Gündem

Kalaşnikof: Sadece silah değil

Yazan: Abidin Önder Öndeş
The Guardian

Batı’yla Doğu’nun, egemenle ona direnenin kanlı mücadelesinin sembolü… Mucidi Mikhail Kalaşnikof’u önceki gün 94 yaşında yitiren AK-47, silahtan öte bir kimliğe dönüşmüştü.

Kalaşnikof sadece bir tüfek değil. O dünya tarihini değiştirmiş, simgeleşmiş bir silah. Modern çağın Ekskalibur'u. Hayatlar değiştirmiş alaycı bir yangın, canlar almış bir katil, milyonlarca kez satılarak üretici ülkelere milyar dolarlar kazandırmış bir nimet. Bu nedenle Kalaşnikof sadece bir silah değil . Kendine ait bir tarihi yaratmış lambadaki cin.

Çocuk yaşta edindiğim bir izlenim kafamda dolanır durur. Bir akşam haberi bu. Kötü bir çekimin el verdiği ölçüde “terörist” olduğu söylenen insanlar gösteriliyor televizyon ekranında. Ellerinde daha sonra binlerce kez daha göreceğim bir tüfek var. Sıraya dizilmiş bir halde dağın sırtı boyunca yürüyorlar.

Akranlarım kalaşnikofu muhtemelen ilk olarak bu haberlerde görmüş olmalı. Silah teknolojisiyle hiç ilgisi olmayan insanların bile tanıdığı ve belki de dünyada kılıçtan sonra en ünlü saldırı aracıdır kalaşnikof. Bu müthiş ve korkunç üne hayat veren mucit Rus Mikhail Kalaşnikof önceki 94 yaşında öldü. Ölmeden birkaç ay evvel bir muhabirin kalaşnikofu icat ettiği için pişman olup olmadığını sorması üzerine bu silahı vatanını korumak için geliştirdiğini söylemiş, herhangi bir pişmanlık duymadığını belirtmişti. Kalaşnikof pişmanlık duysun ya da duymasın, icat ettiği ve ülke bayraklarında sembol olabilecek kadar güçlü bir psikolojik etkiye sahip otomatik saldırı tüfeğini kimileri eşi bulunmaz bir kahraman, kimileri de azılı bir katil olarak görüyor.

Katilin avantajı

Kalaşnikofun kısa fakat etkili tarihini AK-47: The Story of a Gun (AK-47: Bir Silahın Hikâyesi) adlı kitabıyla mercek altına alan Micheal Hodges, dehşet saçan bu tüfeğin avantajlarını şöyle dile getiriyor:

“Kalaşnikofun gücü basitliğinden ileri geliyor. Sadece sekiz hareketli parçası var. Bu onu hem kolay kullanır kılıyor, hem de ucuz. Gerçekten çok kısa bir eğitimin ardından, çocuk ya da yetişkin herkes dakikada 650 mermi ateşleyebilecek düzeye gelebiliyor. AK-47 aynı zamanda bir dakikanın altında bir sürede tamamıyla parçalanabilir ve temizliği de bu nedenle çok kolaydır. Her iklim koşuluna rahatça uyum sağlar. Karda ya da çölde hiç fark etmez. İlginçtir ki bir AK-47 hemen hiç temizlenmemiş olsa bile, muhtemelen bir çatışmada rakibinizi baskı altında tutmanıza yetecek kadar performans gösterecektir.”

“O kendisine üç numara büyük gelen haki renkte pamuklu bir pantolon giyiyordu. Üzerindeyse Mickey Mouse'un resminin olduğu bir tişört vardı. Sağ elinde namlusunu kavradığı bir kalaşnikof tutuyordu.”

Robert Fisk,
(Pity Of Nation)

Bu nedenle bulunmaz Hint kumaşı olarak görülmüş olmalı ki geliştirildiği 1947'den beri 100 milyonun üzerinde satmış. Sadece Suriye'deki iç savaşta değil, geliştirilmiş ve modernize edilmiş muadilleriyle birlikte resmi olarak 80'e yakın ülkenin silah envanterinde yerini uzun yıllar önce almış. Yani bu 80 ülkede standart piyade saldırı tüfeği olarak erlere herhangi bir çatışma durumunda verilmesi öngörülen tüfek hâlâ AK-47.

Bir simge olarak kalaşnikof

Kalaşnikof aynı zamanda çok güçlü bir simge. Radikal İslamcı örgütlerin flamalarında gördüğümüz bu silaha, Mozambik'in Portekiz'e karşı verdiği sosyalist nüvelerde ihtiva eden bağımsızlık savaşında ya da Afganistan’ı işgal eden Sovyet askerlerinin ellerinde görebiliyoruz. Dünyanın dört bir yanında ve 60 yıldır.

Mozambik bayrağında süngü takılmış bir silüetinin yer aldığı kalaşnikof adeta modern çağın Zülfikar'ı (Hz. Muhammed'in Hz. Ali'ye armağan ettiği, ucu ikiye ayrılmış kılıç.) Özellikle de Ortadoğu'da çok sahiplenilen bir simge.

Son yüzyılın gerilla gruplarının fotoğraflarını anımsayın: Namluları havaya kaldırılmış silahlarla Arap gençler naralar atıyor. Bazı video görüntülerindeyse duvarda asılı duran AK-47'i düşman güçlere savaşın devam ettiğini bildirebiliyor. Ortadoğu bu kalaşnikof dilini yıllar önce yarattı. Ama sadece savaş jargonuyla sınırlı değil bu dil. Birkaç ay önce sosyal medyada yer alan, kalaşnikofla havaya kalp çizen Arap gencini anımsayalım. Ortadoğu'nun sadece savaşında değil, romantizminde bile var artık AK-47.

Silahını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim

Kalaşnikof kullanmak ya da kullanmamak sadece bir teknik bir tercih değil: Bir ülkenin AK-47 kullanıyor olması onun tarafını gösteren işaretlerden biri aynı zamanda. ABD ve Avrupa Birliği üye ülkeleri AK-47 kullanmıyor. Zira bugün Rusya, Çin ve İran gibi devletlerin silah envanterlerinde AK-47 çok önemli bir yer tutuyor. Taliban, Afganistan'da kalaşnikof kullanıyor. Kuzey Kore gençlere eğitimini bu silahla veriyor. Güney Kore ordusu Amerikan ya da Avrupa menşeli silahları tercih ediyor. Bu zıtlık aslında her şeyin özeti gibi. Türk Silahlı Kuvvetleri de AK-47 kullanmıyor. Özetle “silahını seç sana kim olduğunu söyleyeyim” diyor uluslararası ilişkiler pratiği.

En öldürücü kitle imha silahı
Kalaşnikof, aşağıdaki kronolojide eksik olan savaşlarda tahmini olarak  en azından 40 milyon insanın hayatından sorumlu. Bu veri kesinlik taşımıyor. Yine kesin olmamakla birlikte II. Dünya Savaşı'nda 40 milyon insanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu tahmin doğru ise ki kalaşnikof, son elli senede bir o kadar daha eklemiş üzerine.

Kısa kalaşnikof tarihi

AK-47: The Story Of a Gun ( AK-47: Bir Silahın Hikâyesi) kitabının yazarı Micheal Hodges, 1947'den sonra silahın kullanıldığı savaşları ve gelişim tarihini kısaca şöyle özetliyor:

1947 – Mikhail Kalaşnikof Sovyet Rusya için yeni saldırı tüfeği üretim yarışmasını kazanır.
1949 – Sovyet Rusya silahı aktif olarak kullanmaya başlar.
1956– Sovyet Rusya silahı dağıtımın ağını genişleterek Doğu Avrupaya taşır. AK-47 Sovyet Rusya tarafından Macaristan Bastırma Harekatında kullanılır. Çin Halk Cumhuriyetinde AK-47 fabrikası kurulur.
1959 – Mikhail Kalaşnikof silahı modernize ederek AKM varyasyonunu geliştirir.
1965 – Çin, Vietnam Komunist Güçlerine AK-47 gönderir. Rusya ve Çin'de gerçekleşen büyük bir kitle üretimiyle beraber silahın Ortadoğu ve Afrika satış oranları artar.
1967  -Mısır ve İsrail karşı karşıya geldiği Altı Gün Savaşlarında Mısır ordusu tarafında kullanılır.
1968 – İsrail ve El Fetih arasında gerçekleşen Karameh Savaşında kullanıldı.
1972 – Münih'te Kara Eylül. Bir grup İsrailli atletin Münih Olimpiyatları esnasında öldürülmesi olayında kullanıldı.
1973 – Birleşik Devletler Vietnam'dan çekiliyor. Vietnam güçlerince tüm savaş dönemi boyunca kullanıldı. Çin ve Rusya'nın yardımlarıyla AK-47'ler Vietnam ordusuna verilmişti.
1974 – Sovyet Rusya'da bir üst versiyon olan AK-74 geliştirildi.
1978 – AK-74'ün Doğu Avrupa'ya dağıtımı başladı.
1979 – Sovyet Rusya'nın Afganistan işgali. Sovyet askerleri AK-47 ve geliştirilmiş tipi AK-74 ile.
1983 – Sudan'da iç savaş'ta kullanıldı. 1989- Sovyetler Afganistan'dan çekiliyor.
1990 – I. Körfez Savaşı, Rusya'nın Irak'a sattığı AK-47'ler.
1990-1995 – Yugoslavya İç Savaşında tüm taraflarca kullanıldı.
1991 – Sovyetlerin çöküşü.
1993 – Mogadishu Savaşı. (Somali)
2001 – Birleşik Devletler Afganistan'ı işgal ediyor.
2003 – Birleşik Devletler Irak'ı işgal ediyor.

Yorum yazın