Gündem

“Amaç sansür ve ifade özgürlüğünü kısıtlamak”

Yazan: HaberVs

Bilgehan Aykul baykul@medyakronik.com İnternetin bir derya olduğunu, arama motoruna yazılan en masum sözcüğün hiç umulmadık sitelere ulaşım sağladığını artık herkes biliyor. Peki 23 Kasım’da yürürlüğe giren 5651 sayılı yasa bizi nereye kadar koruyacak, hangi noktada suçlayacak? İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Özgür Uçkan, yapılan yasal düzenlemelerin öteden beri TCK’da yer aldığını ancak yeni çıkan yasa […]

Bilgehan Aykul

baykul@medyakronik.com

İnternetin bir derya olduğunu, arama motoruna yazılan en masum sözcüğün hiç umulmadık sitelere ulaşım sağladığını artık herkes biliyor. Peki 23 Kasım’da yürürlüğe giren 5651 sayılı yasa bizi nereye kadar koruyacak, hangi noktada suçlayacak? İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Özgür Uçkan, yapılan yasal düzenlemelerin öteden beri TCK’da yer aldığını ancak yeni çıkan yasa ile eski düzenlemelerin işlevsiz hale getirildiğini söylüyor. Anlaşılan o ki, yasal uygulama konusunda herkesin kafası karışık. Belirsizlikler soruları da beraberinde getiriyor. Uçkan, “Esas sorun neyin yasal neyin yasal olmadığına karar verecek kişiden kaynaklanıyor” diyor. Çünkü neyin çocuk pornosu sayılacağına, nelerin intihara yönlendireceğine, neyin müstehcenlik içerdiğine ve nelerin kumardan sayılacağına bir kurumun başındaki idari müdür karar verecek. Bu kurum da Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı. Karar vericinin neleri göz önüne alarak ve nasıl bir bakış açısıyla hareket edeceğini kestirmek ise mümkün değil. Uçkan, yasanın durumunun da muğlak olduğunu söylüyor. Uçkan’a göre yasanın tartışmaya açık birçok tarafı olduğu gibi niteliksel tutarsızlıkları da söz konusu. Uçkan durumu şöyle bir örnek vererek açıklıyor: “Neyin sanat olduğunu bilmeyen biri ihbar hattını arayıp ihbarda bulunacak fakat ihbar ettiği sitenin çıplak kadın resimleri çizen bir ressama ait olduğunu bilmeyecek. Ya da Metallica’nın sitesi insanları intihara sürükleyebileceği gerekçesiyle şikâyet edilebilir. Bu ve bunun gibi birçok nedenden ötürü davalar açılacak, bazı siteler kapanacak bazıları sansürlenmiş bir şekilde yayın hayatına devam edecek.”


“Bugün seks içerikli siteler, yarın…”

Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne adaylık sürecinde henüz “Uluslararası Siber Suçlar Kanunu”nu imzalamadığını ve hızla polis-devlete gittiğimizi söyleyen Uçkan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Amaç sansür ve ifade özgürlüğünü kısıtlamak. Mesela AIDS hakkında bilgi almak için Google’a ‘seks’ yazarsın. Anahtar kelimeyi yanlış girdiğin için sayfa açılmaz. Durum daha da kötüye gidebilir. Basın kanunu da birçok sansürü içerecek, istediğin haberi, istediğin şekilde koyamayacaksın, çünkü internet polisi seni yakalayacak.”

Hukuk devletinin asıl yükümlülüğünün halkını korumak olduğunu söyleyen Uçkan, bugün seks içerikli görüntüleri sansürleyenlerin yarın muhalefeti susturabileceğinin de altını çiziyor.

Yorum yazın