‘PKK listeden çıkarıldı’ haberinde eğip-bükme ödülü CNNTürk’ün…

Alper Görmüş
agormus@medyakronik.com
Simge Sunguroğlu

CNNTürk’te her sabah saat 09.00’da başlayan “Parametre” adlı bir program var. Programı İstanbul’dan Yiğit Bulut, Ankara’dan ise Enis Berberoğlu-Bilal Çetin ikilisi sunuyor.

Yiğit Bulut aynı zamanda eski Radikal, yeni Vatanyazarı… Türkiye’yi ve dünyayı çok genel olarak “ulusalcı” diyebileceğimiz bir bakış açısından yorumluyor. Buna benim şahsen hiçbir itirazım yok: İçinde yorumu da içeren bir haber programı için biraz fazla “militan” bir görüntü verse de, haberleri düzgün sunmak kaydıyla yorumlarında “hür” olduğunu sanırım siz de kabul edersiniz.

Fakat Yiğit Bulut sık sık kendine “hak” olan alanı aşıyor ve haberleri, gerçek içeriklerinden çok farklı bir şekilde, zihninde kurduğu ideolojik formatın taleplerine uygun hale getirerek sunuyor izleyiciye. Bunun son örneğini bu sabahki (4 Nisan) “Parametre” programında yaşadık.

Yiğit Bulut’un programda ne yaptığını daha iyi anlayabilmek için, patladığı 3 Nisan öğle saatlerinden, Bulut’un programını sunduğu 4 Nisan sabah saatlerine kadar büyük bir değişim geçiren “PKK Avrupa terör listesinden çıkartıldı” haberine biraz daha yakından bakmamız gerekiyor.

Televizyonlar, 3 Nisan’da öğle saatlerinde şu haberi geçtiler: “Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Birliği’nin PKK’yı terör listesine alan 2002 tarihli kararını iptal etti…”

İlk bakışta mesele açık gibi görünüyordu: Avrupa’nın “Anayasa Mahkemesi” kararı iptal etmişti işte. Demek ki, artık PKK Avrupa Birliği’nin terör listesinde değildi!
Türkiye’deki Avrupa Birliği karşıtlarına gün doğmuştu. Televizyonlar bir anda internetteki haberlerin altındaki “yorum”ları andıran yorumların işgaline uğradı: “Avrupa Birliği gerçek yüzünü göstermişti işte…”

NTV’de CHP’li Onur Öymen’den bu çerçevede bir değerlendirme dinlerken, saat tam 14.05’te telefon edip araya giren Cengiz Aktar, mevzuya limon suyu sıkan ilk yorumcu oldu. Konuşmasından anladık ki, mesele anlatıldığı gibi değildi. Mesele şuydu:

Avrupa Adalet Divanı, AB’nin PKK’yı terör listesine aldığı 2002’den sonraki bir tarihte, AB karar organlarından bir talepte bulunmuştu: Bundan böyle, bir örgütü listeye aldığında gerekçeleri de mutlaka izah etmeliydi ve bu karar örgütün yöneticilerine bildirilmeliydi. Bu talep, önceki kararlar için de geçerliydi. Yani Adalet Divanı, düne kadar Avrupa Birliği’nden “PKK’yı terör listesine almasının gerekçeleri”ni ve bunu “PKK’ya iletmesini” beklemişti. Ve nihayet dün, bunların gerçekleşmediği gerekçesiyle 2002 kararını “usul” yönünden iptal etmişti.

Türkiye’de bulunan AB Temsilcisi Joost Lagendijk da bu sabah (4 Nisan) gazetecilere meselenin ayrıntısını şöyle anlattı (Habertürk’ün haberinden aktarıyorum):
“TBMM’de gazetecilerin sorularını cevaplandırın AB Temsilcisi Joost Lagendijk, ‘PKK Avrupa Birliği’nin terör listesinden çıkarılmadı’ dedi. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, PKK’nın terör örgütü listesinden çıkarılmadığını ve hala listede olduğunu belirterek, Avrupa Adalet Divanı’nın kararının 2002 yılında yapılan prosedür hatasıyla ilgili olduğunu bildirdi. (…)

“TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’yu ziyaretinden önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Lagendijk, AB’nin, 2002 yılında PKK’yı terör örgütü listesine alırken bir prosedür hatası yaptığını ifade ederek, ‘AB 2002 yılında PKK’yı terör örgütü listesine alırken, bunu PKK’ya bildirmesi gerekiyordu ama bu atlanmış’ dedi. PKK’nın hala terör örgütü listesinde yer aldığını belirten Lagendijk, şöyle konuştu: ‘Listeden çıkmış diye bir şey yok. Yalnızca prosedür olarak eskiden yapılan bir hata söz konusu… AB, örgütü listeye alırken prosedürel hata yaptıklarının farkındaydı. O nedenle 2002 yılında bu hata yapıldıktan sonra 2006 ve 2007’de bu yapılmadı. Her şey prosedüre göre yapıldı. Ama AB, bunu biliyordu. 2002 yılına ilişkin hatasının gündeme getirileceğini biliyordu. Bunu bekliyordu. PKK’nın şikâyeti, 2002 yılına ilişkindir. Yoksa, PKK listeden çıkarılmış değil, hala listede…”

Lagendijk’ın “nokta koyucu” bu açıklamasından önce de mesele açıktı aslında. Nitekim dün akşam, haber televizyonları,
a) Bunun bir AB kararı olmadığını;
b) Adalet Divanı’nın bozma kararını usul yönünden verdiğini ve
c) AB kurumlarının, PKK’nın hâlâ terör listesinde olduğunu ve öyle kalacağını açıkladıklarını duyurdular izleyicilerine. Bu sabah çıkan gazeteler de (aşağıda tümünün konuya ilişkin haberlerinin başlık ve spotlarını okuyabilirsiniz) haberi aşağı yukarı bu çerçevede sundular.

Her şey bu kadar açıkken, gazeteler önünde duruyorken, bu sabahki Parametre programında Yiğit Bulut yarım saat içinde tam üç kez, kelime kelime söylüyorum, “Avrupa Birliği’nin PKK’yı terör listesinden çıkardığı” haberini duyurdu CNNTürk izleyicilerine… Ardından da “Bizim ekonomistlerimiz hâlâ AB çıpasından bahsediyor, baksanıza adamlar PKK’yla masaya oturun diye karar alıyorlar” türünden yorumlarını da boca ediverdi seyircilerin tepesine… (Anlamlı bir ara not: Aşağıdaki “gazeteler bu haberi nasıl verdi?” bölümünü okurken mutlaka sizin de dikkatinizi çekecektir: Haberi CNNTürk-Parametre gibi veren tek bir gazete vardı: Yeniçağ!)

Cuma günleri Parametre’nin Ankara ayağı olmuyor, o gün Yiğit Bulut yalnız götürüyor programı. Eminim, Berberoğlu ve Çetin olsalardı Yiğit Bulut’a itiraz ederlerdi, ama yoktular işte.

Şimdi soruyorum: Bir programcı, hangi hakla, doğru olmadığını bile bile, sırf şahsi ideolojik-siyasi bakışına uygun diye bir haberi bu ölçülerde çarpıtabiliyor? Keza CNNTürk yönetimi, kanallarını izleyen seyircilerin beyinlerinin bu kadar kaba bir tarzda iğfaline nasıl ve hangi hakla izin veriyor?