Sanat

Budala Sultan'dan Kandilli Türbe Çıkmazı

Yazan: Cansu Topsakal
Cansu Topsakal

“Kendin ol, kendinden vazgeç, ötekini anla!” Kandilli Türbe Çıkmazı performansı 17 ve 25 Nisan'da Beyoğlu Hayal Perdesi'nde

Kandilli Türbe Çıkmazı” performansı ilk olarak geçtiğimiz haziran ayında “Arada Disiplinlerarası Sanat Festivali”nde sergilendi. Festivalin temasının “Keşif” olduğunu duyan Budala Sultan Kolektifi, performanslarının kendi ritüeli içinde zaten bir keşif olduğunu hesaba katarak İstanbul’da oyunlarını sergilemek için keşfe çıktı. Ayvansaray’da surların içinde bir harabeye rastladılar. Harabenin olduğu sokağın adı Kandilli Türbe Çıkmazı’ydı. Ayvansaray’ın farklı dokusunda tekkeler, türbeler, kiliseler arasında kalmış bir harabenin adını   performanslarına verdiler…

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü mezunu Şafak Ersözlü ve Medya Bölümü mezunu Bahar Nihal Ersözlü’nün kurduğu Budala Sultan Kolektifi’nin Kandilli Türbe Çıkmazı performansı 17 ve 25 Nisan’da Hayal Perdesi Beyoğlu’nda sahnelenecek.

Şafak Ersözlü, performansta, gerçekle ilişki kurmak için birilerinin aracılığına ihtiyacımız olup olmadığını sorguladıklarını söylüyor. “Bir takım dini liderlere, gurulara, yaşam koçlarına, kişisel gelişim uzmanlarına, NLP uzmanlarına, sürekli doğruyu göstermeye çalışan müftülere, papalara, astroloji uzmanlarına gerçekten ihtiyacımız var mı” sorularına cevap aradıklarını ifade eden Ersözlü, kendilerinin de bir tür “aracı” olduğunu belirtiyor ve hemen arkasından ekliyor: “Evet biz de bunları insanlara anlatmaya çalışırken aracılık yapıyoruz ama bizim herhangi dini bir unvanımız yok, sokaktaki adam olarak bununu yapmaya çalışıyoruz”.

Kandilli Türbe Çıkmazı ekibi
Konsept, reji, dramaturji: Şafak Ersözlü
Performans: Metehan Kayan, Su Güzey, Can Kandara
Ses Tasarım, Performans: Utku Öğüt,  Tolga Ayıklar
Görsel Tasarım, Performans: Nihan Şişli
Metin: Bahar Nihal Ersözlü
Işık Tasarım: Utku Kara

Şafak Ersözlü, “Kurumsallaşmış yapıların arasında kendi ritüellerimizi, kendi dinselliğimizi arıyorsak, performansın da bu harabede oynanması gerektiğini düşündük. Sokağın adını bu yüzden performansa verdik” diyor. Performansı ilk sergilediklerinde mekanın çok ön planda bulunduğunu, oyunun biraz geri planda kaldığını anlatan Ersözlü, Beyoğlu Hayal Perdesi’nde oyunun yapısal anlamda güçlendiğini söylüyor. Oyunun birkaç evreden oluştuğunu belirten Ersözlü, bu aşamaları şöyle sıralıyor:
“Kendim oluyorum, kendim olduktan sonra kendimden vazgeçiyorum, vazgeçtikten sonra ötekini anlıyorum”.

Oyunda bunu kendilerine özgü bir şekilde gerçekleştiren üç performans sanatçısı var. Ayrıca giriş bölümünde dileklerini mikrofona söylemesi istenen seyirciler de oyuna dahil ediliyor.

Performansta seyircinin mum yaktığı ve dilek dilediği bir bölümde, hiçbir kültüre gönderme yapmadıklarına dikkat çeken Ersözlü, kiliselerde mum yakıldığını, eskiden Bektaşi dergahlarında da mum yakıldığını, ancak performansta hiç bir şekilde bu uygulamalara atıfta bulunmadıklarını vurguluyor.

Yorum yazın