Genel

A’dan Z’ye İstanbul 2010

Yazan: HaberVs

Nihan Ozannozan@medyakronik.com Uluslararası Avrupa Birliği Jürisi 11 Nisan 2006’da İstanbul’un 2010 Kültür Başkenti seçildiğini ilan etmişti. İstanbul ise daha Avrupa Kültür Başkenti aday adayı iken hazırlıklara başlamıştı. Seçildikten sonra ise taşlar yerine oturdu ve kurulan Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’yla birlikte çalışmalar hız kazandı. Ajans bütün projelerin değerlendirilmesinde, uygulanmasında ve sürdürülebilirlik kazanmasında büyük rol oynuyor. Danışma […]

Nihan Ozan
nozan@medyakronik.com

Uluslararası Avrupa Birliği Jürisi 11 Nisan 2006’da İstanbul’un 2010 Kültür Başkenti seçildiğini ilan etmişti. İstanbul ise daha Avrupa Kültür Başkenti aday adayı iken hazırlıklara başlamıştı. Seçildikten sonra ise taşlar yerine oturdu ve kurulan Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’yla birlikte çalışmalar hız kazandı. Ajans bütün projelerin değerlendirilmesinde, uygulanmasında ve sürdürülebilirlik kazanmasında büyük rol oynuyor.

Danışma Kurulu, Yürütme Kurulu ve Genel Koordinatörlük genel başlıkları altında toplanan “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Organizasyon Şeması” ile yapılacaklara netlik kazandırıldı. Genel Koordinatörlüğü’nü Nuri M. Çolakoğlu’nun üstlendiği şema “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Artistik Organizasyonu” ve “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti İdari Organizasyonu” olarak ikiye ayrılıyor. Artistik organizasyonunun alt başlıklarını; Gösteri ve Sahne Sanatları, Görsel Sanatlar, Müzik ve Opera, Mimarlık ve Kentsel Tasarım, Kent Kültürü, Sinema-Belgesel Animasyon, Edebiyat, Kamu ve Yerel Yönetim Projeleri, Kültürel Miras ve Müze Projeleri oluşturuyor.

İdari Organizasyonunu ise; Mali İdari Direktörü, Dış İlişkiler Direktörü, Satış Pazarlama Direktörü ve İletişim Direktör’ü oluşturuyor. Genel Koordinatör ayda en az bir kere Artistik Komite’yi bir araya toplayarak yapılan işleri gözden geçiriyor, ihtiyaçları belirliyor ve bunların uygun birimlerce karşılanmasını sağlıyor. Karar alınması gereken konuları Yürütme Kurulu’na sevk ediyor. Avrupa Kültür Başkenti organizasyonu diğer Avrupa ülkelerinde ise Kültür Bakanlığı ve valilik birimleri tarafından yönetiliyor.

Diğer kentler: Peç ve Essen

İstanbul’la eş zamanlı olarak Macaristan’ın Peç ve Almanya’nın Essen şehirleri de 2010 yılında kültür başkentliği yapacak. Peç kendisini Macaristan’ın Budapeşte’den sonra ikinci kültür merkezi olarak tanımlıyor ve Balkanlar’la kültürel ilişkilerini geliştirmeyi hedefliyor. Essen ise projeyi uzun vadeli bir perspektifle ele alıp, Ruhr Bölgesi’nin yeniden canlandırılmasına dayandırıyor.

Ateş, su, toprak, hava

İstanbul 2010 için hazırlanırken projelerin, uluslararası (AB kimliği), artistik, sosyal içerikli, sürdürülebilir ve İstanbul’u anlatıyor olmasına özen gösterdi. Ve etkinlik takvimini dört elementten esinlenerek hazırladı. Proje; “Toprak” (1 Ocak–20 Mart) ‘Gelenekler ve Dönüşüm’, “Hava” (21 Mart–21 Haziran) ‘Göklerden Gelen’, “Su” (22 Haziran–22 Eylül) ‘Kent ve Deniz’, “Ateş” (23 Eylül–31Aralık) ‘Geleceği Şekillendirmek’ olarak konumlandırıldı. Büyük açılış, “Toprak” teması ile gerçekleşecek, kış koşuları göz önüne alınarak hazırlanılan konsepti geleneksel sanat işleri oluşturacak.

“Hava” ile kentin ruhani ve kültürel zenginliğini anlatan ‘Birlikte Yaşamak’ kavramının gözler önüne serileceği bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek. “Su” denizi ve İstanbul’un vazgeçilmez parçası olan Boğaz’ı konu alacak. En ilgi çekici etkinliklerden biri Haliç üzerinde Osmanlı kayıklarının, Venedik gondollarının ve İngiliz düz teknelerinin yarışacakları Antique Regatta projesi olacak.

Kapanış “Ateş” temasıyla gerçekleşecek. Bu bölümde güz dönemi boyunca sanatsaldan kentsel dönüşümlere kadar pek çok etkinlik sergilenecek. Yapılacak ‘Gala Finali’ ile bayrak, bir sonraki Avrupa Kültür Başkenti unvanını taşıyacak şehre teslim edilecek.

Neler değişiyor, yenileniyor

İstanbul’un adı 2006 yılından itibaren dünya kültür-sanat gündeminde yerini aldı. 2010 yılında İstanbul’un sahip olduğu kültürel birikim ve mirasın tüm Avrupa şehirleriyle paylaşılması, bu alışverişin sadece kültürel alanda değil planlanan/yapılacak projeler sayesinde sosyal-ekonomik alanlarda da sağlanması hedefleniyor.

Diğer hedefler ise özetle şöyle:
— Türk ve Avrupa sanatçıları arasındaki iletişim-etkileşimin enteraktif hale getirilmesi.
— Türkiye ve Avrupa’daki entelektüellerin ve medya temsilcilerinin bir araya getirilmesi.
— Yönetilen ve yöneten kesim arasındaki karşılıklı ilişki ve paylaşımla yeni bir yönetim anlayışının doğması.
— İstanbul ve Avrupa’nın kültürel birikimlerinin karşılıklı paylaşımı.
— İletişimden organizasyona ve eğitimden tasarıma pek çok yeni iş sahalarının açılması.
— İstanbul’un seçilecek projelerle yeni mekânlara kavuşması ve bu sayede İstanbul kentinin kültürel alt yapışının gelişimi-güçlenmesi.
— Kültür varlıklarının çağdaş müzecilik anlayışıyla korunması ve sergilenmesi.
— Kentlilik bilincinin geliştirilmesi ve İstanbul’da yaşayan halkın bu bilinçle yaşamış oldukları şehrin keşfine varmaları.

İstanbul 2010 için hızla çalışırken birçok mekân revize edilmeye, değiştirilmeye ve güzelleştirilmeye başlandı. Bu restorasyonlardan bazıları ise şöyle: Ayazağa Kültür Merkezi, Sütlüce Kültür Merkezi tamamlanıyor, Rami Kışlası kültür merkezi olarak geliştiriliyor. Avrupa Sanat Evi kültür merkezine dönüştürülüyor, Atatürk Kültür Merkezi ve Tekel Müzesi restore ediliyor. Eminönü’nde de restorasyon ve yenileme çalışmaları hızla devam ediyor. Ticaretin çok yoğun olduğu Mahmutpaşa, Süleymaniye ve civarında yenileme, aydınlanma, altyapı çalışmaları sürüyor. Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşı ve bölgedeki tarihi hanların restorasyonu, alt yapı yenilemeleri devam ediyor.

İstanbul’a kazandıracakları

Çok kültürlülük” kavramının Avrupa Birliği açısından önemi düşünüldüğünde İstanbul’un bu unvana sahip olmasındaki temel gerekçenin kültürel zenginlik olduğu çok açık. Tarihi ve kültürel birikimi zengin olan İstanbul sadece 2010 yılı için değil; gerçekleştirilen projelerin geleceğe de taşınılabilir olması için çalışıyor.

Hedeflenen amaçlar şöyle sıralanıyor: İstanbul’un adı, 2007 yılından itibaren tüm dünyada kültür ve sanatla anılacak. Avrupa Birliği’ne adaylık sürecinde Türkiye’nin sembolü İstanbul’un, aslında Avrupa kültürüyle yüzyıllardır karşılıklı etkileşim halinde olduğu projelerle ortaya konacak.

Kültürel miras, sürdürülebilir bir biçimde yönetilecek, kenti daha da önemli bir çekim noktası haline getirecek. İstanbul, kentsel dönüşüm, şehircilik, çevresel ve sosyal anlamda kalıcı kazanımlara kavuşacak. Kültür varlıklarımızı koruyacak, sergileyecek yeni müzeler kurulacak, tarihi binalar yenilenip yeni işlev kazandırılarak halka açılacak. İstanbullular, farklı sanat disiplinleriyle kucaklaşacak.

Genç ve yetenekli insanlar, sanatsal yaratıcılıkla daha yakın bir ilişki kurma olanağına kavuşacak. İletişimden organizasyona, eğitimden tasarıma, yönetimden yaratıcılığa pek çok kişi için istihdam yaratılacak. Kültür ve sanat projelerini izlemek için gelenler, İstanbul’un kültürel zenginliğini, camilerini, kiliselerini, saraylarını ve müzelerini de gezecek. Kültür turizmi hareketlenecek, gelişecek.

Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerinden pek çok kültür sanat insanı, yazılı ve görsel basın mensupları İstanbul’a gelecek. Bu çerçevede İstanbul’un tanıtımına ve marka haline gelmesine olumlu katkı sağlanacak. Avrupa Kültür Başkenti seçilmek, Avrupa ile kültürel ilişkilerin yanı sıra ekonomik ilişkilerin de geliştirilmesine katkıda bulunacak. Yeni yapısal çalışmalarla, yöneten ve yönetilenler hep birlikte, el ele, bilgi ve deneyimlerini paylaşırken, gelecek için kalıcı ve sürdürülebilir bir modelin de oluşmasını sağlayacaklar. İstanbullular, kentlerinin güzelliği ve sahip olduğu değerleri keşfederken böyle bir kentte yaşadıkları için gurur duyacaklar.

Yorum yazın