Medya

Web’in efendileri…

Yazan: HaberVs

Övgü Akgürgenovgu@medyakronik.com Artık internet sayesinde para ya da şöhret sahibi olmak hiç de zor değil. Dünyanın her ülkesinde internet farklı şekilde gelişiyor, beklentiler de farklılaşıyor. Birkaç gün öncesine kadar sınıf arkadaşlarınız dışında kimsenin tanımadığı biriyken bir sabah uyandığınızda Facebook’un yaratıcısı 19’luk Harvard öğrencisi gibi bütün dünyanın merak ettiği bir isim haline gelebiliyorsunuz. Türkiye henüz sanal […]

Övgü Akgürgen
ovgu@medyakronik.com

Artık internet sayesinde para ya da şöhret sahibi olmak hiç de zor değil. Dünyanın her ülkesinde internet farklı şekilde gelişiyor, beklentiler de farklılaşıyor. Birkaç gün öncesine kadar sınıf arkadaşlarınız dışında kimsenin tanımadığı biriyken bir sabah uyandığınızda Facebook’un yaratıcısı 19’luk Harvard öğrencisi gibi bütün dünyanın merak ettiği bir isim haline gelebiliyorsunuz. Türkiye henüz sanal dünyada bu tür mucizelere şahit olmadı ama internette kendi çapında şöhret ve para sahibi olan Türklerin sayısı da azımsanamaz. Yola bu fikirle çıktık ve Türkiye’de internet sitesi kurup başarılı olan genç isimlerle konuştuk. İşte Ekşi Sözlük’ten yemeksepeti.com’a Türk gençlerinin internetle imtihanı.

Ekşi Sözlük kapitalist dünyanın en zararsız tekelidir’’
(Ekşi Sözlük’ün kurucularından ve yazarlarından Aziz Kedi)

“Bence bir sitenin popüler olabilmesi için iki önemli nokta var. Bunlardan birincisi insanların aradığı içeriği rahatça bulabilmesi, ikincisi de web sitesinin içeriğini kendilerinin oluşturmasıdır. Başlangıçta Ekşi Sözlük popülerlik ön planda tutularak tasarlanmamıştı. İnsanların bu tür web sitelerine karşı geliştirdikleri bir terim var: “Sanal hayatlar.” Bir hayatın gerçekliğini ancak onu yaşayan bilebilir ve ölçebilir. Sözlükte yazdığımız şeyler gerçektir, Youtube’da izlediğimiz şeyler gerçektir ya da Facebook’ta tanıştığımız insanlar gerçektir. Bu gerçekliklerin toplamını yaşamının ne kadarına fiilen dahil edeceği, kişinin yeteneğine ve arzusuna bağlıdır. Ekşi Sözlük yazarları lord’lar, kont’lar ya da Forbes listesinin ilk 50’sinde yer alan insanlardan oluşmuyor. Sözlüklerde yazan herkes aynen Ekşi Sözlük’teki gibi son derece heterojen bir yapı arz ediyor. Ekşi Sözlük’ün diğerlerinden farkı da kurumsallaşma düzeyinde oldu bence. Sözlük; kuruluş tarihi, yönetim sistemi, moderasyon yöntemleri, yazarların seçilme biçimleri ve benzer birçok faktör sebebiyle artık kemikleşmiş bir konuma geldi. Bu nedenle de diğer sözlüklerde hissedilebilen “diğerleriyle rekabet” duygusuna hiç sahip olmadı. Ekşi sözlük, kapitalist dünyanın en zararsız (hatta bilakis en faydalı) tekelidir diyebilirim.”

1950 üyeli web lokantası: Yemeksepeti.com
(Yemeksepeti.com’un kurucusu ve ortağı Nevzat Aydın)

Yemeksepeti.com’un projesinin temelleri 2000 yılında Amerika’da öğrenim gördüğüm sırada atıldı aslında. Orada internet sektörünü ve e-ticaret faaliyetlerini yakından takip ettim. Döndükten sonra Türkiye’deki e-ticaretle ilgili araştırmalar yaptım. Ardından Melih Ödemiş ve Cem Nufusi’nin desteği ile 2001 Ocak’ında yayına geçtik. Beş kişi ile başladığımız Yemeksepeti.com projesine 42 kişi olarak devam ediyoruz. Başlangıçtan itibaren büyük sermaye gruplarıyla rekabet etmek zorunda kaldık. Şu anda Yemeksepeti.com’a üye restoranların sayısı 1950. Bu restoranlar sitenin kayıtlı 300 bin kullanıcısına hizmet veriyor. Günde yaklaşık 7.500 sipariş alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde beş milyon siparişe ulaştık, kapasitemiz yüzde 110 arttı. Sitenin üye sayısını arttıran en önemli avantajımız, zaman sorunu yaşayan çalışan kişilere kısa sürede, telefon kullanmadan sipariş verme şansı yaratmamız. İnternetten sipariş, taraflar arasında yaşanan yanlış anlaşılmaları da ortadan kaldırıyor. Siteye ulaşan bütün siparişler, siparişi verenin “çok pişmiş olsun”, “soğan koymayın” gibi tercihleri de es geçilmeden adrese ulaştırılıyor. Üyeler sipariş ettikleri yemeğin ücretini, kredi kartı, nakit ya da Sodexho ile ödeyebiliyor. Yemeksepeti.com, 2000’li yıllar için çok riskli bir yatırımdı aslında, ama biz projemize gönülden inandık ve sonuçta başardık.”

“İnternet gerçek bir ikinci dünya oldu”
(Netbul.com’un eski sahibi Elif Dağdeviren)

“İnternetle 1995 yılında Amerika’da yaşarken tanıştım. O zaman internet Türkiye’de çok yaygın kullanılmıyordu. Döndükten sonra Türkiye’nin sayılı dahilerinden Altuğ İnci ile Netbul.com projesini hayata geçirdik. Çok zor koşullarda başlayan bu projeyi, kısa zamanda bir marka haline getirdik. Sonra da siteyi büyük bir holdinge sattım. Web sitesini kurarken, haberlerden çocuk oyunlarına, restoran bilgilerinden film tanıtımlarına ayrı uzmanlık alanlarındaki içerikleri bir araya getirerek Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Sitenin tutulacağını tahmin etmiyorduk aslında. Kendi ihtiyaçlarımızın dünyadaki tüm insanların ihtiyacı olduğunu sitenin ziyaretçi sayısı arttıkça gördük. Netbul.com’u kurduğumuz dönemle şimdi yaşananlar hem teknik hem de kullanıcı beklentileri açısından oldukça farklı. İnternet geçen zaman içerisinde gerçek bir ikinci dünya oldu. Teknolojik altyapı ne kadar çabuk gelişiyorsa, sosyolojik üst yapının da aynı hızla değiştiğini fark eden ve hızla kendini bu duruma adapte edenlerin çok başarılı olduklarını görüyoruz. Facebook bu durumu anlamak ve anlatmak için mükemmel bir örnek. Teknik olarak dahiyane bir altyapı kurulmuş. Aynı zamanda application’lar, eklenme sistematiği de dahiyane. Sosyolojik olarak her iki dünyanın ihtiyaçları doğru şekilde analiz edilip hayata geçirilmiş ve çok doğru bir gelir sistemi kurulmuş. Web dünyasının en güzel tarafı, yeni fikirlerin daima var olması ve iyi bir fikrin her zaman karşılığının alınması bence.”

Dünyada neler oluyor?

Google.com: Yedi – sekiz yıl önce doktora öğrencisi olan Larry Page ve Sergey Brin tarafından bir evin garajında kurulduğunda sermayesinin kısa bir süre sonra 25 milyon dolara ulaşacağını hiç kimse tahmin etmemişti. Bugün günde 8 milyon dolar kâr eden bir internet devi oldular. Google, dünyada en çok tıklanan web sitelerinden biri. Kullanıcı sayısının 75 milyonu geçtiği söyleniyor. Bu sayı her yıl yüzde 25 artıyor. Google’da çalışanların sayısı ise 10 bin civarında.

Facebook.com:2004’te Harvard’lı Mark Zuckerberg’in arkadaşlarıyla rahat iletişim kurmak için tasarladığı site, birkaç sene içinde e-mail yolu ile diğer okullara, ardından da tüm dünyaya yayıldı. Bugün yaklaşık olarak 31 milyon kayıtlı kullanıcısı olan siteye her gün dünyanın çeşitli ülkelerinden 150 bin yeni kullanıcı ekleniyor. Sitenin sahibi Zuckerberg, Microsoft ve Yahoo kendisine milyon dolarlık teklifler götürmesine rağmen siteyi satmayacağını açıkladı.

Youtube.com:Üç eski Paypall çalışanının kurduğu video paylaşım sitesi Youtube’un, internet üzerinden video izleme konusunda bir devrim yarattığını söylemek hiç de abartılı kaçmaz. İnsanlar her gün sitede izlediklerini milyonlarca kişiye yollayadursun Youtube, 2006’da 1.5 milyar dolara Google’a satıldı. Üç eski Paypall çalışanı da zengin oldu…


Yorum yazın