Türkiye 2021 snooker genel klasmanında ikinci sırada yer alan, 2018 ve 2020 Türkiye şampiyonu Enes Bakırcı, HaberVesaire‘nin sorularını yanıtladı.
Avrupa’nın en çok ilgi gören beş sporu arasında gösterilen bilardo, kabaca cepli (delikli) bilardo ve cepsiz (deliksiz) bilardo olmak üzere iki temel gruba ayrılıyor.
Cepli bilardonun en popüler iki dalından pool bilardo (Amerikan bilardosu olarak da anılır) 15 topla oynanıyor. 22 topla oynanan snooker ise en çok Britanya’da rağbet görüyor. Cepsiz
bilardo ise daha ziyade üç bant bilardo olarak anılıyor ve üç topla oynanıyor.
Bilardonun, her biri kendine özel kurallarla oynanan üç çeşidi de Türkiye’de takip ediliyor. Türkiye Bilardo Federasyonu 2019 verilerine göre Türkiye’de üç bant genel klasmanındaki sporcu sayısı 1389. Pool bilardo genel klasmanında ise 182 sporcu yer alıyor.
Yine Türkiye Bilardo Federasyonu (TBF) organizasyonunda 2014’ten beri düzenli müsabakalar düzenlenen snooker, bilardo sporunun Türkiye’deki en genç dalı. 80 sporcunun kayıtlı olduğu bu dalın en genç şampiyonu ise 2018’de 22 yaşındayken bu başarıya ulaşan Enes Bakırcı (26).
Aynı başarıyı 2020’de tekrar eden Bakırcı, 2021’deki Türkiye Şampiyonası finalinde karşılaştığı İsmail Türker’e (32) yenilerek ikinci sırada yer bulmuştu. Bakırcı, Türkiye 2021 snooker genel klasmanında 480 puanla, 550 puandaki Türker’in ardından ikinci sırada yer alıyor.
HaberVesaire‘den Bahri Ak, Almanya’nın Essen kentinde yaşayan Enes Bakırcı ile görüştü.
BA: Snooker oynamaya nasıl başladın? Hayatının hangi aşamasında “ben profesyonel olarak bu spor ile uğraşacağım” dedin?
Arkadaşlarımla kafelere gidip bilardo oynardık. Önceden kuralarını bile bilmezdik ve kahve usulü, nasıl oynanırsa öyle oynardık. Bir gün, her zaman gittiğimiz mekanda tüm bilardo masaları doluydu. Ancak yan taraftaki snooker masaları boştu. Bu tesadüfle birlikte snooker oynamaya başlamış oldum.
EB: Herkesin yaptığı sporda bir idolü vardır. Senin Snooker’daki idolün kim?
2012’deki dünya kupasında Neil Robertson ve Ronnie O’Suluvian maçını unutamıyorum. O maç benim snooker ile yakından ilgilenmeme neden olmuştur. Eurosport’ta yayınlanıyordu. Robertson’un o karizmatik duruşu ve şık giyimi beni çok etkilemişti.
Ronnie O’ Sullıvian sence de dünyanın en iyi oyuncusu mu?
Ben Ronnie’yi takip etmeyi seviyorum. Fakat kendisi bana göre en iyi değil. Tabii bu göreceli bir kavram. Kendisi bu spora profesyonelce yaklaşmıyor ancak oyuncu olarak tabi ki dünyanın en iyi oyuncusu olduğunu söyleyebilirim.
Sen iki defa Türkiye şampiyonu oldun. Genç yaşta gelen şampiyonluklar sporcunun üzerinde baskı yaratabilir. Üzerinde baskı hissediyor musun?
2021’deki şampiyonaya kadar herhangi bir baskı hissetmedim. Ancak o yıl, kendimi baskı altında hissettiğim için finalde İsmail Türker’e karşı kaybettim. Uzun zaman sonra baskı yaşamamın sebebi özel hayatımdaki işlerdi. Bu süreçte antrenmanları düzenli yapsam da istediğim kadar odaklanamadım. Bazı eksiklerim ortaya çıktı ve formum geriye gitti. Favori olduğum turnuvada kazanamadığım için kendimi kötü hissettim. Turnuvayı izlemeye gelen federasyon yetkilileri orada olduğu için strese girdim. Özetle ben negatif bir baskı yaşadım.
2018 Türkiye Şampişonası finalinde müthiş geri dönüşün ve 2020 yılındaki maç serisi ile büyük iz bıraktın. Bunun hakkında ne söyleme istersin?
2018’deki 0-3’ten 4-3’e getirdiğim maç için kariyerimdeki en büyük geri dönüş diyebilirim. Çünkü 0-3 gerideyken hata yapma şansım yoktu. İsmail Türker çok iyi oynuyordu. 3-0 a kadar sonra mola verildi. Ben koltuğuma oturdum ve gözlerimi kapatıp şunu düşündüm: “Ben buraya 3 bin kilometre uzaktan geldim. Kazanmadan dönmeyeceğim.” Maç tekrar başladı ve üçüncü frame’i de alınca gerisi geldi. Müthiş bir histi, kelimeler ile açıklayamam. Hatta son siyah topu da istemediğim bir cebe düşürdüm (şanslı atış) oldu. [BA: Her maç, turnuvanın formatına bağlı olarak değişen sayıda frame (çervçeve) üzerinden oynanıyor. Örneğin dokuz frame üzerinden oynanan bir maç, taraflardan biri beşe ulaştığında sona eriyor. Her bir frame’i kazanmak için ise, rakibinin yetişemeyeceği bir puana ulaşmak gerekiyor.)
Dünya Snooker Federasyonu ve Türkiye Bilardo Federasyonu işbirliği ile Mart 2022’de Antalya’da gerçekleşen Nirvana Turkish Master’a katıldın. Böylesine prestijli bir organizasyonun parçası olmak senin için nasıl bir duyguydu?
Avrupa’da birçok turnuvaya katıldım ama oradaki oyun buradakilerle kıyaslanamaz. O profesyonel sahneye çıkıldığında işler inanılmaz değişiyor. Çok ince detaylar mevcut. Örnek verecek olursam oyuncuların tarzı, oynanılan masanın güzel olması gibi etkenler kaliteli olduğunu fazlasıyla belli ediyor. Benim o ortama adapte olmam çok zor oldu ancak bu bana tecrübe kazandırdı. Orada bulunmuş olmak müthişti. Seneye turnuva tekrar düzenlenecek, umuyorum ki ben de katılmaya hak kazanıp ülkemi başarılı bir şekilde temsil edebilirim.
Bir sonraki Türkiye şampiyonasına katılacak mısın? Ve nerede ne zaman gerçekleşecek?
Bizim için takvimdeki en önemli turnuva Türkiye şampiyonası. Buna katılmak çok önemli çünkü o şampiyona sezonun mili takımını belirliyor. Türkiye şampiyonası Ekim’de üç etaba bölünerek yapılacak. İlk iki etap grup aşaması sonrasında ise elemeler oynanacak. Biz ise genel klasmanda İsmail Türker ile ilk ve ikinci sırada olduğumuz için doğrnudan son aşamaya katılacağız. Kasım ayında da dünya şampiyonası olacak. Snooker izlemek isteyenleri bekliyoruz.
Snooker son birkaç senede Türkiye’de ciddi şekilde takip edilmeye başlandı, ancak hâlâ geniş bir kitle tarafından bilinmiyor. Sence bu sporun gelişmesi için ne yapılabilir?
Bu spora yabancı değiliz. Bilardo bu işin çatısı ise bunun alt dalları üç top, snooker ve pool bilardodur. Özellikle üç top Türkiye’de çok popülerdir. Bilardo Federasyonu’ndaki insanları tanıyıp turnuvaya katılanları gördüğüm için üç top müsabakalarına katılımın yüksek olduğunu söyleyebilirim. Ancak takip eden kişi sayısı düşüktür. Snooker da ise tam tersine soprcu sayısı yüksek değil fakat takip eden kişi sayısı çok fazladır. Semih Saygıner’in katıldığı bir programda bir izleyici “Ben üç topu takip etmiyorum ama snooker’ı Eurosport’tan izliyorum” demişti. Bu sözden sonra Türkiye’de snooker izleyicisi olmasına Saygıner çok şaşırmıştı. Umarım federasyonumuz ve başkanımız Ersan Ercan daha fazla çalışma yapar ve bu spor daha çok gelişir.
Türkiye’de bilardo denince akla ilk gelen sporcu Semih Saygıner. Sen de onun seviyesine çıkabileceğini düşünüyor musun?
Çok büyük bir isimden bahsediyoruz, onun seviyesine çıkabilir miyiz? Bilmiyorum. Umarım çıkabiliriz. Ben onu seve seve takip ediyorum. Ve konuşmalarını dinliyorum. Onun hikâyesi bambaşka, hiçbir şeyi yokken kendi çabası ile bu seviyeye çıkmış birisi. Saygımız sonsuz ancak benim o seviyeye gelmem için o yaşlarda snooker’a başlamak zorundaydım. Çok geç başladım bu spora fakat bu asla bahane olmasın, umarım onun seviyesine gelebiliriz.
World Snooker Tour’a Çin’den 23 sporcu katılıyor. Bu İngiliz sporculardan sonraki en yüksek sayı. Ayrıca bu spor Çin’de inanılmaz gelişiyor ve yaklaşık 50 milyona yakın kişi snooker ile ilgileniyor. Sen ileride bu spora Çinin damga vuracağını düşünüyor musun?
Çin bu spora 20 sene önce yatırım yapmaya başladı. Şimdi ise bunun meyvelerini topluyor. Zhao Xintong ve Yan Bingto gibi genç yaşlarında çok başarı elde eden sporcuları var. Ben onların en üst klasmana çıkmadan önceki oynama tarzlarını takip ediyordum. Stilleri net ve güzeldi. Onların bu noktaya geleceği belliydi. Zhao Xintong’un Sullivan’a karşı bir maçı var. Üç kere 100’lük attığı maçı kaybetti ama Ronnie bile “Bu çocukta büyük bir yetenek var” dedi. Kendisi UK Champions ve German Master gibi çok büyük turnuvaları kazandı. Çin ilerleyen zamanda bu spora damga vuracak. Aslında Çin özelinde bakmamak lazım, snooker Asya ve Uzak Doğu’da çok gelişecek.
Çocuklarını bu spora yönlendirmek isteyen ailelere ne söylemek istersin?
İlk başta hangi spor olursa olsun çocuk annesini ve babasını yanında ister. Çünkü o sporda ilerlemesi için ebeveyn çok önemlidir. Bu spora başladığımda 16-17 yaşlarındaydım ve artık çocukluk dönemim bitmişti. Kendi ayaklarımın üstünde duruyordum. Annem ve babam çok yanımda olamıyordu. Oysa bu spora 11-12 yaşlarında başlayan çocukların ailelerinin hep onların yanında olduğunu gözlemleliyordum. Ailelerin snooker’a heves duyan çocukların yanında olması, destek vermesi gerek. Çünkü bu bir takım sporu değil tamamen bireysel bir spor.