Genel

Artık DHKP-C’nin “dayı”sı yok

Yazan: HaberVs

Medyakronikinfo@medyakronik.com Yıllardır aranan, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) örgütü lideri Dursun Karataş kanser tedavisi gördüğü Hollanda’da dün (11 Ağustos) öldü. Hakkında daha önce de çok defa ölüm haberleri çıkan ancak yalanlanan Karataş’ın hayatını kaybettiği örgüt tarafından açıklanan bir bildiriyle doğrulandı. Karataş’ın ölüm haberini “Komutanımız, önderimiz, dayımızı yitirdik” başlıklı uzun bir bildiriyle duyuran örgüt yaptığı […]

Medyakronik
info@medyakronik.com

Yıllardır aranan, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) örgütü lideri Dursun Karataş kanser tedavisi gördüğü Hollanda’da dün (11 Ağustos) öldü. Hakkında daha önce de çok defa ölüm haberleri çıkan ancak yalanlanan Karataş’ın hayatını kaybettiği örgüt tarafından açıklanan bir bildiriyle doğrulandı. Karataş’ın ölüm haberini “Komutanımız, önderimiz, dayımızı yitirdik” başlıklı uzun bir bildiriyle duyuran örgüt yaptığı açıklamada, “Önderimiz 10 yıldır kanser tedavisi görüyordu. Hastalığı bir günde ortaya çıkmadı. Ağır işkencelerin, uzun tutsaklık yıllarının, onlarca kez girilen açlık grevlerinin, ölüm oruçlarında geçirilen tüberkülozların, sürgün yıllarındaki zorlukların; kısacası, faşizmin ve emperyalizmin baskı ve kuşatması altında geçirilen 38 yılın sonucuydu sağlığını kaybetmesi. Son 6 güne kadar da görevinin başındaydı. Kendi ölümü dahil, her şeyi planladı” ifadeleri kullanıldı.

Cenaze töreni İstanbul’da

Dursun Karataş’ın avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik ve Ebru Timtik ile ağabeyi Neşat Karataş ile birlikte buün (12 Ağustos) TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Avukat Tanay, Dursun Karataş’ın dün saat 05.00’te Hollanda’da hayatını kaybettiğini belirterek, ailesi ve avukatları olarak cenazenin Türkiye’ye getirilmesi için girişimlere başladıklarını söyledi. Dursun Karataş’ın İstanbul’a gömülmesi konusunda ailesinin karar verdiğini belirten Tanay, “Henüz takvim net olmadığı için net şeyler söyleyemiyorum, ama adli işlemler devam ediyor. Onlar netleştiğinde kamuoyuyla ilk elden paylaşacağız. Karataş’ın ölüm nedeniyle ilgili Hollanda adli makamların işlemleri devam ediyor” diye konuştu. Karataş’ın vatandaşlığının kaybettirilmediğini, defin konusunda Türkiye’deki bürokrasinin hem de adli teşkilatın çıkaracağı bir sorun olmadığını ifade eden Tanay, “Bu nedenle Türkiye’de herhangi bir adli teşkilata ya da bir sivil bürokrasiye bu açıdan başvuru şartımız yok. Böyle bir durum içinde değiliz. Zaten burada defin konusunda herhangi bir problem yok. Anadolu insanının gelenekleri çerçevesinde kendisi defnedilecektir. Ailenin aldığı karar budur. Umarız bu bir gerilim konusu yapılmaz” diye konuştu.

Hakkında açılan tek dava var

Dursun Karataş hakkında Türkiye’de görülen Dev-Sol ana davası bulunduğunu, bu davanın Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürdüğünü, 2004 yılında Yargıtay’ın bozması sonucunda dosyanın tekrar görülür hale geldiğini anlatan Tanay, “Müvekkilimizin Türkiye’deki yargılaması sadece gerçek anlamda Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndedir. Aynı zamanda Interpol aramalarını kolaylaştırmak için elde tutulan açık soruşturmalar ve davalar var ama bunlar gerçek davalar değil. İade durumunda bir sıkıntı yaşamamak için yargının elinde tuttuğu dosyalar var. Ancak bizim takip ettiğimiz gerçek manada Türkiye’de tek dosya var. Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Dev-Sol ana davasıdır. Müvekkilimizin Türkiye’de kanıtlanabilir herhangi bir suçtan mahkumiyeti bulunmamaktadır. Müvekkilimiz hakkında Türkiye’deki ulusal yargı organları yahut uluslararası bir mahkeme tarafından ‘terör’ veya ‘terörist’ sıfatıyla verilmiş herhangi bir karar bulunmamaktadır. En son Brüksel’de yargılama sürüyordu, ancak beraatle sonuçlandı. Müvekkilimiz hakkında kanıtlanabilir bir suçlama yok” dedi.

Herkesin peşinde olduğu örgüt lideri

Dursun Karataş 1953 yılında Elazığ’da doğdu. Gençlik yıllarında Devrimci Yol hareketi ve Dev-Genç örgütü içinde yer aldı. Dursun Karataş 1978 yılında Devrimci Yol’dan ayrılarak İstanbul Teknik Üniversitesi Derneği’nde Devrimci Sol fraksiyonunu kurdu. Örgüt, o dönemde eski başbakan Nihat Erim ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak’ı öldürdü. 12 Eylül harekatından sonra 30 Eylül 1980 tarihinde yakalanan Karataş, 3 Kasım 1980’de tutuklandı. Yargılanma sonucu idama mahkum oldu, cezası müebbete çevrildi. 9 yıl cezaevinde kalan ve bu süre içinde örgütü cezaevinden yöneten Karataş, 25 Ekim 1989’da Bayrampaşa Cezaevi’nden, örgütün ikinci ismi Bedri Yağan’la birlikte firar etti. Avrupa’ya kaçtı ve bugüne kadar Almanya, İngiltere, Fransa, Yunanistan, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde, sahte kimlikle ve kaçak olarak yaşadı. Örgüt 1994’de siyasi temeli olan Mahir Çayan liderliğindeki THKP-C’den esinlenerek DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi ve Cephesi) adını aldı. Karataş, 9 Eylül 1994’de Fransa’da yakalandı ve dört ay cezaevinde kaldıktan sonra 26 Ocak 1995 tarihinde serbest bırakıldı. “Binbirsurat” veya örgüt içindeki adıyla “Dayı” olarak bilinen Dursun Karataş İnterpol tarafından 174 ülkede yaklaşık 150 ayrı suçtan aranıyordu. Karataş’ın talimatıyla düzenlenen eylemlerde, 95 emniyet mensubu, 29 asker, 85 vatandaşın öldürüldüğü, 378 güvenlik görevlisi ve vatandaşın yaralandığı öne sürülüyor. Karataş’ın ölüm emrini verdiği yüzlerce kişi arasında eski başbakanlardan Nihat Erim, eski Gümrük Bakanı Gün Sazak, eski MİT Müsteşarı Hiram Abas, Özdemir Sabancı, emekli orgeneraller Adnan Ersöz ve Hulusi Sayın, emekli ora Kemal Kayacan, emekli yarbay Ata Burcu, eski Adalet Bakanı Mehmet Topaç, eski DGM Başsavcısı Yaşar Günaydın bulunuyor.

Yorum yazın