medyadan gönüllü yardım eden kişiler bulup onlara yazdık ve bir okula sığındık. Hava hala soğuktu ve kar yağıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam tarih 11 Mart’tı. Sonrasında Çernovtsi’ye ulaştık. Çernovtsi’de bir otelde kaldık, arkadaşlarımız bize yardım etti. Burası Kuzey Ukrayna’ya göre çok daha güvenliydi ve yollar da daha güvenliydi. 

Partos İstanbul Yolunda

Partos İstanbul yolunda (Fotoğraf: Marharyta Vasylenko)

Burada güvende olduğumu anlayınca annemi aradım ve yola çıkmasını söyledim. Amerika’ya giden haham, bize bir sürü kişinin telefonunu atıyordu ve onlarla yardım etmeleri için iletişime geçmeye başladık. Kimisi yardım edebileceğini kimisi etmeyeceğini, kimisi sadece çoçuklar ve annelere yardım edeceğini söyledi. İsrail Büyükeliçisi de bizim iletişim ağımızdaki kişilerden biriydi. Bize ulaşım için şoför ve otobüsler ayarlayacağını söyledi. Çernigiv‘de şehir merkezinde bir buluşma noktası ayarlandı ve oradan otobüsler kalkmaya başladı. Yahudiler için direkt İsraile giden otobüsler vardı.  Sadece yahudilere değil herkese yardım etmeye çalışıyorlardı. Listeler oluşturduk ve otobüslere bu listeleri verdik.  Tek seferde dört yüz kişiyi Çernigiv’den çıkarmaya başladık. Çoğu kişi için ilk durak Kiev’di çünkü buradan ülke dışına çıkmak için diğer şehirlere geçiş daha kolaydı ve tren yolları açıktı. Çernigiv’e giden yol için ‘Ölüm yolu’ diyorlardı çünkü yollar ne durumda kimse bilmiyordu. 

Şehirde kalanlar ihtiyaçlarını nasıl karşıladılar?
Bir gün Amerikalı bir kız, Dani bana ulaştı ve Çernigiv’e yardım etmek istediğini söyledi. Ben de ona ihtiyaç olan her seyin bir listesini attım. İki hafta sonra yardım tırı Çernigiv’ e ulaşmıştı. Bu sırada ben annemle birlikte Çernovtsi’deydim. Çernigiv ülkeye iki köprüyle bağlı bir şehir ve köprülerden birisi araçların gecemeyeceği bir durumda. Diğerini de bombaladılar. Bu yüzden Çernigiv’e ulaşan tır şehre giremedi. Bu sırada Çernigiv ülkedeki en tehlikeli yerlerden biriydi ve insanların yürüyerek gelen yardım paketlerini şehre taşımaları gerekiyordu. Çernigiv’deki körüler rus askerleri tarafından gözetim altındaydı yani o köprüden yürüyerek geçmek hiç güvenli değil. Ben şehirden ayrıldıktan sonra söyle bir olay olduğunu ögrendim; Bir aile Çernigiv’e ulaşmak için köprüden geçiyorken Rus askerleri arabayı vuruyorlar ve üç kişiden bir tek çocuk hayatta kalıyor. Çocuk, annesi ve babasını taşıyarak ikisini de ormanlık alana saklıyor, yürüyerek şehre geldikten sonra gönüllü askerlerden birine olanları anlatıp onlarla karşı tarafa geçip onları alıyor. Belki 16 yaşında bir çocuğun hayatında karşılaşıcağı en zor durum budur. Böyle zor durumlarda kalan çok fazla insan var.

Ulaşan yardım aracı ve Çernigivliler

Ülken şu an güvenli olsan geri döner misin?
Bir süre sonra evet çünkü Çernigiv çok güzel bir şehir. Her yer yeşil, 10 dakika yürüyerek bir parka gidebiliyorsun İstanbul gibi değil, her yere yürüyerek kolayca ulaşabiliyorsun. Hem de şehrin tam ortasında. Kafeler, restoranlar, alışveriş merkezleri var daha ne olsun?  

Savaş Öncesi Çernigiv

Detinets Parkı

Kendini bir göçmen olarak görüyor musun?
Türkiye benim için bir durak onun için ben bir göçmen değilim. İş bulup buradan gitmek istiyorum. Savaş başlamadan önce de planım Katar’a ya da Amerika’ya gitmekti. Onun için durmayacağım. Ben göçmen olmak istemiyorum, ülkemi seviyorum ama ülkem için canımı vermek istemiyorum. Şehrim çok zarar gördü, ölü bir şehir diyebiliriz ama biliyorum ki bir gün Çernigiv’e geri döneceğim. Şimdi değilse birkaç sene sonra, buna inanıyorum. Eğer bugün Ukrayna savaşı kazansa savaş yeniden başlayacak, o kişi ölene kadar.
 

Şimdiki planların ne?
Aslında buradan Katar’a gitmek istiyorum çünkü orada bir iş buldum fakat şu an önceliğim annem. Annemin bir sağlık sorunu var ve Türkiye’de sigortası olmayanlardan çok fazla ücret alıyorlar. Şu anda Avrupa’da Almanya gibi bazı ülkelerde Ukrayna vatandaşlarına sağlık hizmetleri bedava. Bunun için şu andaki ilk rotamız Almanya gibi görünüyor. Bu sorunu atlattıktan sonra istediğim her yere gidebilirim. Biliyorum ki bir gün Çernigiv’e döneceğim ve orayı çocuklarımın da görmesini çok istiyorum. 

(Söyleşide yer alan ve kaynak belirtilmeyen fotoğraflar Marharyta Vasylenko’nun üye olduğu Whatsapp gruplarından sağlanmıştır)

Yorum yazın