Genel

Mahir Kaynak’ın ‘yok artık’ dedirten analizi ve Radikal’in manşeti

Yazan: HaberVs

Alper Görmüşagormus@medyakronik.com Stargazetesi yazarı Mahir Kaynak, bir hafta kadar önce Kanal 24’te yayımlanan “Açık Görüş” programında, öbür katılımcılara ve izleyicilere yönelik “şaşıracaksınız ama” uyarısıyla bir iddia öne sürdü. Dedi ki, “Adalet ve Kalkınma Partisi’ni içinde bulunduğu bu güç durumdan en sonunda Cumhuriyet Halk Partisi kurtaracaktır.” O gün o kanalda o programı izleyenler, hiç kuşkusuz Radikal’in […]

Alper Görmüş
agormus@medyakronik.com

Stargazetesi yazarı Mahir Kaynak, bir hafta kadar önce Kanal 24’te yayımlanan “Açık Görüş” programında, öbür katılımcılara ve izleyicilere yönelik “şaşıracaksınız ama” uyarısıyla bir iddia öne sürdü. Dedi ki, “Adalet ve Kalkınma Partisi’ni içinde bulunduğu bu güç durumdan en sonunda Cumhuriyet Halk Partisi kurtaracaktır.”

O gün o kanalda o programı izleyenler, hiç kuşkusuz Radikal’in dünkü (3 Nisan) manşetini, Mahir Kaynak’ın programdaki sözleriyle birlikte değerlendirmişlerdir. Şöyleydi manşet: “Radikal’e konuşan Baykal’dan AKP’ye: Yeni bir başlangıç lazım / BAYKAL KAPIYI ARALADI / CHP lideri Baykal, siyasi krizi aşmak için Başbakan Erdoğan’ın güven uyandıran, sözde kalmayan bir adım atması halinde, üzerine düşeni yapacağını söyledi.”

Mahir Kaynak’ın, gelişmeleri izleyen ve bunları analiz edip sonuçlar çıkartan bir yöntemi var. Kendisine, bunu da hatırlattıktan sonra şu soruyu sordum: “’Adalet ve Kalkınma Partisi’ni içinde bulunduğu bu güç durumdan en sonunda Cumhuriyet Halk Partisi kurtaracaktır’ iddianızı nasıl bir analiz üzerine oturtuyorsunuz?”

Mahir Kaynak, Medyakronik’e şu cevabı verdi:

“Küreselci Gül’e karşı, Erdoğan…”

AKP’nin kuruluşunun doğal bir süreçten çok iyi planlanmış bir proje olduğu kanaatindeyim. Fazilet Partisi’nin kapatılması AKP’nin kuruluşunun önünü açarken, R.Tayyip Erdoğan’ın yasaklı olması lider adayını devre dışı bıraktı. Gerçekte önce Fazilet Partisi’nin ele geçirilmesi düşünülmüş ve Abdullah Gül genel başkanlık yarışına girmişti ama Erbakan’ın müdahalesiyle Recai Kutan seçilmişti. Sonuç olarak AKP kuruldu, Erdoğan yasaklıydı ve Abdullah Gül başbakan oldu.

“Bu sırada devreye CHP girdi ve yapılan anayasa değişikliğiyle Erdoğan’ın siyasi yasağı sona erdi. Siirt seçimleri iptal edildi, Erdoğan’ın aday olması için hukuk zorlandı. Bu süreçte CHP hiçbir olumsuz tepki göstermedi. Ben o günden beri CHP’nin Erdoğan’ı desteklediğini düşünüyorum. Bunu tersinden okumak ve Gül’ü desteklemediğini söylemek de mümkündür ve bu daha güçlü bir ihtimaldir.

“Hükümeti Gül kurdu ve bugüne kadar büyük ölçüde uygulanan ekonomik ve dış politikanın hem ana çizgilerini belirledi hem de uygun kadroları başa getirdi. Bu politika küreselci ve AB yanlısı olarak tanımlanabilir. Tony Blair’in sebepsiz görünen istifasına kadar küreselci politikanın coğrafi yeri olarak isimlendirebileceğimiz İngiltere, iktidarın hem ekonomik politikasını hem de AB’ne girmesini destekledi. Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin kontrolü Londra’nın elindeydi.”

“Erdoğan AB’ne olan ilgisini kaybettikçe, siyasi iktidarın ordu ile ilişkilerini normalleştirip, ordu-millet tahteravillisini ortadan kaldırmak istedikçe, iktidarın Gül kanadının eline geçmesine karar verildi. Tüm operasyon temelde Erdoğan’ın tasfiyesine yönelikti.”

“CHP’in başından beri karşıtı olduğu küreselci grubun egemenliğine karşı çıkacağını ve geçmişin bunun göstergesi olduğunu düşündüm. Kurtaracağı kişi Erdoğan olmayabilir ama küreselci karşıtı her türlü oluşumu destekleyeceği kanaatindeyim. Bu amaçla AKP içinden yeni yapılanmalar çıkabilir ve yapılacak bir erken seçimle bu hareket yeni kadrolarla takviye edilebilir.”

Yorum yazın