Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İlker İnanç Balkan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Laboratuvar Sorumlusu Uzm. Yasemin Öztürk, koronavirüsle ilgili mevcut panik durumunun geçici olduğuna dikkat çekiyor. Koronavirüsten ölüm oranlarının düşük olduğunu ve gerçekleşen ölümlerin altında da çoğunlukla başka hastalıkların yattığını belirten uzmanlar, mevcut durumda en iyi önlemin bol su ve sabunla elleri yıkamak olduğunu söylüyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından 4 Mart’ta koronavirüs hakkında bir bilgilendirme semineri düzenlendi. Seminerde, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve daha sonra Türkiye’nin sınır komşularına yayılarak kapısına dayanan koronavirüsün ortaya çıkışı, belirtileri, bulaşma yolları ve korunma yöntemleri ele alındı.
Uzm. Yasemin Öztürk, koronavirüsün RNA çeşidi bir virüs olduğunu ve bu nedenle mutasyona uğramaya daha elverişli olduğunu söylüyor. Pandemi, yani dünya çapında salgın ihtimali de virüsün bu özelliğinden kaynaklanıyor. Bu nedenle koronavirüsten kaynaklanan CoVid-19 hastalığının ölüm oranı düşük olmasına rağmen yayılma hızı yüksek.
Öztürk, koronavirüsün daha önce de ortaya çıktığını ve hatta bildiğimiz grip semptomlarının da koronavirüsten ileri geldiğini ifade ediyor. Koronavirüs adı, virüsün mikroskop altındaki görüntüsünün taça benzemesinden dolayı, Latince taç anlamındaki corona sözcüğünden geliyor. Koronavirüs grubu hastalıklardan SARS, 2002 yılında yine Çin’den dünyaya yayılmıştı. İlk kez bir keseli mirket vasıtasıyla insana bulaşan SARS hastalığının ölüm oranı yüzde 10 civarındaydı. Daha sonra 2012 yılında görülen MERS, Suudi Arabistan’dan dünyaya yayılmıştı. İlk kez bir deveden insana bulaşan MERS hastalığı, yüzde 34‘lerde seyreden ölüm oranıyla öldürücülüğü yüksek bir koronavirüs hastalığıydı.
2013 yılından beri gözlenmeyen koronavirüs, 2019 yılının sonlarında yüzde 80 oranında SARS koronavirüsüne benzeyen bir yapıda tekrar Çin’de ortaya çıktı. Sonradan CoVid-19 olarak adlandırılan bu yeni tip koronavirüs hastalığının ara konak hayvanı, yani insana ilk olarak hangi hayvandan bulaştığı ise henüz tespit edilemedi. Şu ana kadarki veriler ışığında CoVid-19 hastalığında ölüm oranı yüzde 2 olarak seyrediyor. Öztürk, CoVid-19 hastalığına yakalandıktan sonra ölenlerin çoğunluğunda halihazırda başka bir hastalığın da mevcut olduğuna dikkat çekiyor.
Hastalıktan korunmanın en iyi yolunun elleri yıkamak olduğunu ifade eden Öztürk, maske kullanımının asıl amacının elleri yüze götürmeyi önlemek olduğunu söylüyor. Zira koronavirüs havadan değil, yüzeylerden ve 1 metre çapındaki temas alanında bulunan öksürme ve konuşma yoluyla çıkan aeresol formundaki partiküllerden bulaşıyor. Koronavirüs cansız yüzeylerde üreyemiyor, ancak 5 güne kadar yüzeye tutunabiliyor. Özellikle toplu taşımayla seyahate çok dikkat edilmesi gerektiğini öneren Öztürk’e göre, olası kirli yüzeylere temastan sonra eller bol su ve sabunla yıkanmalı, suya ve sabuna hemen ulaşılamıyorsa alkollü antiseptik el temizleme sıvıları kullanılmalı. Ellerin tuvaletten önce de yıkanması gerektiğini hatırlatan Öztürk, bireysel düzeyde en temel korumanın el yıkamayla sağlanabileceğini ifade ediyor. Uygulamalı biçimde etkili el yıkamanın detaylarını gösteren Öztürk, kurumsal ve kamusal düzeyde de en temel önlemin yüzeylerin dezenfeksiyonu olduğunu söylüyor.
Aşı çalışmaları kapsamında oldukça ilerleme kaydedildiğini ifade eden Öztürk, mRNA 1273 adlı bir aşı adayı geliştirildiğini, fakat kamuya sunulmasının insan üzerinde 18 aylık bir deneme süreci gerektirdiğini belirtiyor.
Öztürk, koronavirüsten korunmaya yönelik en güncel bilgilere Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) ve Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı‘nın internet sitelerinden ulaşılabileceğini hatırlatıyor.
Doç. Dr. İlker İnanç Balkan, Türkiye’nin etrafının hastalıkla kuşatılmış olmasına karşın, hâlâ vaka görülmeyişini hayretle karşılıyor. Balkan’a göre Türkiye’de de CoVid-19 vakası mutlaka var, ancak henüz tespit edilememiş durumda. Zira Balkan, Türkiye’de 1 milyon kişi nüfus başına 11 adet test uygulandığını ve bu oranın oldukça düşük olduğunu savunuyor. Şu an yalnızca Ankara’da bulunan referans test merkezine, önümüzdeki günlerde İstanbul ve Erzurum’da da birer test merkezinin eklenmesi ile test sayısının artacağına düşünüyor.
“Pandemi korkusu mu yaşıyoruz, yoksa korku pandemisi mi?” sorusunu yönelten Balkan, koronavirüs grubu hastalıklardan influenza yani bildiğimiz gripten ölüm sayısının yıllık 600 bin kişiye ulaştığını belirterek, CoVid-19’un 3 bin civarı ölümlü vaka ile bu denli öldürücü olmadığına dikkat çekiyor. CoVid-19’un halihazırda kullanıma sunulmuş bir aşısı olmadığını hatırlatan Balkan, ileride erişilebilir olacak CoVid-19 aşısının, şu anki korku, kaygı, panik hali geçtiğinde mevcut grip aşısı gibi çok rağbet görmeyeceğini iddia ediyor.
Tüberküloz, suçiçeği, kızamık virüslerinin aksine koronavirüs öksürük ve konuşma ile saçılan büyük partiküller vasıtasıyla yayıldığı için 1 metrelik temas alanı dışında daha fazla havada kalamayarak yere çöküyor. Bu nedenle yayılma alanı da sınırlı kalıyor ve enfekte olanların yüzde 80’i hastalığı hafif geçiriyor. Balkan, buradan hareketle koronavirüsün biyolojik silah olma ihtimalinin de zayıf olduğunu tespit ediyor.
İstatistiksel olarak CoVid-19 sonucu 10 yaş altında ölüm görülmediğini belirten Balkan, 10-50 yaş arasındaki ölüm oranının ise yüzde 0,5’in altında olduğunu ifade ediyor. Balkan, ölümle sonuçlanan vakalarda çoğunlukla altta yatan başka bir hastalığın yahut yaşlılık durumunun bulunduğunu söylüyor.
Balkan’a göre yeni tip koronavirüsle mücadelede önemli bir avantaj da, daha önce SARS ve MERS koronavirüsü deneyimi olan Çin’in, tedbirli ve araştırma anlamında hazırlıklı yakalanması sonucu CoVid-19 koronavirüsünün tüm genom sekansını hızlıca çıkarıp dünya ile paylaşabilmesi. Bu gelişme koronavirüse karşı yürütülen çalışmaların daha ivmeli olmasına yol açtı.
Koronavirüs alüminyum, plastik, ahşap, cam gibi cansız yüzeylere 5 güne kadar tutunabiliyor. Balkan, Çin’den ithalat yahut kargo yoluyla gelen paketlere karşı en kesin önlem olarak yüzeyleri dezenfekte etmeyi ve elleri yıkamayı öneriyor.
CoVid-19 hastalığının bazı vakalarda 27 güne kadar semptom göstermediğini ifade eden Balkan, termal kamera ile kontrolün bu nedenle anlamsız kaldığını söylüyor. Türkiye’de vaka görülmesi halinde çok sert karantina önlemleri alınması gerektiğini vurgulayan Balkan, ancak sokağa çıkma yasağı ve okulların tatil edilmesi gibi sıkı yöntemlerle yayılmanın önüne geçilebileceğini savunuyor.