Gündem

Cemal Uşak: “Başbakan ismimizi doğrudan söylemediği sürece üzerimize alınmayız”

Yazan: Abidin Önder Öndeş
agos.com.tr

Cemal Uşak’a göre iktidar, Cemaat'in düşman olduğuna inandırılmış. Ama Başbakan Erdoğan doğrudan söylemediği sürece Cemaat, “Dış güçlerin Türkiye’deki yardımcıları” sözünü üzerine almayacak.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Mütevelli Heyeti Üyesi Cemal Uşak’a göre Başbakan Tayyip Erdoğan, “Dış güçlerin Türkiye’deki yardımcıları” sözüyle Gülen Cemaati'ni kast etmiyor. Erdoğan’ın sözlerinden niyet okuması yapamayacağını söyleyen Uşak, “Tayyip Bey’de çok sarih söylemediği müddetçe bu ithamları üzerimize almayız” görüşünde.

Silahtarağa Cemiyeti’nin davetiyle “Hizmet Hareketi” konulu toplantıda  İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğrencilerle bir araya gelen Uşak, 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk operasyonunda Gülen Cemaati’nin parmağı olduğunu söyleyenlerin yanıldığını dile getiriyor: “Ortada bir yolsuzluk iddiası varken, bu operasyonu Cemaat’in yaptığını söylemek iftiradır.

“Soruşturma açılabildiğine göre savcıların elinde çok kuvvetli belgeler var”

İşin ucunun bakan çocuklarına kadar uzandığı bir soruşturmanın gerçekleşmesinin Türkiye şartlarında kolay olmadığını da belirten Uşak “Bu nedenle yargının kendisini moral olarak güçlü hissetmesi lazım. Ama bu soruşturma açılabildiğine göre savcıların elinde çok kuvvetli belgeler olduğu muhakkak. Aksi takdirde bunu yapan kişi Türkiye şartlarında başına ne geleceğini çok iyi bilir. Eğer bir ihbar gelmişse ve bunun dayanakları varsa, bu yönde bir soruşturma yapmamak görevi kötüye kullanmaktır. Burada öncelikli muhatap kolluk kuvveti değil, savcıdır” diyor.

Gülen Cemaati lideri ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı Fethullah Gülen’in yolsuzluk ve Emniyet’teki atamalar için beddua etmediğini de sözlerine ekleyen Uşak, Gülen’in bedduasının nedenini uzun bir sürece dayandırıyor:

“Bu beddua yolsuzluk ya da emniyetteki atamalarla ilgili değil. Birkaç senedir devam etmekte olan tasarrufların, uygulamaların üzerine edilmiş olduğunu düşünüyorum o bedduanın.”

Fotoğraf: Harun Şahnacı

Fotoğraf: Harun Şahnacı

“İktidar Cemaat’i düşman görüyor”

İktidarın son birkaç senedir cemaati kendisine düşman gördüğünü ve buna inandırıldığını söyleyen Uşak, “Otorite adeta iki üç senedir şuna inandırılmış: Bu hareket ya da bu camia benim düşmanım. Bana tavır alıyor. İktidar emniyetteki, yargıdaki kişilerin kendisine karşı tavır aldığını düşünüyor.  Şu ana kadar yüzlerce, belki binlerce öğretmen, polis, bürokrat, yargı mensubu hallaç pamuğu gibi oradan oraya tayin ediliyor, görevden alınıyor.  Mesela birçok kez doğuda görev yapmış kimi memurların tekrar tekrar doğuya sürülmesi Hoca Efendi’yi de rahatsız etti. Asıl mesele otoritenin camiayı düşman telakki etmesinden ileri geliyor” dedi.

“Artık Roboski’ye karşı da duyarlı olunacaktır”

Cemal Uşak, Roboski (Uludere) Katliamı konusunda da bir beddua beklenildiğinin sorulması üzerine ise şunları söylüyor:

“Ben bu katliamı kendi adıma açıkça lanetliyorum. Olayların olduğu ilk günlerde bir televizyon programında duygularımı ifade etmiştim. Bu bir cinayettir. Bu 34 tane masum insanın kelimenin tam anlamıyla sebebi ne olursa olsun katledilmesidir. Bunu ben kendi adıma bulunduğum zeminlerde dile getireceğim. Evet, Hocaefendi bunu o yıllarda dile getirmedi.  En azından ben bu yönde bir eleştirisini anımsamıyorum. Bundan sonra bu konuda daha dikkatli olunacaktır.

“Gülen ‘otorite’ sözüyle İsrail’i değil hükümeti de kast ediyor

Uşak, Mavi Marmara olayından sonra Gülen’in “Otoriteden izin alınmalıydı” açıklamasının hatırlatılması üzerine şunları dile getiriyor:

“Hocaefendi üzüntüsü belirten bir taziye ilanı vermişti o olay olduktan sonra. Ayrıca o günlerde geceler boyu gözyaşı döktüğünü biliyorum. Otorite kavramı yanlış anlaşıldı ve hâlâ yanlış anlaşılıyor. Otorite dendiği zaman neden sadece İsrail kast edilmiş oluyor? Hoca orada Türkiye Cumhuriyeti yetkililerini kastetmiş olamaz mı? Sonuç itibariyle Mavi Marmara’da, bir yardım kuruluşu, bir siyasi ambargoyu, Türkiye’nin imzası olan bir ambargoyu delme hareketinde bulunuyor. Bu nedenle Hocaefendi ‘otorite’ dedi diye İsrail dostu,  İsrail ajanı demek doğru olmuyor. İsrail sadece İsrail’den ibaret değil gerçeğini unutmamalıyız. İsrail ile karşı karşıya mücadele etmeyi tercih etmemek İsrail dostu olmak anlamına gelmez.”

Müslüman Müslümana beddua eder mi?

Etkinlikte zaman zaman İslami konulara da yer verildi. Müslümanın Müslümana beddua edemeyeceğini dile getiren bir katılımcıyla aynı görüşü paylaşmadığını belirten Uşak, örnek olarak bazı hadisleri gösterdi: “Ben hadislerde birçok kez ‘lanet’ okunduğunu söylemeliyim. Peygamberin beddua anlamında sayılabilecek ve Müslümanlara yönelik söylediği birçok hadisi vardır. Rüşvetçiye lanet olsun, hırsıza lanet olsun, ihtiyaç olmadığı halde evinde köpek besleyene lanet olsun, misaller arttırabilir.”

Fatih Üniversitesi

Bir katılımcının Cemaat’e yakın olarak nitelenen Fatih Üniversitesi’ne geçtiğimiz senelerde başörtülü öğrencileri kabul edilmediğini dile getirmesi üzerine ise Uşak, bunun kalp kırıcı bir uygulama olduğu dile getiriyor: “ Kabul ediyorum. Bilgi Üniversitesi’nin ilk rektörü Asaf Savaş Akat’tır. Bilgi’de o yıllarda çok az başörtülü vardı. Asaf Savaş bu sayının artması için mücadele etti. Buna bakacak olursak Fatih Üniversitesi’nin başörtülü öğrenci kabul etmemesi gerçekten çok kalp kırıcıdır. Ama şunu da belirtmeliyim ki Fatih Üniversitesi bir sene boyunca kapalı kaldı. O sırada Fatih Üniversitesi’ne bir baskı vardı. Arkadaşlar bu mazerete sığınmış olabilirler. Hatırlayacak olursak YÖK’ün Fatih Üniversitesi’ni kapatma kararının nedeni başörtülü öğrenci okutuyor olmasıydı.”

Yorum yazın