Manchester City ve Liverpool arasındaki rekabet son yıllarda İngiltere Premier Ligi‘nin zirvesini de işgal ediyor. Zirveye yerleşen bu rekabette en çok, futbol anlayışları kadar iddialı karakterleriyle de takip edilen iki takımın renkli teknik direktörleri, Pep Guardiola ve Jürgen Klopp ön plana çıkıyor.
Şampiyonun, ligin son haftasının son 10 dakikasında belli olduğu ve City’nin tıpkı 2018/2019’da olduğu gibi ipi sadece bir puan farkla göğüslediği bir sezonun ardından açıklanan Erling Haaland ve Darwin Nunez tranferleri iki takım arasındaki rekabeti daha da yüksek bir seviyeye taşıyacak gibi görünüyor. Ancak bu transferleri değerlendirmeden önce iki takımın, daha doğrusu iki teknik adamın tercihleri arasındaki benzerliğe değinmek istiyorum.
Geride bıraktığımız sezonda her ikisinin de 9 numara kullanmadığını söyleyebiliriz. Guardiola’nın Barcelona döneminde Messi‘yi kullandığı rolle öne çıkan “sahte 9” (false nine) rolü günümüzde bir hayli popüler. İki teknik adam da oyun kurgusunda net bir santrafor kullanmadılar.
Her iki takım da sahaya 4-3-3 dizilişiyle çıkıyor. Kırmızıların ileri üçlüsünün ortasında genelde Diogo Jota‘yı, bazen de Roberto Firmino‘yu gördük. Ayrıca ligin ikinci yarısında Luis Diaz takıma katıldıktan sonra Klopp’un Luis Diaz’ı sol öne koyarak Sadio Mane‘yi ortaya çektiğine de dönem dönem şahit olduk.
Mavilerde de durum çok farklı değildi. City’de de “sahte 9” rolünde, daha sık Bernardo Silva olmak üzere, Phil Foden ve Jack Grealish gibi orta saha menşeili isimleri gördük. Gabriel Jesus‘u ise daha çok sağ kenarda izledik.
Nefes nefese geçen ve adeta fotofinişle biten sezonun ardından iki kulüp de yüksek meblağ ödeyerek takımlarına net santrafor transfer etmiş oldu. Manchester City, 21 yaşındaki Norveçli golcü Haaland için Borussia Dortmund‘a oyunucuyu serbest bırakma bedeli olarak 75 milyon euro öderken, Liverpool 22 yaşındaki Uruguaylı golcü Darwin Nunez’in bonservisi için Benfica‘ya 75 milyon euro ve 25 milyon euro artı para ödeyecek.
İki futbolcu da yeni takımlarına son derece formda geliyor: Darwin Nunez geçen sezon tüm kulvarlarda çıktığı 41 maçta 34 gol, 4 asist kaydederken, Erling Haaland da tüm kulvarlarda çıktığı 30 maçta 29 gol, 8 asist ile oynadı.
Ama ikisi de artık Premier Lig gibi çok zor bir ligde mücadele edecek ve bunu da yüksek rekabet içindeki iki takımda yapacak. Bu da spor medyasında sürekli birbirleriyle kıyaslanacakları anlamına geliyor. O can alıcı soru şimdiden sorulmaya başlandı bile: Hangisi daha başarılı olacak?
Başarı için tabii ki çok fazla etken var: Yetenek, oynanan oyuna, takıma ve ligin kalitesine sağlayacakları uyum ve mental dayanıklılık gibi. Ama bence, futbol dünyasında Nunez’den daha uzun süredir kendinden bahsettiren ve Bundesliga gibi zor bir ligde kendini kanıtlayan Haaland bir adım önde.
Diğer bir yandan da Guardiola’nın Haaland’a nasıl bir rol vereceği de merak konusu. Eğer Guardiola Haaland’dan çok iyi yaptığı hedef 9 dışında bir rol beklerse bunda ne kadar başarılı olacağı da benim için bir soru işareti. Zira Guardiola ile başarılı yakalayan net santrafor kim var diye düşündüğümde aklıma Robert Lewandowski‘den başkası gelmiyor.
Uzun lafın kısası hem Liverpool hem de Manchester City kadrosuna çok yetenekli genç birer santrafor kattı. Bu iki yıldız bize, hem iki takımın da farklı oyunlar izlettirmesini hem de rekabet seviyesini arttırmasını vadediyor.
İki futbolcuyu muhtemelen ilk kez 30 Temmuz’daki Community Shield (FA Cup kazananı ile Premier Lig şampiyonu arasında oynanan maç) maçında karşı karşıya izleyebileceğiz. Liverpool – Manchester City karşılaşmaları son yıllarda adeta Premier Lig’in El Clasico’su haline geldi. Nunez ve Haaland arasındaki çekişme de, Messi – Ronaldo benzeri bir rekabete dönüşebilir.